Thüringen krizinin deprem etkisi yaptığı Hıristiyan Birlik Partisi CDU’da sular durulmuyor.
Thüringen Eyalet Teşkilatına sözünü geçiremeyen Genel Başkan Kramp Karrenbauer partisinin bir dahaki seçimlerde Başbakan adayı olmayacağını ve görevini yeni Genel Başkan belirlenene kadar devam ettireceğini açıklayınca parti içindeki aday tartışmaları da alevlenmiş oldu.
Adaylığını ilk açıklayan 64 yaşındaki CDU eski Meclis Grup Başkanı Friedrich Merz oldu.
Merz daha önceki seçimlerde Kramp Karrenbauer’in en güçlü rakibi olarak Genel Başkanlık seçimini az bir farkla kaybetmişti.
Her ne kadar seçimleri delegeler bazında kaybetmiş olsa da tabanın gönlündeki aday olarak popülaritesini kaybetmedi.
Parti Teşkilatlarının muhtelif toplantılarında tabanı heyecanlandıran konuşmaları ile gündemde kalmayı başardı.
Merz’in adaylığındaki en önemli faktör Genel Başkanlık ile Başbakanlığın bir şahısta birleşmesini savunması olmuştur.Bu bağlamda artık Merkel’in Almanya için beklenilen yenilikleri getiremediğini ve tabanın ve seçmenlerin CDU’dan uzaklaşasında bunun etkili olduğunu savunuyordu.
Nitekim Kramp Karrenbauer de istifa nedenini açıklarken Genel Başkanlık ve Başbakanlığın ayrı şahıslarda olmasındaki zorluğa işaret etmştir ve Merz’i haklı çıkarmıştır.
Merz’in muhtemel diğer iki adaylardan farkı ise ırkçı parti AFD’ye bakış açısıdır.
Son açıklamalarının birinde bana kalsa şimdiye kadar AFD’den de Meclis Başkan Vekili seçilmesini sağlardım nitekim 12,6 oyla Meclise girmişlerdir ve meşru bir partidir,ayrıca onları seçen milyonlarca seçmen de mağdur pozisyonuna getirilmemelidir ifadeleri ile dikkatleri üzerine çekmiştir.
Merz ayrıca adaylığını açıklarken son anket sonuçlarında kendisi ile ilgili olumlu sonuçlara da atıfta bulunarak tabanın kendisine olan talebe işaret ediyor.
Potansiyel adaylardan biri olarak da 39 yaşındaki Sağlık Bakanı Jens Spahn’ın adı geçiyor.
Spahn direk olarak adaylığını açıklamamış olsa da sorumluluk üstlenebileceğini ifade ederek önümüzdeki günlerdeki gelişmelere atıfta bulunmuştur.
Homuseksüel kişiliği ile de tanınan Spahn hakkında bazı gazetelerde Hıristiyan Demokrat Partinin tabanı Homoseksüel bir Başbakanı ne kadar tasvip edebilir ? gibi haberlerle yarışta yerini alıyor.
Kuzey Ren Westfalya Başbakanı Armin Laschet ise ön plana çıkan başka bir potansiyel aday olarak ön plana çıkıyor. Almanya’nın 18 Milyonu aşan Nüfusu ile en fazla seçmene sahip olan Eyaletin Başbakanı olan Laschet konumu itibarı ile yine ilgi odağındaki isimlerden biridir.
58 yaşındaki Laschet karizmatik ve Liberal kimliği ile tanınıyor. Laschet’in en önemli handikapı ise Eyalet Başbakanlığı ile Berlin’deki fırtınalı Genel Başkanlık sorumluluğunu aynı anda yürütebilmesinin zorluğudur.
Merkel’in Başbakanlığı bırakmaması durumunda Laschet’in Genel Başkanlık koltuğuna oturması dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma şeklinde yorumlanıyor.
Nitekim % 14 seviyelerine kadar düşen Sosyal Demokrat Parti Yöneticileri Merkel dışında birilerinin Başbakanlığını kabul etmeyeceklerini açıklayarak Armin Laschet’in adaylığını da zorlaştırmış oluyorlar. Halbuki ılımlı ve birleştirici kimliği ile Laschet mevcut adaylar içersinde CDU içinde en ideal isim olabilir.
Ayrıca göçmenlere bakış açısı olumlu olan Laschet’in ülkede yaşayan Türklerle de çok güzel dialogları var. AFD'ye bakış açısı ise demokrasiye zarar verdikleri ve onlara hiç bir tavizin verilmemesi yönündedir.
Özetleyecek olursak CDU içersindeki Genel Başkanlık krizi gündemi daha çok meşgul edecek gibi. Krizin aşılmasındaki kilitlerden biri Merkel’in Başbakanlığı bırakıp bırakmayacağına bağlı görünüyor.
Her halükarda seçilecek olan yeni Genel Başkan Almanya’nın olduğu gibi Avrupa Birliği’nin kaderini de belirleyici olacak.
Tüm olumsuz gelişmeler ve krizin derinleşmesi ise sadece ırkçı parti AFD’nin daha da güçlenmesine katkıda bulunur . Böyle bir sonuç ise Almanya için felaket olabileceği gibi AB için de büyük bir sorun oluşturur.
Yeni yorum ekle