İslamcılık Mülahazaları ile ilgili Bazı Anektodlar

19 Ağustos 2024

İslamcılık, Müslüman kimliğinin siyasal düşünme formasyonudur ki her Müslümana vaciptir. Çünkü siyasal bilinçten ve formasyondan yoksun Müslümanlık İslam ümmetini koruma programı olmadan hayatta kalma çabasıdır ki şu gavur dünya düzeninde kurda kuşa ümmeti yem etmek demektir. İslamcılık derken bunun iktidardaki, muhalefetteki veya araf'taki versiyonları da dahil olmak üzere çeşitlilik arz eden bir durumdan söz edilmektedir. Bu durumlardan her biri ayrı bir siyasal bilinç ve eylemlilik gerektirir ki bu gereklilikler İslam fıkhının dinamizminde kendini gösterir. İslamcılığı salt muhalefet retoriği ve eylemi içinde bir normatiflikle ele alanlar kavramın hayatiyet bulma çeşitliliğine ket vurmakla kalmazlar aynı zamanda İslam tarihinin başlangıcı, süreci ve geldiği noktayı da nazarı dikkate almamakla suçlanabilirler.

 

İslamcılığın Çeşitli Formları

İslamcı düşünceye gönül vermiş kişi, akım ve oluşumları öncelikleri konusunda tasnif etmekte fayda vardır. Burada İslamcılığı salt bir kaç ilkeye indirgeyen algıların sorunsallığı da daha net anlaşılabilir. Örneğin, tevhid ve adaleti önceleyen; iktidarı, eğitimi önceleyen İslamcı örgütlenmeler olabileceği gibi; hizmeti, sivil toplumcu organizasyonları, evrensel insan hak ve değerlerinden söz edenleri de bulunabilir. Abdülhamit İslamcılığının, Mehmet Akif ve Sebilürreşat çizgisinin; cumhuriyet öncesi ve sonrası İslamcı aydınlardaki fikri çeşitliliğin ve tavır farklılıklarının doğallığı tüm bunları bir arada İslamcı olarak algılamayı da kolaylaştırmaktadır. Aksi halde herkes kafasında kurguladığı İslamcı kimliğe, oluşuma işaret eder ve ona sürekli yapıldığı gibi bir son biçebilir. Ki bu son biçme çabaları yeni olmamakla birlikte ve tükenmesi gerekirken hala devam etmektedir. Ama öte yandan her son ilamından sonraki yıllarda İslamcılık, kılık ve tavır veya duruş değiştirerek adeta yeni formlarla yenilenerek karşımıza çıkmakta ve bu durumu bolca analiz konusu olabilmektedir. Aslında sona ermesi gereken İslamcılık değil İslamcılığa bir son biçme çabalarıdır. 

Bizim sorunumuz kimin İslamcı olduğunu belirlemek değil kimin nasıl bir İslamcılık performansı sergilediği ile uğraşmak olmalıdır. Bu dünyaya dair siyaset üreten her Müslüman İslamcıdır. Konu bu kadar basittir aslında, ama insanların İslamcılık ufuklarını ve vadettikleri siyaseti her daim sorgulamak da gerekmektedir. İslam’ı, sadece kültürel bir fon ya da sadece ahireti ilgilendiren bir din kabilinden yaşayanlar dışında İslamcılık herkesi kuşatan bir kavramsallaştırmadır. Kimin, dünyaya, Müslümanlara dair İslam kaynaklarına yaslanan ve ondan mahreçli bir düzen getirme iddiası varsa, siyasete en mesafeli insan dahi İslamcıdır.

 

Müzmin Muhalif İslamcılık Türünün Kemalistleşme Süreci

İslamcılığın ülkemizde son zamanlarda müzmin muhalif İslamcılık diye de bir türü vardır ve bu türün temsilcilerinde dil sorunu had safhadadır. Üç beş kavramla, bir kaç jest ve mimikle hayatiyetini sürdürmeye çalışıyor. Devrim, direniş, ilkelilik gibi soldan devşirme kavramlarla idare ediyor. Aslında bu türün tarih algısını ve bilincini oryantalist kategorileştirmeler belirliyor. Emevilik, saltanat çıkarımları; Yezidilik-Hüseynilik karşıtlaştırmaları vs... 

İslam’ın donuklaştırılması; fıkhın, içtihadın, maslahatın işlevsizleştirilmesi ve bunlara karşı bu çevrelerden gelen ciddi bir reaksiyonla ortaya çıkan refleksler ilginçtir. Yenilikleri, değişimleri, yeni fikir ve oluşumları hemen revizyonist olmakla suçlayan Ortodoks Marksistler var sanırsınız karşınızda; Oysa ki bu çevreler, aynı zamanda reform, tecdit, ihya gibi kavramlara oldukça sevdalı olduklarını da söylerler. Bu tarz söylemlerin sahipleri olan İslamcı türler, Türk Solunun, Atatürkçülükle/Kemalizmle sonuçlanan kaderine benzer bir şekilde hilkat garibelerine dönüştüklerinin de farkında değillerdir. Yenilikçi, değişimci bu kafanın bilinçaltında  aslında derin bir muhafazakarlık/tutuculuk vardır. Bu kafa da bir tarz Kemalist bir kafa gibidir. Zaten güncel siyasetin cenderesinde çoğu, Kemalistleşen bir duruş sergilemektedirler.

DEM-PKK düzleminde siyaset yapıp savaş şahinliği yapan müzmin muhalif İslamcılar, Ak Parti'de siyaset yapan İslamcılara ahlak dersleri verme çabasındalar. Aynı müzminler Ortadoğu'da varil bombaları atan katil Esed'in yanındalar ve 30.000 kişilik milis gücü ile fiilen Esed'in saflarında Müslümanlara kurşun sıkan İran'a müthiş bir muhabbet besliyorlar. Aynı müzmin muhalif İslamcılar, zalim-mazlum retoriği yapıp adalet çığırtkanlığı içinde paralellerin siyaset vasatında buluşarak iktidara sallıyorlar. Yumurtaya can veren rabbim, paralellerle İrancıları; ikisini de PKK ile; PKK'yı da Türk Solu ile nikahladı ya. Şaşılacak bir durum kalmadı bu ülkede. Hiçbir şey skandal değil artık. Normal anlamını yitirdi. İlke, evrim, devrim, gibi sol jargona ait kavramları kimseye bırakmayan müzmin muhalif İslamcılığın sonu LGBT vasatında da bunlarla buluşmak oldu. Allah başka zillet vermesin, bu, yeter de artar bile.
 

Dinin algılanmasının bu kadar skolastik bir anlayışa kurban edilmesi ancak bu kadar olur. Bir de bu kesimlerde Kuran İslam’ı olarak öne çıkartılan bir saçmalıklar dizisi daha var, güya modernliği gelenekselliğe karşı ikame edecekler. Tam bir yerli oryantalizm numaraları; İndirilmiş-uydurulmuş din kategorizasyonu saçmalığıyla at başı gidiyor bu çabalar. Sol jargondan beslenen bu kafa yapısı; bu donukluk, bu verimsizlik ve statiklikle aslında sağcıdır ve Kemalist vesayeti, düzeni korur ve giderek muhafazakarlaşır. Muadilleri Türk Solu da zaten böyle mevta olmuştur. İslamcılık konusundaki Muhafazakar muhalefetin veya Sol/Seküler çevrelerin eleştirilerinin arka planında artık psikotik bozukluk derecesinde ilerlemiş bir İslamo-fobia’nın bilinçaltı etkisi vardır. İslamcılık nosyonunu nominalizm düzeyinde tartışanlarda da İslamcılık kavramı konusunda ciddi bir derinlik ve cehalet sorunu vardır. İslamcılığa, yer, kök bulma ile uğraşanlar ve ona bir milat bulma (bulamama) çabası içinde olanların kronoloji ve tarih takıntısı vardır. Bu çabalar topu taca atmak olarak da değerlendirilebilir.

 

İslamcılığın Yeni ve Küresel Formu

İslam ümmetinin içinde bulunduğu her kriz ortamında bazı gereklilikleri, öncelikleri, ortalama bir Müslüman olurken göstermek mümkün değildir. İslamcılık bu ortalamayı standartların üstüne çıkartma çabasıdır. Bu çaba da kendini Tevhid, Adalet, Cihad, Öze Dönüş gibi reflekslerle, çağrılarla ifade eder. 

"İslamcılık öldü" diyenlerle "İslamcılık iktidarda yok oldu" diyenler aynı fikri körlükten besleniyorlar. İslamcılığın artık yerel bir iktidar üzerinden evrensel bir söyleme ve kurulu dünya sistemine bu yerel iktidar eli ve imkanlarıyla itiraz eden muhalefet eden kılık değiştirmiş halini göremiyorlar. Uluslararası çete örgütlenmelerine karşı Mavi Marmara ile başlayan; Suriye, Mısır üzerinden İhvan ile devam eden, Hamas ile Gazze'de zirveye çıkan muhalif dilin ve üslubun evrensel İslamcılık olduğunu göremediler. Reis'in bir dönem sıkı bir şekilde dillendirdiği Dünya sisteminin kuruluş mantığına, 5'li Çetenin varlığına, Uluslararası Sistemin Lordları eliyle yürüyen Faiz Lobisine yönelik yerel iktidar dili ve imkanları ile yaptığı eleştirilerini/ itirazlarını göremediler. (Her ne kadar son birkaç yıldır bu konuda Reis'in, eski performansını aratır bir reelpolitik, konjüktürel ve pragmatik gerekçelerle bu söylem dili sönümlense de küresel çapta yayılma potansiyeliyle ve yeni formu ile bu tepki ve tavırlar, eleştiriler ve itirazlar evrensel İslamcılık örneği olarak okunabilirdi.) Dünyadaki adaletsiz gelir dağılımının ortaya çıkardığı çarpık insanlık görüntüleri, (Hükümetin Sudan, Somali Politikasına bakınız...) Uluslararası vesayet odaklarına ve yerli taşeronlarına yönelik tavırları ve itirazları gerçekte yerel iktidarın ümmetçi dilinin ve jargonunun (aslında İslamcılığın) evrensellleşmesi olarak okunamadı ve görülemedi.

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
3 kez görüntülendi. 199 kez görüntülendi. 1 yorum yapıldı.