Teknoloji Zorbalık
Teknoloji zorbalığı yenecek mi? Zaman alacak ama evet.
Düne göre daha özgürüz ama daha fazlasını hak ettiğimizi düşündüğümüz için tepkiseliz, mutsuzuz, öfkeliyiz.
Ekonomi ile özgürlük ayrılmaz bir ikili. Özgürlüğü teslimiyet olarak görenler ile soruşturmayı ve sorgulamayı özgürlük olarak görenler! Sarkaç gibi bir o yana bir bu yana sallanıyoruz. Dijital Devrim bu savrulmayı önleyebilir (mi)?
Soyut Otorite
Günümüzde hakkımızda verilen bir kararda muhatabınız genellikle soyut bir otoritedir. Suç var suçlu var karar var ama konuşacak muhatap yok. Foucault’nun kulakları çınlasın.
Sabır
Kendi başlarına gelse zıvanadan çıkaracak olaylara, sen yaşadığında senden evliya sabrı bekleyenler. Bekâra karı boşamak kolay yani
Felsefe
Eyleme geçmeyen felsefe geviş getirmektir; olsa da olur olmasa da!
Adalet
Hepimizin derdi daha iyi, konforlu bir hayat yaşamak sonra da adalet bekliyoruz. Bu ne kadar adil bir bakış açısı!
Çomak
Sistemin çarkına çomak sokmadıkça birbirimizi yer dururuz. Sistemi sorgulamak yerine, kolayına kaçıp karşımızdakini suçluyoruz.
Yalnızlık
Yalnız kalmayı sevebilirsiniz ama yalnızlığın reklamını yapar gibi konuşuyorsanız, yalnız kalmaktan ödünüz kopuyor demektir. Yaptığınız sadece korkunuzu dışa vurmaktır.
Güç
Güçle tahkim edilmiş bir ikiyüzlülükten daha tehlikeli ve daha yıkıcı bir silah yoktur
Şark
Şark, kendi trajedilerini kendi yazıp kendi oynayan, kendi seyreden ve buna kendisi ağlayan zavallı toplumlardan oluşan garip dünyanın adıdır (Zafer Önler).
…
Felsefe
Hegel, Wittgenstein, Baudrillard okuruz ama annelerin ve eşlerin diyalektiğiyle hareket ederiz.
Freud, Jung, Adler, Baum okuruz ama çoğunlukla son sözü muska ve nazar boncuğu söyler
Sanat, Edebiyat, Estetik, Kuramla haşir neşir oluruz ama erik dalı çalınca hepsini unuturuz
Bourdieu, Weber, Goffman, Merton, Durkheim okuruz ama bakkalın berberin şoförün tespit ve tahlillerini dinleyince, bildiklerimizi gözden geçiririz
Tasarruf mu Toplayıcılık mı?
Kapitalizmin ilk sinyallerini Anadolu irfanında görürüz "sakla samani gelir zamanı" "ak akçe kara gün içindir" "damlaya damlaya göl olur". Tedbir mi, toplayıcılık mı?
Değişim
Genel kanı şudur; Rönesansla birlikte Simyanın yerini Kimya, Astrolojinin yerini Astronomi, Metafiziğin yerini Fizik aldığı için Batı, tabiat karşısında hayret ve hayranlığını, tabiatı anlamaya dönüştürdü. Büyü ve büyücülüğün yerini bilim ve bilimsel çalışmalar almıştır. Tabiatın keşfi, doğal olarak sunduğu zenginliği keşfe yol açtı. Avrupa’nın bugünkü zenginliğinin temelinde bu vardır.
Bazen...
Bazen hayatta olmamızı beş dakika geç kalmamıza ya da on dakika erken olmamıza borçluyuzdur. Ve buna kader deniliyor.
Artık Mitler Mit Değil
Zeus mitik bir kahraman. Tanrılığı ise tamamen semboliktir. Matrix güncellenmiş Zeusdur. Hızır ise Süpermen! Kaf Dağının ardı mitik bir atmosferdi, dağın ardı çoktan deşifre oldu, dağın altı ise transparan. Kısaca düne ait mitlerin çoğu bugün sıradan olaylardır artık.
Bu yaklaşımların hiçbiriyle…
Bu yaklaşımların hiçbiriyle ne doğruyu görebilir ne ilerleyebilir, ilerlemeyi bırakın tam da şimdi olduğu gibi çakılır kalır, başımızı bile kaldırıp sağa sola bakamayız :) Bakın, gülücük geldi.
Felsefenin harekete geçmesini beklemekle ideolojisi olmayan felsefe felsefe değildir, felsefeyi katleden ve sonrasında iki büyük dünya savaşına yol açan görüşlerin bi farkı yoktur. Felsefe sadece sorar.
En basit bu temel BİLGİDEN bile yoksun yola çıkan her insanın varacağı yer işte tam da burasıdır.
Bize insanın eşrefi mahlukat filan olduğu büyük yalanı, benzeri büyük yalanlar gibi yutturulduktan sonra bir daha iflah olamadık, zombi gibi yaşıyoruz, yaşamak denirse :) Haydi bi gülücük daha.
Yeni yorum ekle