Mesut Hazır hoca 20 Mart 2020'de yazmıştı. Tüm toplum "stigma"yı tadacak diye. O günden bu yana bekliyorumi. Medyada 7/24 Covid-19 muhabbeti dönüyor ama bir Allahın kulu da bu stigma konusunu dile getirmiyor. Belki de ben kaçırdım, lütfen yanılıyorsam uyarın, ama dolaşıma girmediği kesin. Mesut hoca kısa yazmıştı. "Tüm toplum stigmayı tadacak" diye. Ama kavramı açmamıştı. Stigma özetle damgalamak demek. E. Goffman'ın hristiyan teolojisinden alıp sosyoloji literatürüne taşıdığı bir kavram. Aynen ne gibi M.Weber'in yine hristiyan teolojisinden alıp sosyolojiye uyarladığı karizma kavramı gibi. Mesut hocaya selam . Ama müsaadesiyle bir ekleme yapmak istiyorum.
Stigma damga demek, tamam; ama bunun kullanım alanlarına da girmek gerek. Goffman "stigmatized person" diye herhangi bir özelliğinden dolayı toplumun çoğunluğu tarafından damgalanarak dışlanan, ötekileştirilen kişilerden, gruplardan söz eder. Örneğin Nazi döneminde yahudilik böyledir. HIV'in gündemde olduğu dönemde eşcinseller stigmatized person idiler. Covid-19'un aktif olduğu günümüz Türkiye'sinde ise 65 yaş üstü olanlar stigmatized person oluverdi. Yaşlılardan zaten haz etmeyen yurdum insanı ( bu bir gerçek, kimse başını kuma gömmesin, şanlı kültürümüz, kutsal dinimiz güzellemelerini kendine saklasın, günümüzde yaşananlar bunun baş vermiş hali) anlı şanlı Covid-19 Bilim Kurulumuz üyelerinin 7/24 TV'lerde boy gösterip aslında hiçbir dişe dokunur bilgi aktarmadıkları konuşmalarından hareketle, bu uzmanlarımızın etkisiyle 65 yaş üstü nüfusu damgalar oldu. Evet, şimdi bizim bir stigmatized kohortumuz var: 65+'lar.
Covid-19 Bilim kuruluna uyarımdır: Lütfen Covid-19 virus'ün her yaştaki bedene eşit derecede duhul ettiğini, ama ağır sağlık sorunları olanlar ile 65+'ların bedenlerindeki zafiyetten dolayı bu virüsten ölümcül seviyede etkilendiklerini açık seçik olarak kamuoyuna anlatsınlar. Devamen de, ağır sağlık sorunu olmayanlar ile bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle güçlü olmayanların bu virüsden dolayı ölebildiklerini açıklasınlar. Yani stigmatize edilmesi gerekenler BEDENİNİN ZAFİYETİNDEN DOLAYI VÜCUT DİRENÇLERİ ZAYIF OLANLARDIR. 65+'LAR DEĞİL.
Şimdi geldik son noktaya: Peki bunu en az benim kadar iyi bilen Sayın Bilim Kurulu üyeleri acaba neden 65+'ları ev karantinasına aldırdılar? Cevabım şudur: 65+'ların çoğunun bedeni zaafiyeti olduğu için ilk dalgada bunlar hastalanacak, hastaneleri dolduracak, yoğun bakım üniteleri onlara tahsis edilecek, dolayısıyla arkadan gelecek 65-' yaştaki genç hastalara sağlık hizmeti sunmada aksaklıklar ortaya çıkacak. Oysa ülke nüfus ve işgücü planlaması için önemli olan 65- yaş kohortudur. O halde, ne yapalım? 65+'lar eve diyelim. Peki, 5-25 yaş kohortu neden ev eğitimine çekildi? Ortada dolaşan ara yaştakilerin saçtığı virüsden etkilenmemeleri için. Zira bu virus taşıyıcılarında dahi kimi kalıcı rahatsızlıklara yol açabilecek seviyede. Dolayısıyla 5-25 yaş kohortu ileriki yıllardaki olası bünyesel zayıflıklardan korunmak üzere eve çekildi.
Yeni yorum ekle