En son “Dürüst Bir Polisin Trajedisi: Serpico” filmi üzerine, 2020 yılında bir film değerlendirme yazısı yazmışım. Yıllar sonra yine gerçek bir olayın film örgüsü karşıma çıkınca, fazla etkisinde kaldım, dayanamadım ve aşağıdaki yazıyı kaleme aldım.
Türkiye'de "Yozlaşmış" ismiyle gösterilen "The Corrupted" filmi, 2012 Londra Olimpiyatları organizasyonu sırasında yaşanan gerçek olayları anlatıyor...
Filmin konusu şu: Emlak komisyoncusu olan Cullen, Belediye Başkanı ile işbirliği yaparak Londra Olimpiyatları’nın İngiltere’de yapılacağının bilinmesi öncesinde, fakir kimselerin bölgedeki arazilerini ‘ucuza kapatarak’ yüksek kârlılıkta rant sağlamak istemektedir.
Filmin başrolünde olan Liam ve kardeşi, küçük yaşlarda iken, babaları, birlikte oturdukları evi ve bu proje için çok önemli olan arazisini satmak istemez. Bunun üzerine Emlakçi Cullen, onu ikna edici hile kullanır ve sonrasında da ‘kendisini öldürmüş’ gibi intihar süsü verirler ve babaları ölür. Liam ve kardeşi küçük yaşta yetim kalmışlardır.
Emlak Komisyoncusu Cullen, büyük ranta kavuşmuş ve zengin olmuştur. Emlakçı Cullen, Polis teşkilatına yardım eden, onlar için bağış kampanyaları düzenleyen hayırsever işadamı rolündedir. Belediye Başkan Yardımcıları, Polis Amirleri ve yozlaşmış polislerle işbirliği yapan Emlak Kralı, bu sayede servetine servet katar ve emlak işi yanında, uyuşturucu ticaretini de yönetmeye başlar.
Küçük yaşta yetim kalan ve zor bir hayat geçiren Liam ise, bir hırsızlık suçundan mahkum olmuş ve uzun bir süre hapishanede yatmıştır. Babasının intihar ettiğini ve onları hayat yolculuğunda yalnız bıraktığını sanmaktadır. Liam, kardeşi ile birlikte dürüst bir hayat arzu etse de bunu sağlayacak yeterli parası yoktur. Tam da bu nedenle Liam’ın kardeşi, o hapishanede olduğu sürede uyuşturucu işine bulaşmıştır.
Her şeyden habersiz Liam, hapishane çıkışında bir süre boks dövüşü yaparak geçinmeye çalışır ve bu sırada Emlak Kralı Cullen ile tanışır, onun bazı ‘iyilikleri’ ile ailesi minnet altına girer. Ancak Cullen, çok kötü ve ikiyüzlü birisidir. Bu arada küçük kardeşi, büyük bir miktar parayı uyuşturucu sevki sırasında zimmetine geçirmiştir.
Polis teşkilatı içinde temiz ve dürüst çalışan Dedektif Neil, Liam’ın kardeşini takiple onu üzerinde para ile yakalar ve kendine çalışmak zorunda bırakır. Emlak Krallığı kurmuş olan Cullen, suç örgütünün gücü ile hem küçük kardeşin Dedektife çalıştığını hem de kaybolan paranın kimde olduğunu öğrenmiştir. Liam’ın kardeşinin mezarı kazılır ve oracıkta öldürülüp gömülür.
Tüm bu işlenen cinayetlerin polis teşkilatı içinden yardımla örtbas edildiğini anlayan temiz yürekli Dedektif Neil, gerçeği araştırır, elde ettiği bilgilerle dehşete kapılır ve bunları kamouyuna ifşa etmek ister ama kendisine destek verecek kimse yoktur. Dedektiflerin amiri Reid dahi Emlak Kralına çalışmaktadır ve işlenen suçları örtbas etmektedir. Yer yer vicdanı bu yapılanları kaldıramayınca da kendisine “Sen kahverengi zarfı alınca, zaten bunu kabul ettin!” cümlesi ile ‘uşaklığı’ ona hatırlatılır. “Emekli olduğunda, her sabah uyanıp, içten içe çürümüş olduğunu fark edeceksin ve kendi leş kokunu alacaksın! Rüşvet, hırsızlık, cinayet, yolsuzluk tabi! Bu şehir bunu iyi yapıyor, buna bir karıştın mı, çıkış yolun yok!” gibi sözleriyle sesli düşünen dedektif amiri Reid, idam fermanını imzalamış olur ve yüksek bir binadan aşağı atılır.
Bir gazete muhabiri, Emlak Kralı Cullen’in kirli işlerinin farkındadır. Ancak yine onun tarafından tehdit gördüğünden bunları yayımlayamaz. Süreç içinde Dedektif Neil ile işbirliği yapar. Fakat polis amirlerinin de içinde olduğu bu yozlaşmışlığı ifşa edebilmek ne kadar mümkün olacaktır? Bu arada kardeşinin öldüğünü öğrenen Liam’da onlara destek verecektir. Fakat Dedektif Neil’in yanındaki yardımcısı da yozlaşmaya dâhildir ve sinsice onu gözetlemektedir. Temiz meslek icra eden Dedektif’e önce komplo kurulur, ‘uyuşturucu ticareti yapıyor’ gibi göstererek gerçeği ifşa etmeden cezaevine atılmak istenir, ancak polislerin eliye tuzak kurulan Dedektif’i bu kez de yardımcısı ‘Ne yani, başka seçeneğim mi vardı sanıyorsun?” diyerek öldürür.
Liam ise kardeşinin ölümünden sonra kayıp parayı bulmuştur. Ancak Emlak Kralı Cullen’e parayı teslim etmek zorundadır, çünkü Cullen ailesini kaçırmıştır. Liam bu esnada, Emlak Kralı’nın yıllar önce babasını ve yakın zamanda da kardeşini öldüren kişi olduğunu öğrenir. Emlak Kralı Cullen, “Aile insanı zayıflatan şeydir, baban ve kardeşin sözüme gitmedi. Kötü tercih yaptılar” deyince Liam bir fırsatını bulur ve onu öldürerek intikamını alır.
Bu arada elde edilen delillerle Basın muhabiri, yozlaşmış polisleri kamuoyuna bildirmiş ve onlar ifşa olmuştur. Mevcut durum açığa çıkınca, Belediye Başkan Yardımcısı ve Emniyet Müdür Yardımcısı yozlaşmış polislerin yaptıklarını ‘münferit bir olay’ olarak gösterirler ve yakalananlarla bağlantılarını keserler. Geriye bu kirli bağlantıyı yayımlayan Basın muhabirini ‘haklamak’ kalır, onu da yolda motoru ile giderken bir aracın altında bırakırlar ve o da ölür. Karmaşık olaylar içinden eşini ve çocuğunu kurtaran Liam ise, başka bir yere göç ederek hayatta kalmayı başarır. Suç şebekesi onun kimseyi ele vermeyeceğinden emindir, ne de olsa şartlı tahliye altında suç işlemiş Emlakçı Cullen’i öldürmüştür. Liam eğer ki hata yaparsa, ‘ortadan kaldırma’ konusunda, Emniyet Müdürlerinin de içinde olduğu kötü adamların gücü varlığını korumaktadır.
Siyaset-Polis-Mafya üçgeni kurmuş olan küreselleşme yanlısı karanlık güçler, ‘Bize verilen her fırsatı değerlendirmeli ve bina yapmalıyız’ diyerek, rant ve soygun düzenine devam ederler.
Filmde dikkat çeken husus, tüm güçlü, yüksek statü sahibi kötü kişilerin (bu karakterler gerçektir) iyi insan rolü oynaması, sanki çok yardımsever ve masummuş gibi kamuoyunu bir şekilde yanıltabilme başarısı göstermesidir.
Filmde, dehşet verici sahneler, kimin eli kimin cebinde olduğu anlaşılamayan kirli bağlantılar ve ibretlik düşündürücü diyaloglar var. Emlak Kralı Cullen’in Belediye Başkanlığı’ndan proje başvurusunun kabulünü sağlaması için söylediği sözler çok anlamlı meselâ:
“Şimdi beni çok iyi dinle! Kırk yıldır suyun üstünde kaldım. Bunun için ‘biraz çaba’ gerekiyor. Ama bu gemi batarsa, etrafta cankurtaran botu olmayacak, herkes batacak, sen de dahil!”
İşte suç örgütlerinin en sağlam yapıştırıcısı! Kirli düzenin parçası olmuşsan, ayrılamazsın!
Sonuçta, topluma iyi roller oynayan kişilerin, suç örgütleriyle birlikte döndürdükleri kirli işleri görünce, insanın gözleri fal taşı gibi açılıyor...
"Yozlaşmış" filmi, göz kamaştırıcı gökdelenlerin ve olimpiyat coşkusunun ardında gizlenen karanlık dünyanın kapılarını aralıyor. İktidar, para ve yozlaşmanın kol kola gezdiği bu dünyada, sistemin çarkları arasında ezilen masumların çığlıkları duyulmuyor bile. Liam ve kardeşinin trajedisi, büyük rant hırsının ve yozlaşmış güç odaklarının insan hayatını nasıl hiçe sayabildiğinin acı bir kanıtı. Film, izleyiciyi derin bir rahatsızlık duygusuyla baş başa bırakırken, toplumsal ahlakın ve adalete olan inancın sorgulanmasına da neden oluyor.
Bu etkileyici film, gözlerimizi gerçeklerden kaçırmamamız ve suskunluğun bir parçası olmamamız gerektiğini haykırıyor.
Yeni yorum ekle