Yaşasın isyan ahlakı!.. Yaşasın delikanlılık!..

🔴 İsrail’de bir üniversite öğrencisi, mezuniyet törenine üzerinde “Soykırım yapma” yazılı tişörtle katıldı. pic.twitter.com/K6n9jNDAG3

— Conflict (@ConflictTR) 14 Ağustos 2025

X'te görüp çok heyecanlandığım bu video üzerine birkaç kelime yazmak istedim...

Bu videodaki vicdanlı Yahudi kızı "isyan ahlakının" gereğini yapıyor. 

Image

Cesareti, meydan okuması, risk alması öyle mukaddes ki...  

Doğrudan şahit olan birinden mi dinledim bir yerde mi okudum maalesef hatırlayamıyorum ama şöyle bir ankektod var hafızamda:

Yetmişli yılların başlarında Erzurum Atatürk üniversitesinde okuyan milliyetçi-mukaddesatçı gençler Nurettin Topçu'nun yanına gitmişler. O dönem Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının eylemleri gündemde. "Üstad ne dersiniz bu komünist şerefsiz herif hakkında" diye sormuş birileri. Nurettin Topçu soru soranları tam ters köşeye yatıran bir cevap vermiş. Aklımda kalan cevabı (mealen) şöyle:  

- "Evladım" demiş "Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını kınamamı istiyorsunuz ama genç insanın isyanı mukaddes bir şeydir. Hürmeti hak eder. Çünkü genç insan dünyadaki adaletsizliklere karşı çıkarken kafasının arkasında ikinci bir gizli düşünce taşımaz. Hayatını tehlikeye atma pahasına hakkı tutup kaldırma mücadele verirken bir takım art niyetleri yoktur genç insanın."  

"İsyan Ahlakı" müellifi Topçu'dan ilhamla, solcu, sağcı, lgbtci, dindar, Alevi, Türk, Kürt, Yahudi, Ermeni ayırt etmeksizin "delikanlı" gençlerin "adaletsizliğe isyanlarını" çok mübarek bir şey olarak görüyorum.  

İçlerinde, dünyadaki haksızlıklara, adaletsizliklere karşı püskürmeye hazır bir volkan misali kaynayan ateşler taşımayan gençler, birer saksı bitkisinden çok da farklı değil gözümde. 

İnsanın hak ve hakikat bildiği şeyler uğruna nefsini hiçe sayarak, canını tehlikeye atarak savaşması ne müthiş bir şey.

İnsanların "delikanlılık yapması", herkesin ödünü patlatan devlere gerekirse tek başına karşı çıkması beni çok heyecanlandırıyor.

Calut'a meydan okuyan Talut hikayesi gibi...

Böyle kahramanların gözünde bir kıvılcım görüyorum.

Şamil Basayev'de gördüm, Assange'de gördüm, Snowden'de gördüm, Greta'da gördüm, Ahmet Altan'da gördüm, Şebnem Korur Fincancı'da, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nda, Alparslan Kuytul'da gördüm.

İçlerini kavuran haksızlık, adaletsizlik yangının kıvılcımları gözlerine akseden.

Image

O kıvılcımı çoktan kaybetmiş tipler, yeryüzü tanrılarına böyle delikanlıca meydan okuyanlardan nefret ediyorlar.

Kendilerinde delikanlılığın, hak uğruna mücadele etme azminin zerresi kalmamış olduğundan herkesi kendileri gibi biliyorlar.

Eğer birisi risk alıyorsa bunu mutlaka sırtını başka bir büyük güce yaslayarak yapıyordur, mutlaka büyük güçlerin ajanıdır diye düşünüyorlar.

Bu kahramanlar ne büyük bedeller ödediklerini görmezden geliyorlar.

Merhum Şamil Basayev öldürülmeden önce iki bacağını birden kaybetmişti. Snowden ve Assange sürgünde, Greta az daha canından oluyordu, Altan, Gergerlioğu, Fincancı, Kuytul kaç kere hapse atıldılar...

Yani bu, öyle kişisel çıkar karşılığında yapılacak bir şey değil asla! Faturası çok ağır...

Fakat hiçbir bedel bu gerçek delikanlıları delikanlılık yapmaktan alıkoymuyor!

İyi ki varlar! Allah sayılarını arttırsın.

Yaşasın isyan ahlakı... Yaşasın cesur vicdan kahramanları... 

Allah hepsinden razı olsun...