Kur’an-ı Kerim antisemitik midir?

10 Haziran 2025

Yahudilik'te "Hayot Adam-İnsansı Hayvan-Maymuna Dönüşme" İnancı

Küresel siyasetin ve uluslararası ilişkilerin teopolitik bir çağa evrildiği, apokaliptik ve mesihi iddiaların insanlığın geleceğini esir alma endişesi yaşandığı zamanlardan geçiyoruz. Sadece dinler tarihinin değil insanlık tarihinin teopolitik bir tarih olduğu da söylenebilir. Bu açıdan bakılınca, kutsal metinlerin anlaşılmasında, bir ifadenin mecazi mi lafzi mi yani literal mi anlaşılması gerektiği konusu önemli bir hermönetik tartışma olagelmiştir. Hermönetik denilen anlama yaklaşımı elbette bir lingüistik ve semantik bilgi ve yorum alanıdır. Ancak Kutsal Kitaplar yorumlanırken, tartışmalı konular sadece teolojik hermönetik meselesi olarak kalmaz, teopolitik hermönetik yani kısaca Tanrı adına ve adıyla dünyaya nizam verme tartışmasına da dönüşebilir. 

Bu yazımızda, İslam’ın Kutsal Vahiy Kitabı olan Kuran-ı Kerim’de Yahudilere işaretle geçen “inkarlarından dolayı aşağılık maymunlar olun” ifadesinin – lafzen olduğuna dair anlaşılan ilgili bir hadis rivayetine rağmen mecazen veya manen yorumlanması konusu bir yana- aslen Yahudi kaynaklarında geçtiğini ve Kurani anlatının buna açık bir gönderme yaptığını anlatacağız. 

Bu, neden önemli? Eğer bu çarpıcı gerçek Yahudi yazarların sansüründen kurtarılıp açığa çıkarılmazsa, Kur'an’ın ve İslam’ın antisemitik olduğu ithamıyla dünyayı kandırmaya devam etmek isteyeceklerdir. Bu konu, yahudi akademyasında sadece birkaç yazar tarafından ele alınmış ve o da parça parça izah edilmiştir. Türkiye’de ve hatta İslam dünyasında ise bildiğimiz kadarıyla, bu ifadeye farklı bağlamlarda özellikle Şabat yasağı bağlamında işaret eden bazı kısa çalışmalar olmuşsa da bu yazının konusu olan “aşağılık maymunlara dönüştürme”nin aslen Yahudi geleneğine ait bir ifade olduğu ortaya konulmamış, çok önemli olmasına rağmen eksik bırakılmıştır. Dolayısıyla bu yazıda bu konu ilk kez okuyucuya sunulmaktadır. Yahudilerin kendilerine yasak edilen şeyleri yapmakta küstahça diretenlerinin “Aşağılık maymunlar olun!” denilerek cezalandırılması yani “mesh/مسخ“ esasen Yahudi tefsir geleneğinde anlatılmaktadır. 

Bu ifade, Kuranı Kerim’de 3 ayette (Bakara 2:65/ قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ; Maide 5:60/ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازيرَ; A'raf 7:163,166/ قِرَدَةً خَٰسِـِٔين) geçen ve tarihte ‘beni israil’in yaşadığı bir olaya atfen Yaratıcı’nın/Tanrı’nın yahudilere “’aşağılık maymunlar olun’ dedik” şeklindeki ifadesidir. Kur’an’ın birçok ayetinin mecazi olduğu, bazılarının ise literal (kelimesi kelimesine) anlamda anlaşılması gerektiği; ancak bu literal ayetlerin bir kısmının yüzeysel olmayan, derinlikli bir literal anlam taşıdığı bilinmektedir. Bu ifade, metin ve bağlam bakımından gerektiği gibi anlaşılmadan, yahudi tarihçiler ve oryantalistler tarafından çarpıtılarak İslam’ın ve Kuran’ın antisemitik olduğu iddialarına malzeme yapılmış ve yapılmaktadır. Oysa dikkatli bir çalışma, Yahudi tarihçilerin ve yorumcuların, bu ifadenin aslen Yahudi Tefsir geleneğinde nakledildiğini, Kuran’daki ayetin buna gönderme yaptığı gerçeğini nasıl örtmeye çalıştıklarını ortaya koyar. 

Evet, Yahudi tefsir geleneğine göre, Babil Talmudu Sanhedrin 109b’de, Tanrı Yahve, yahudilerin bir kısmını inkarcılık ve fesatçılıkları nedeniyle “maymunlar (Kofim - קוֹפִים)” haline çevirmiştir. Anlaşılan o ki, Kuranı Kerim de buna işaret etmektedir. Yani, Kur’an’da geçen “bazı kişilerin maymuna çevrilmesi” teması, ilk bakışta İslam’a özgü bir anlatı gibi görünse de, bu anlatının Yahudi kutsal metinleri ve midraşik yorumlarında izlerine rastlamak mümkündür. Bu bağlamda, Kur’an’da yer alan motifin edebi kökeni, Yahudi geleneğinde bulunan bazı anlatılarla örtüşmektedir. Reuven Firestone’un da dikkat çektiği gibi, bu tür motifler hem kültürel etkileşim hem de reddiye temelli yeniden anlamlandırma bağlamında değerlendirilmelidir.

Bu mesele hem yakın tarihten gelen hem de günümüzde güncel siyasi teopolitik çatışmaların en önemlisi olan Gazze soykırımı bağlamında da anaşılması gereken bir konudur. Siyonist soykırımcı liderlerin ve onların peşinden giden yerleşimci siyonistlerin Filistinlilere yönelik soykırımı (bebek çocuk, yetişkin ve davar ne varsa katledilmesini) dini/talmudik dille meşrulaştırmak için kullandıkları, Gazzelilere (aslında tüm gayr-i yahudilere) yönelik  “hayvansı insan” (‘Hayot Adam’- human animal) aşağılaması, aslında kendi Tevrat ve tefsirlerinde Tanrı Yahve’nin  yahudilere yönelttiği “maymun” nitelemesinin ve ‘lanetlerin’ tarihsel ve varoluşsal kompleksi altında ezilmelerinden kaynaklanan ’Haşem’e (İbranicede “İsim” anlamına gelen ve Yahudilerin, Tanrı’dan gerçek isimleriyle bahsetmeye karşı oldukları için Tanrı’ya atfen kullandıkları kelime) yönelik bir isyan ve şiddet sarmalıyla ilgili olabilir mi? 

Yahudi Kutsal metinlerinde, mesela Tekvin 16:10’da Hacer’in oğlu İsmail için de İbranice “pere adam” kavramı kullanılır ki ‘vahşi mahluk’ anlamında, Yahudi tefsirlerinde köpek ve eşek olarak detaylandırılarak kullanılagelmiştir. ‘Pere adam’ (vahşi hayvansı insan) ve ‘hayot adam’ (insansı hayvan) ifadeleri, birbirinin yerine de kullanılmıştır. Bunlar, Yahudi bilincinde ve dini eğitiminde bilinen kavramlardır. Yani Yahudilere göre ‘gayr-i yahudiler ‘insandan aşağı’dır (köpek, eşek vb. geçer kutsal yorumlarda). Batı’da Hristiyanlar bu yahudi dilini alarak şiiirde, edebiyatta, medyada ve siyasette antisemitik bir hırsla yahudilere çevirip kullanmışlardır. Batı’da bu ’insansı hayvan-human animal-infrahuman’ anlayışı, Kafka örneğinde olduğu gibi edebi ve felsefi dile de girmiştir.[1] Batı siyasetinin Gazze soykırımı karşısındaki sessizliği de bununla ilgilidir. Yani Filistinliler, ‘aşağı varlıklar-infrahuman’dır. Hristiyan siyonistler aslında Yahudileri hayvansı (the animality of the Jew), Yahudi siyonistler de Müslümanları ‘hayot adam-infrahuman’ görür. 

Bu çok boyutlu soruyu/konuyu bir kenara koyup, şimdi “maymunlara” çevrilme meselesinin Yahudi Talmudik tefsir geleneğinde nasıl ele alındığını görelim.

Bu konuyu ele alan az sayıdaki Yahudi yazardan bir olan Reuven Firestone[2], İslam’ın ilk dönemlerinde kutsal anlatıların fenomenolojik ve tarihsel bağlamını ön plana çıkarır. Ona göre, İslam’ın ortaya çıktığı ortam hem sözlü hem de uygulamalı olarak Yahudi ve Hristiyan geleneklerle yoğun şekilde temas halindeydi. Firestone, İslam’ın bu anlatıları nasıl işlediğini anlamak için, seçici alımlama ve reddiye amaçlı yeniden yapılandırma gibi süreçlerin analiz edilmesini önerir. Bu çerçevede, Sebt/Şabat gününe dair Kur’anî anlatıların yalnızca teolojik değil, aynı zamanda toplumsal-simgesel işlevler taşıdığı söylenebilir. Bu uzun bir akademik tartışma. Kötülerin ve günahkarların hayvana dönüştürülmesi, başka kadim geleneklerde ve çok eski mitolojilerde de var olan bir transmutasyon türü. Burada konuyu sade ve anlaşılır tutmak üzere, Yahudi tefsir geleneğinde hem genel olarak “hayvana dönüştürme” cezasını hem de özel olarak “maymuna dönüştürme” cezasının nasıl yorumlandığını değerlendireceğiz. Hristiyan teolojisinde hem ilk dönem Kilise Babalarının bazılarında (Origenes, Augustinus ve Tertullian) hem de Apokrif metinlerin bazılarında günahın insanı "hayvanlaştırdığı" veya "sureten bozulmaya uğrattığı" anlatımları bulunur. Günah ve kibrin insanı ruhen ve ahlaken “hayvanlaştırması”, insanın Tanrı’dan uzaklaştıkça hayvan gibi yaşadığı inancı alegorik dille anlatılır. 12. yüzyılda İbn Meymun (Maimonides) de bir topluluğun “maymuna dönmesi”nin, onların ahlaki düşüşünü ve ilahi suretten kopuşunu sembolize ettiğini anlatır. Hatta, Ibn Meymun, Delâletu´l-Hâirîn- Aklı Karışıklar İçin Rehber olarak Türkçe’ye çevrilmiş Moreh ha-Nevukhim adlı kitabında Müslüman Türkler’den “insandan aşağı maymundan üstün insan suretinde hayvanlar” (Soykırım niyet ve planlarını açıkça ilan eden İsrail Savunma Bakanı’nın ve Başbakanının ifadesi- ‘insansı hayvan- Hayot Adam-human animal’) olarak bahseder. Onlara göre, ‘insan suretindeki hayvanların çoluk çocuk ayırmadan katli’ şarttır. Bu sadece politik bir söylem değil, bir dini inançtır. Çocukluktan yahudi dini eğitiminde bu öğrenilir. Bugün hiçbir yahudi akademisyen yahudi inanç ve hukukunda çok önemli addedilen İbn Meymun’un bu dilinin nasıl bir ‘aşağılama’ dili olduğunu bilirler ama hatırlamak bile istemezler. Herkesin gözü önünde cereyan eden Gazze soykırımını yapanların kullandığı dilin dini kaynaklarının anlaşılması bakımından bu önemlidir. Bu da bir kenarda dursun. Ortaçağlara gelince, Fransa, Almanya, Bohemya ve Avusturya’da 12-15nci yüzyıllar arasında rişonim ile poskim tarafından ortaya konulan Tosafor (şerhler) denilen Talmudik yorumlarda insanların şeklen de mucizevi olarak hayvana dönüştüğü savunulmuştur. Bu, meşhur Şulhan Aruh’un yazılmasından önceki dönemdir. Modern Yahudi düşüncesinde ise mesela Martin Buber’de benlik ve ilişkisel kopuşun bir sonucu ve Emmanuel Levinas’ta da başkalarının yüzüne karşı duyarsızlaşan insanın etik sorumluluğu terk ettiği anda bu “hayvana dönüşme/hayvanlaşma” tehlikesiyle karşı karşıya oluşu anlatılır.

Kur’an’da Sebt/Şabat günü ihlalcilerinin ‘maymunlara çevrilmesi’ anlatısının anlamının ve öneminin anlaşılması için öncelikle Yahudi tefsiri Mişna’da fasık yahudiler için İbranicede Dor haflagah (fısk ehli-dindar değil ama insanlara değil öncelikle kendilerine zararlı) ve Dor hamabul (zalim-hırsız nesiller yani dindar ama insanlara zararlı) gibi sıfatlar kullanılır. Dor hamabul, ilginçtir ki, “hırsız, çalan talan eden, insanlara zulmeden’ (bugün yaptıkları) manasındadır ve yeryüzünden silinmekle cezalandırılmışlardır. Dor haflagah ise fasık ve inkârcı olan, isyan eden anlamındadır. Bunlar yeryüzüne dağılmışlardır. Bu bağlamda, Tevrat’ın da içinde bulunduğu Yahudi Kutsal Kitabı yani TaNaH içerisinde doğrudan “Tanrı’nın insanları maymuna çevirdiği” şelinde bir anlatıya açık biçimde rastlanmaz. Ancak bazı yorumcular, şu bölümlerin daha sonra gelişen yorumlar için temel oluşturduğunu savunur: Mezmurlar / Tehillim 106:13–18 genel olarak Tanrı’ya sadakatsizliği ve cezasını konu alırken, Yaratılış / Bereşit 1:26–27 ise insanın “Tanrı suretinde” yaratılması öğretisi -Imago Dei- ile çelişen bir “hayvana dönüşme” cezasını, sonradan gelen yorumlarda, bu suretin kaybedilmesini açıklar. Buradan hareketle, bazı midraşik metinler, Tanrı suretinden çıkarılmayı “hayvani forma dönüş” olarak alegorize eder.

Midraş ve Talmud gibi rabbanî dönem Yahudi yorumları, mesela Midraş Tanḥuma (Ki Tissa 16), altın buzağı günahı sırasında günah işleyenlerin cezalandırıldığını, bazılarının “yüzlerinin karardığını” ve “insanlık suretinin kaybolduğunu” belirtir. Bazı rabbanî yorumcular bu ifadeyi "hayvani şekle dönüş" olarak yorumlamıştır. Yalkut Şimoni (1:3)’de, Tanrı'nın lanetlediği kişilerin "hayvan suretine büründüğü" aktarılır. Maymuna dönüşme burada isim verilerek yer almasa da, bazı yorumlarda “insanlık suretinin kaybı” maymunlaşmayla özdeşleştirilmiştir. Doğrudan maymuna dönüştürülme ifadesinin geçtiği en temel tefsir metni ise Babil Talmudu, Sanhedrin 109b’dir. Burada 3 grup Yahudiden bahsedilir. Maymuna dönüştürülen Yahudiler 3ncü gruptur. Yani Mişna’ya göre tanrı’ya meydan okuyan zalim yahudilerdir.

Sanhedrin 109b'de Babil Kulesi'nin inşasına katılan yahudilerin Tanrı Yahve tarafından cezalandırılması anlatılır. Bu bölümde, kuleyi inşa edenlerin niyetleri ve sonlarının nasıl olduğu hakkında rabbinik bir tartışma vardır. Üç grup kuleyi inşa etmiştir: Birincisi ‘Tanrı'yla savaşmak isteyenler’ – Rüzgâr tarafından dağıtılmıştır. İkincisi, ‘Göğe çıkıp put dikerek Haşem’e isyan edenler’ – Maymuna (maymun ve fil) dönüştürülmüştür. Üçüncüsü ise putperestlik yapmak isteyenler – Dillerinin karıştırılmasıyla cezalandırılmıştır. Maymun burada aşağılık bir varlık olarak görülür ve kibirli insanların düşüşünün sembolü olarak sunulur. Yahudiler, kendi tanrıları tarafından ‘kibirli’ olarak suçlanıp ‘maymuna dönüştürülmüş’lerdir.

İslam’ın tarih sahnesine dahil olduğu dönemde Kur’an’da Sebt günüyle ve diğer inkarcılıkları ile ilgili olarak Yahudilere yönelik eleştirilerin yer alması şaşırtıcı değildir. Vahiy, geldiği dönemdeki başlıca inanç/inkâr topluluklarını doğal olarak muhatap alacaktır.

Bu yazıda, İslam’a yöneltilen antisemitik olma suçlamasının nasıl temelsiz olduğunu, hatta gerçek antisemitizmin siyonizm olduğu sonucunu ispatlayacak mahiyette, bir Kurani ifadenin aslında Tanrı’ya isyan eden Yahudilerin kendi kullanımlarına işareten Yahudilerin kendi kaynaklarında kendileri hakkında geçtiğini göstermiş olduk. Yani Yahudi tanrısı, Yahudilerin bir kısmını “maymunlara ve şeytanlara çeviriyor.” Gazze ölse de, insanlığıyla tarihe kaydolacak. Gazzellilerin kan diyetinde kimlerin hissesi var ayrı bir mesele. Ancak zalimler, yani gerçek Hayot Adam (insansı hayvan) ise insanlığın utancıyla bu dünyada ve ahirette hesap verecekler.


[1]Bkz. Noam Pines, The Infrahuman : Animality in Modern Jewish literature, Albany : State University of New York Press, 2018.

[2] Bkz.Reuven Firestone, “Apes and the Sabbath Problem”, Bölüm 2, The Festschrift Darkhei Noam : the Jews of Arab lands / edited by Carsten Schapkow, Shmuel Shepkaru, and Alan T. Levenson, Koninklijke Brill NV, Leiden, The Netherlands, 2015, s. 26-49.

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
KONTROL
Bu soru bir bot (yazılımsal robot) değil de gerçek bir insan olup olmadığınızı anlamak ve otomatik gönderimleri engellemek için sorulmaktadır.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
206 kez görüntülendi. 206 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.