Bir ülkenin Meclisi, Emniyeti bombalanıyorsa…
Bir grup askeri, sivillerin üzerine pervasızca ateş edebiliyor ve tankları araçların, insanların üzerine sürüyorsa….
Genelkurmay Başkanı boğazına kemer geçirilip bir bildiriyi imzalamaya zorlanıyorsa….
Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları rehin alınıyorsa….
Genelkurmayı basılıyorsa…
Terörle mücadele etmesini beklediğimiz güçlerimiz hükümeti devirmeyi iş ediniyorsa…
Ülkeyi savunmak üzere servetler harcanan uçaklarımızın her an kimin eline geçeceği belirsizse…
Jandarmamıza güvenemeyeceksek…
Türkiye ile Rusya’nın arasını bozan uçak düşürme olayına pek de uzak sayılmayan İncirlik gibi hassas bir üstteki komutan darbenin içinde yer alıp tehditkar/bombacı F-16’lara yakıt ikmali yapıyorsa ve sonra da ABD’den sığınma istiyorsa (Haber New York Times’da yer aldı.)…..
Rahmetli Yazıcıoğlu’nun düşen helikopterinin başında görüntüleri olduğu söylenen er, Marmaris’deki Cumhurbaşkanına suikast timinin içinde yer alıyorsa…Sözkonusu helikopterin düşme olayında radarları kapanan birliğin komutanı darbe girişimi kapsamında tutuklanıyorsa...
Milli Savunma Bakanının, Genelkurmay Başkanının, Cumhurbaşkanının en yakınındaki kişiler zanlı ise…
Bütün bunlar olurken , bazı insanlarımız bunları telin etmek yerine, medyadaki haber kirliliğinden hareketle darbeci askerlere yönelik birkaç olayı parlatıp esef etmekle yetiniyorsa…..
Her vesileyle sahneye çıkan sözümona sanatçı ve entellektüellerimiz ortada görünmüyorsa….
Sokağa çıkarak bir darbenin önlenmesine katkı sağlayan ve sosyolojik olarak tarih yazan bir millet aşağılanmaya çalışılıyorsa….
Biz bundan sonra tedirginlikle uyuyup “artık kime güveneceğiz” diye için için söyleneceksek….
Sözün sonu gelmiş demektir.