Firavunlar ve Köleler

Tembih

Rahmetli babam, sakın devlet malı deniz diyen haramilerden olma, kim olursa olsun, devletin her kuruşunu kendi cebinden harcıyor gibi hassasiyet göstermeyenin hırsızdan farkı yoktur, derdi. Hatırladıkça nevrim dönüyor.

***

Ön Ek, Son Ek

Ah ile başlayan cümleniz, keşke ile bitiyorsa hiç şüpheniz olmasın, kaybedenlerdensiniz. Ah bunu daha önce fark etseydim keşke! Kundera'ya göre: İnsan, hep denemededir. Bu doğruysa, ahlar, keşkeler bir ömür…

***

Çok Şey Biliyoruz Çok

Darwin, İnsanlar maymundan türedi, dedi, Marks, din afyondur, dedi, Freud, insanı güdüleyen cinselliktir dedi, Niçe,Tanrı öldü, dedi, Camus, Varlık saçmalıktır, dedi, Dekart, düşünüyorum, o halde varım, dedi, Sartre, varlık özden öncedir, dedi, Heidegger , dil düşüncenin evidir, dedi, Locke, tabula rasa, dedi, Wittgenstein, dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır, dedi, İbni Haldun, coğrafya kaderdir, dedi...

Onların dertleri vardı, amaçları vardı. Dünyayı değiştirme istekleri vardı. İnsanlık için daha iyi olana ulaşmak için. Dünyaya, hayata, eşyaya farklı bakılabileceğine inanarak. Biz galiba hala skolastik dönemdeyiz. 

Firavunlar ve Köleler

 “Akıllı köylü, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir ama sessizce osurur!”

Etiyopya atasözüymüş

***

Kişi yaşadığı hali değiştiremeyince, onu meşrulaştırmaya çalışır. Beğenmediği ya da onaylamadığı bir hal üzere uzun süre yaşamak zorunda kalması ise çeşitli arızaları beraberinde getirir; uyumsuzluk, isyan, saldırganlık, kendine ve başkasına zarar verme vs. gibi. Aynı şey kurumlar için de geçerlidir. 

***

Teknopathy

Arada teknolojiye kızıp dururuz. Çok hızlı gelişiyor, bizi esir alacak, insanlar makinaların tehdidi altında vs. diye. Teknoloji hızlı gelişmiyor, tam aksine hayallerimizin çok gerisinde. Ulaşım, konaklama, yeme, içme hala çok pahalı. Kronik hastalıklar çözülmemiş olarak duruyor. Enerji, barınma gibi ihtiyaçlar milyonlarca insan için hala bir kabus. Bizim gibi ülkelerin high-tech, nano-teknoloji, yapay zekâ gibi konularda korkuya kapılmaları ise son derece romantik. Aşırı-makineleşme gayri insani olabilir ama yarış bu alanda yürüyor ve var olmak için ya yarışacağız, ya da çekilip hükmen mağlup olacağız. Teknoloji çok yavaş ilerliyor çok.

***

Dost Düşman

En büyük dostumuz gerçektir. Paradoksal olarak en büyük düşmanımız da.

Her an ölme ihtimalimiz bir gerçek, ancak bunu her an düşünerek yaşamak ıstıraptır.

Bize hep gerçekleri dile getirmemiz öğütlenir, biz de başkalarına öğütleriz ama bunun başımıza ne işler açabileceğini deneyimlerimizle öğreniriz.

Bugünün gerçeğinin yarın değişebileceğini biliriz ama hiç değişmeyecekmiş gibi gerçeğin militanlığını yaparız.  Aslında bıçak sırtında bir hayat, her şeye rağmen kendi gerçeğimizle yüzleşmeyi seçmek zorundayız. 

***

Tanımak Tanışmak

"Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık". Altı yıldır kapı komşumuzun ne iş yaptığını, kim olduğunu öğren(e)medik. Galiba aynı kabileden olduğumuz için! İşin aslı şu; eğer doğup büyüdüğünüz ve halen yaşamaya devam ettiğiniz bir mahallemiz yoksa, kısaca gurbetteysek, bize "nasıl olsa kısa süre sonra tayini çıkıp gider" gözüyle bakılır, yakından tanıma ve yakınlık kurma zahmetine girilmez. Aynı şeyi de siz yaparsınız. Dolayısıyla ilişkiler yataydır, sığdır, süreksizdir. Yani kapı komşumuzu tanımıyoruz diye üzülmeyin.

***

Operasyon

Uluslararası alanda kiminle dalaşsak, zararlı çıkan taraf hep biz oluyoruz. Bence hakemler bize haksız yere kırmızı kart gösteriyorlar! Bir dalaşma sırasında ya da akabinde basında şöyle bir haberin çıktığını düşünsenize "Türkiye'ye laf eden Amerika sıkıntılı günler geçiriyor. TL hızla yükseliyor, dolar sürekli değer kaybediyor. Zam sağanağı Amerikan halkını bezdirdi...".

***

Dil

Dünyanın en zengin ve en mükemmel dili kendinizi en iyi ifade ettiğiniz dildir. Dünyanın en güzel coğrafyası mutlu olduğunuz yerdir