Ana içeriğe atla
Ana Sayfa

Ana gezinti menüsü

  • Ara
  • Yayın İlkeleri
  • Yazarlar
  • Künye

Yassak

Kenan Kaya

Yassak

Akademi genel bir laçkalaşma yaşıyordu zaten. 2020’de buna bir de pandemi eklendi. Eğitimsiz doktorlar, mühendisler, hukukçular, öğretmenler, hemşireler gibi pek çok yetersiz meslek erbabı üzerinden pandeminin etkisini en az on yıl uzattık.

Nikaragua Mektubu ya da Çağrışımlar Müzesi

Dinçer Ateş

Nikaragua Mektubu ya da Çağrışımlar Müzesi

bugün bahçede çiçekleri suluyordum şair dostum. şiir konuşmak için iki nikaragualı genç ziyaret ettiler beni.

Deprem ve İnsanlık

Ali Şafak Balı

Deprem ve İnsanlık

Bu yazıda ben çok temel düzeyde ve sınırlı ölçüde meselenin mana boyutuna odaklanmayı düşünüyorum. Başka söyleyişle, insan ve değeri perspektifinden bazı hatırlatmalar yapmaya gayret edeceğim.

Deprem Manifestosu

Ramazan Yelken

Deprem Manifestosu

Bu sefer farklı olmalı... Önce sakince durup düşünmeliyiz. İçi boş, göz boyayıcı acil eylem planlarını değil, yaraya dokunan gerçekçi, bilimsel, akılcı eylem planları yapmalıyız. Acele ile enkazları kaldırmak yerine uzun uzun bakmalı, incelemeli, delilleri toplamalı, hepimiz suçumuzu, suçluları tespit etmeliyiz.

Yaşadığımız Son Depremler ve Bunlardan Çıkarılması Gereken Dersler

Mustafa Acar

Yaşadığımız Son Depremler ve Bunlardan Çıkarılması Gereken Dersler

6 Şubat’ta meydana gelen depremler nereden baksanız büyük bir yıkım, büyük bir facia, sık sık söylendiği üzere, yüzyılın depremi. Bu yazıda yüreklerimizi dağlayan yaşadığımız son deprem faciası çeşitli açılardan ele alınmakta ve bundan çıkarılması gereken dersler üzerinde durulmaktadır.

Tasarlanmış Hayatlara Tahammülsüzlük

Ali Maskan

Tasarlanmış Hayatlara Tahammülsüzlük

Son günlerde bestesi Mustafa Erses, güftesi Nâdide Buluç’a ait “felek beni kul eyledi, yaktı yıktı kül eyledi” şarkısı dilime pelesenk oldu. Farklı yorumculardan onlarca defa dinlediğim şarkıyla birbirinden farklı ruh haline girip çıktım. Bir defasında ucundan yakaladığım bir duygu beni böylesi bir yazıya sürükledi.

Ani Aydınlanmalarımızın Geç Kalmışlığı Üzerine

Abdulbaki Değer

Ani Aydınlanmalarımızın Geç Kalmışlığı Üzerine

Meseleyi yaşadıktan sonra meseleye ilişkin genel doğruları kollektif olarak tekrar etmek anlamlı bir öğrenmeden ziyade sorumluluk savmak, yaşadığımız acı gerçeklikle yüzleşmemektir. Depremin değil binaların öldürdüğünü söylemek, alana ilişkin makul ve meşru bilgileri sıralamak ancak yerleşik düzeni ve ilişki ağını yapısal bir şekilde gözden geçirmekle, sistemik dönüşümlere zorlamakla mümkün.

 
Altay Ünaltay

Deprem, Yıkım, Denetim Vs. Ya Da “Zelzele-İ Meratib” (*)

Malesef eğer kamu çalışmıyorsa yurttaşların kendi başlarının çaresine bakmaktan başka seçenekleri kalmıyor. Buradan hareketle, yapı denetimi ve tahkimi konusunda yurttaşların yapabilecekleri kimi işleri burada anlatmaya çalışacağız.
devamını oku DÜŞÜNCE
Fatih Okumuş

Onikişubat 2073: Kahramanmaraşın Kurtuluşu ve Kuruluşu

Yazarımız Fatih Okumuş 2073 yılında, Maraş'ın ellinci kuruluş yıl dönümü törenlerinde irad edilecek nutku yazdı.
devamını oku DÜŞÜNCE
Salih Cenap Baydar

Devleti Putlaştıranların Putu Enkaz Altında Kaldı

Elimizle yaptığımız o araç olan devlet, zamanla bazı insanların gözünde canlanıyor, bir ejderhaya, bir tanrıya dönüşüyor. O araçtan artık bir “şey” gibi değil, irade sahibi, saygıdeğer, hürmet gösterilmesi gereken yüce bir varlık gibi bahsetmeye başlıyorlar. Kendileri de o put karşısında nesneleşiyorlar...
devamını oku DÜŞÜNCE, SİYASETBİLİM
Hasan Boynukara

Emoji Kullanımı ve Dil

Dilimizin yabancı kelimelerin istilası altında olduğu iddiası ise yersiz ve anlamsız bir korkudan ibarettir. Korkunun kaynağı yabancı kelimelerde değil, yeni kelimelerin ortaya çıkmasına vesile olacak sanat, edebiyat, psikoloji, fen alanlarındaki üretimsizlikte aranmalıdır.
devamını oku DÜŞÜNCE, DİLBİLİM
Baha Yılmaz

Tasfiye Edilmek İstenen MHP mi? Türk Milliyetçiliği mi?

Son yaşananlar ışığında bakıldığında yani Sinan Ateş cinayetiyle bir nevi ortaya dökülen, dökülmekle kalmayıp konuşulan, eleştirilen bu süreçle şu soru akla gelebilir. MHP tasfiye mi edilmek istenmektedir ya da şu an ki ideolojik kavrayışıyla Türk Milliyetçiliği mi tasfiye edilmek istenmektedir. Şahsi kanaatimiz odur ki her iki seçenek de değildir. Bu kanaati teyit etmek için bazı gelişmeleri görmemiz gerekir.
devamını oku DÜŞÜNCE, SİYASET
Abdurrahim Toprak

Modernitenin Meşruiyeti ve Emek

Prof. Dr. Cengiz Anık, "Modernitenin Meşruiyeti ve Emek" isimli çalışmasında insanlığın içinde bulunduğu durumu kavramların-dilin bir sonucu olduğunu bildiği için ayrıntılı biçimde insanlığın düşünüş serüvenini ve bu serüvenden hasıl olan kavramları ve bu kavramların fiili durumu nasıl tesis ve tahkim ettiğini ayrıntılı biçimde ele almış. Metin aslında felsefi ve sosyolojik açıdan kavramlara panoramik bir bakış içeriyor.
devamını oku DÜŞÜNCE
Bekir Birbiçer

Proletaryadan Prekaryaya:  Ayrı Dünyalar

Katı modernite veya ağır kapitalizm olarak adlandırılan sanayileşme döneminde sermaye ile işgücü arasında karşılıklı bir bağımlılık ilişkisi söz konusuydu. İşçiler geçimlerini sağlamak için işe ihtiyaç duyuyordu, sermayenin de gelişmek için insan gücüne ihtiyacı vardı. Bu ikisinin buluşma yeri fabrikaydı. Zgymunt Bauman'ın deyişiyle sermaye ile işgücü iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta ölüm onları ayırıncaya kadar birleşmişti. Bu karşılıklı bağımlılık ilişkisi güçlü sendikaların ortaya çıkmasıyla işçi haklarının gelişmesini de beraberinde getirmişti.
devamını oku DÜŞÜNCE, SİNEMA
Ali Aydın

Din-Toplum-Cemaat

Cemaatler ne türlü ihtiyaçlardan doğuyorlar ve ne türden sonuçları karşımıza çıkarıyorlar? Devlet-toplum ilişkimiz cemaatleşmede ve cemaatlerin yapısında bir belirleyen mi? Sosyolojik olarak cemaat yapılarının özellikleri nelerdir?
devamını oku
Necmettin Turinay

Edebiyat ve Sanat Dilinden Bilim ve Düşünce Diline Doğru Uzun Bir Kavis

Elimizdeki bir çalışmada, üzerine eğildiğimiz metin veya sanatçı konuşur; biz onların sesini duyarız. Yaptığımız araştırmalardan elde ettiğimiz veriler, aynı konuda çalışmış diğer bazıları!.. Onları da aynı şekilde. Bunların her biri tek tek bilgiler, anlamlar, özetlemeler biçiminde, çalışmamızda kendine uygun bir yer bulur. Fakat unutmamalı ki araştırmacının konumu bunların hepsinin üzerindedir. Çünkü o bir orkestra şefi sayılır. Ya da önündeki piyanonun tuşlarına basarak, istediği ahengi temine çalışan bir bestekardan farksızdır o! Eserin akışını kuran, belgeleri anlamlandıran, çalışmayı belli bir sonuca doğru götüren! Daha mühimi de her bir bilgiyi kardığı harç için, malzeme olmanın ötesinde terkibe dönüştüren üst bir şuur! Unu, suyu ve tuzu mayalayarak, birbirinden ayrışmaz bir bütünlük icat eden gerçek bir bilim adamı!
devamını oku DÜŞÜNCE
Mustafa Erdoğan

Altılı Masa'nın Anayasa Değişikliği Önerilerine Bir Bakış

Önerilen değişiklikler esas olarak Türkiye’nin 2017-2018 öncesi parlamenter sistem modeline dönmeyi amaçlıyor. Buna uygun olarak, cumhurbaşkanı tarafsız ve sembolik yetkili bir makam haline getirilirken, asıl yürütme yetkisi kollektif bir karar organı olarak Başbakanın başkanlığındaki Bakanlar Kuruluna veriliyor.
devamını oku DÜŞÜNCE, SİYASET
Metin Kazan

Felsefeyi Öğrenmek

Felsefi düşünce, ilme olan istek ve merakla başlar. Düşünürken gerçeği ararsın ve bulma çabasıyla araştırmalar yaparsın. Hakikat, gerçeklik diye bulduğunun ötesinde kalır belki. Olsun, felsefe hiç bitmeyecek düşünce yolculuğudur. Felsefe öğrenmek, okuma alışkanlığı olmayan insanlar için çok zordur. Düşünmeyi öğrenmek illâki kitapla başlar. Bu kitaplar, biçimlendirilmiş okul ve ders kitapları değildir. Yığınla arana mesafe koyan, eleştirel yazılardır. Kafka’nın sözüyle: “Kitap, ruhumuzun buz kesmiş sularını kıracak bir balta olmalıdır.”
devamını oku DÜŞÜNCE
Rahşan Tekşen

Rasim Özdenören'le Yalnızlık ve Yazmak Üzerine Sohbet

Sanırım, en başta kişinin kendini ne olarak gördüğü öne çıkıyor. Kişi yazı yazarken kendini yazar olarak mı görüyor, yoksa yazı onun yaptığı bir işin bir uzantısı olarak mı ortaya çıkıyor? Eğer böyleyse ve mesela kişi, işi icabı yazı yazmak zorunda bulunuyorsa onun yaptığı işi yazarlık olarak görmüyoruz. Bir avukat da mesleğini icra etmek için yazı yazmak zorundadır. Veya bir müfettiş, teftişini yazıyla raporlar haline getirir. Ama biz onların yaptığı işi yazarlık olarak görmüyoruz. Kendini yazar olarak gören kimse, kendisini yazıyla ifade etmediği zaman kendini görevini ifada ihmale düşmüş biri olarak görüyorsa, bence o kişiye yazar dememiz gerekiyor.
devamını oku DÜŞÜNCE
Image

Popüler Makaleler

  • Aslında Kore de Bildiğiniz Gibi Değil!
  • Osmanlı Devleti'nde Gayrımüslim Okulları
  • Sultan-i Yegâh
  • İslam Ekonomisinin Ahlaki Temelleri
  • Codex Cumanicus
  • Rusya’da Nüfusun Coğrafi Dağılımından Kaynaklanan Sorunlar ve Çin Tehlikesi
  • Japonya Bildiğiniz Gibi Değil
  • ABD'de Kongrenin Yapısı ve İşleyişi
  • İbn Haldun'daki İlginç Evrim Fikri
  • Anlam Dünyamız ve Anneler Günü

Rastgele Makaleler

  • Türkiye'nin Varolma Mücadelesi ve Uzlaşma Kültürü
  • Kayıp Dilin Peşinde
  • Mülteciler Tsunamisi Karşısında Dalgakıran Ülke Olarak Tanımlanmak
  • Terör, Akıl Tutulması ve Politikacıların, Aydınların Rolü
  • Paradoksal Nimet
  • BM Çölleşme İle Mücadele Toplantısında Konuşulmayanlar
  • Rusya'nın Tarihsel Misyon Algısı
  • Necdet Subaşı ile Bilim ve Hayata Dair
  • Ortadoğu Sarmalında Kerkük Çıkmazı
  • Korkutan Çokseslilik

Son Makaleler

  • Yassak
  • Nikaragua Mektubu ya da Çağrışımlar Müzesi
  • Deprem ve İnsanlık
  • Deprem Manifestosu
  • Yaşadığımız Son Depremler ve Bunlardan Çıkarılması Gereken Dersler
  • Genişletilmiş Yasaklama Hakkı ya da Bana Neden Sormadınız Depremi
  • Deprem, Yıkım, Denetim Vs. Ya Da “Zelzele-İ Meratib” (*)
  • Tasarlanmış Hayatlara Tahammülsüzlük
  • Onikişubat 2073: Kahramanmaraşın Kurtuluşu ve Kuruluşu
  • Depremde Temel Afet Yönetimi Konusunda Sahadan Gözlemlerim Ve Önerilerim
Facebook
Twitter