Kakafoni ve Çokseslilik
Her kafadan bir sesin çıktığı müziğe kakafoni denildiğini biliriz. Bazen 40-50 kişilik bir orkestrada bir tek enstrümanın bile yanlış nota çalması kakafoniye neden olur. Orkestra şefleri çubuğu bunun için sallayıp dururlar, amaç tehdit değil, tertiptir.
Çok seslilik zenginliktir. Yeter ki sesleri senfoniye dönüştüren bir orkestra şefi olsun.
Bakalım Ne Demiş
Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlarsa erkeklerin son aşkı olmak isterler.
Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada “beni anlamıyorlar” diye üzülmek aptallıktır.
Kadına sıradan, normal insan muamelesi yapan bir erkek nasıl mutlu olur ki.
Zavallı kadın kederinden giyinmeyi unutmuş.
Eskiden her şeyin değerini bilirdik, şimdi ise fiyatını.
Herkes sevdiğini öldürür,bu böylece biline!
Kimi bunu kin yüklü bakışlarla yapar, kimi de okşayıcı bir söz ile ya da bir öpücükle.
Yüreklisi bir kılıçla öldürür.
O kadar zekiyim ki, bazen konuştuklarımdan hiçbir şey anlamıyorum.
Çok kötü bir zamanda dünyaya geldik, hep yanlış anlaşılmama korkusu yaşıyoruz.
Moda öyle rezil bir şeydir ki sık sık değiştirmek zorunda kalırız.
Her azizin bir geçmişi, her günahkarın bir geleceği vardır.
Oscar Wilde
Acı ve İhtiras
Insanın ihtirası gözünde, acısı yüzünde olurmuş.
İtibar
Itibarın bıraktığı boşluğu para doldurur
Bunalım
Akılla yüreğin, arzularla imkanların uyuşmazlığı
İlgi, Bilgi
Melville'e , niye balina ile ilgili roman yazdın, demişler; En iyi bildiğim konu balinalardı da ondan, sivsisinekleri bilseydim onlar hakkında yazardım, demiş.
İlgi neredeyse bilinç oradadır.
İşte Böyle
Adamın gözleri görmüyordu. "Gözlerim görsün, başka hiçbir şey istemem" dedi. Duası kabul oldu ve gözleri açıldı. Sonra gördüğü her şeyi istemeye başladı.
Ceza
İşte mukaddesata hakaret edenlerin sonu böyle hazin ve zelil olur, dedi ama parçalanmış çocuk cesetleri gördüğünde, bunların hangi suçtan dolayı cezalandırıldıklarına bir anlam veremedi.
Ölümlü
Bir ölümlü, bir ölümlünün dünyaya gelmesine vesile olduğu için ölümsüzlüğü arzuladı. Tanrısal gen yanılgısı.
Unutmak
Bütün bu gürültüler, dip seslerini bastırmak içindir.
Türkücü
Adama yangın var diyorum, bekle bir türkü daha çığırayım, kendiliğinden söner, diyor. Öncekilerin faydası olmadı diyorum, onlarda detone oldum diyor. Paçalar tutuşunca, ‘yangın olur biz yangına gideriz’i yarıda bırakıp yağdır mevlâm su’yu söylemeye başladı. Ben ona ‘Hiç sonunu saymazam mevlam , divane miyem bilmem, ah’ı tavsiye ettim
Kâbus
Yoksul adam her gece sarayın karşısındaki bankta uyuyor ve rüyasında kendisini sarayda yaşıyor görüp mutlu oluyordu. Sonra bir gün saraydan biri ona acıyıp, üç günlüğüne sarayda konuk olmaya davet etti. O da kabul etti. Adam bu kez de rüyasında, bankta uyuduğunu görerek kâbus görmeye başladı. Üçüncü günü beklemeden tekrar banka döndü ve yeniden mutlu rüyalar görmeye başladı.
Yerli Malı
Yerli malı kullanma seferberliği başlatıyoruz. Insan çok duygulanıyor. Bazı şeyleri hariç tutsak iyi olur ama. Hastaneleri, eczaneleri, iletişim ve ulaşım araçlarını, çamaşır, bulaşık, soğutucu vs. ev aletlerini... yüzde yüz yerli hamasetle çalışan ne varsa kullanalım, kullandıralım...
Dualarımız etkili olmuyor mu?
Allahım , dünya nüfusu 7.6 milyara dayandı. Bunların 1.8 milyarı müslüman . Malumundur ki bu sadece bir istatistik. Ülkemiz müslüman ülke kategorisinde. Kafadan 80 milyon müslüman yazıyoruz. Ama öyle değil işte. Namaz kılmayanları, oruç tutmayanları, kul hakkı yiyenleri, faizcileri, stokcuları , zanileri , zalimleri, teröristleri, dedikoducuları akil baliğ olmayanları vesaire çıkardığımızda elimizde fazla birşey kalmıyor. Sabah namazına kalkmayanları münafık sınıfına sokan din büyüklerimizi dinlersek bu sayı orta halli bir kasaba nüfusuna iniyor.
Diğer ülkeler de bizden farklı değil. Bir avuç kadarı hariç Suudları ve İranı da siliyoruz. Malezya'da Endonezya'da da durum ic açıcı değil. Uzatmayayım, bu 1.8 milyarı, hocalarımızın ölçüsüne vuracak olursak, temizinden 1,5 milyarı ya kâfir ya zındık ya sapık ya münafik saymak durumundayız. Geri kalan 3 yüz milyonun durumu da sana ayandır. 7.6 milyar nere 300 milyon nere.
Bu da yetmezmiş gibi her gün bir zulüm, katliam, felaket haberiyle uyanıyoruz. Bunun yarısını biz kendimize, öteki yarısını da dost ve müttefik ülkeler yapıyor. Durumumuz hiç hoş değil yani.
Dualarımız etkili olmuyor. Oysa gayet güzel dualarımız var. Hepsi kafiyeli. İnsan dinlemeye doyamıyor. Çoğumuz Arapça bilmediği için dua edildiğinde âmin deyip geçiyoruz. Bizim sorumluluğumuz " amin"le sınırlı.
Tevazu
Tevazumuz çoğunlukla imkanlarımızla sınırlı. Kanaatimiz de öyle. Kendimize harcarken cömert, ötekiler söz konusu olduğunda sabır ve kanaat tavsiye ediyoruz. İçerikte mi bir sorun var, iletimde mi? Beddualarımız da çok çelimsiz. Basıyoruz tetiğe, dönüp bizi vuruyor.
Yeni yorum ekle