Müsaadenizle size Kıymetli Büyükbabam diye hitap etmek istiyorum.
Öncelikle, mektubunuza[1] cevap vermek için bir yılı aşkın bir süre beklemiş olmanın üzüntüsünü kalbimin derinliklerinde hissettiğimi ifade etmeme izin veriniz. Mektubunuzda bahsettiğiniz hususların gerçekleşiyor olması, sizin ne kadar büyük bir devlet adamı olduğunuzu hatırlatarak beni mutlu etse de içinde bulunduğum şartların ağırlığı bunun keyfini çıkarmama engel olmakta.
Yalnızlık ve çaresizlik arasında bir tercih yapmak durumunda kalsan yalnızlığı tercih edeceğini söylemiştin. Ne güzel, en azından bir tercih hakkın varmış. Ben şu an ikisini birden yaşıyorum.
Etrafım bir ateş çemberine çevrilirken ulusumun bir akrep gibi kendi kendisini yok etmesine göz yumamazdım. Sen bir ulusu var etmek için nasıl amansız bir mücadelenin içine girdiysen, ben o ulusu koruyabilmek adına daha gözü kara davranmak zorunda kaldım. Bana, “bırak umursama” demene rağmen, çaresizlik sahte bir votka gibi boğazıma düğümlenince, olabilecek en zor kararları almaya başladım.
Avrupa yüzlerce yıldır bizi farklı şekillerde öteki yapmak suretiyle hep kullanageldi. Aslında sende farkında olmadan bu çarkın bir dişlisi oldun Büyükbaba. Lakin biz bunu kabullendik. İçimize sinmese de bundan istifade edebileceğimizi düşündük hep. Bu yıllarca hep böyle oldu. Vakti gelip bizi ötekileştirme tenezzülünde bile bulunmadan sıradanlaştırmak istediklerinde, sonun başlangıcını fark ettik.
Ahhhh Büyükbaba!
Aslına bakarsan bizim Batıyla olan bir mücadelemiz yok. Onları hiçbir zaman yok etmek istemedik. Dünyaya hâkim olmak gibi bir arzumuz da olmadı. Oyunun kurallarına hep uyduk, senin de yaptığın gibi. Şatafatlı saraylarımızda onlar gibi vals yapmamıza, aynı dine mensup olmamıza ve hatta onlardan daha güzel romanlar yazmamıza rağmen bizi hiç kendilerinden görmediler.
Yüce Babamıza ve İsa’ya inat, dinden çıkmışların kurmak istediği düzende biz zaten var olmak istemezdik. Ama işin açıkçası onların da bize ihtiyacı kalmadı zaten. Esasında biz sadece kendimiz için mücadele etmiyoruz. İnsanlara bunu anlatabilmemiz bugün için mümkün değil farkındayım. İnsanlığı kurtarmak adına kendi kardeşlerimize savaş açmamızı nasıl meşrulaştırıp anlatabiliriz ki? Çok zor Büyükbaba çok zor. Geceleri gözüme uyku girmiyor, kardeşlerim bile beni terk etmeye başladı. Dost bildiğim ülkeler de cabası.
Biz bu dünyanın diğeri olarak yaşamın sürekliliğinin ve canlılığının teminatıyız. Batı bütün dünyayı yeni bir millet oluşturmak suretiyle bütünleştirmek istiyor. Her türlü din, dil, kültür ve etnik farklılıklar ortadan kaldırılarak oluşturulacak yeni millet, geleceğin yok oluşunun teminatı olacak. Hani demokrasi, insan hakları ve kültürel ifadelerin çeşitliliğinden bahsediyorlardı. Hepsi hikâye.
Aslında Batı kendi sonunu kendi eliyle hazırlıyor. Bir toplumu ve değeri ortadan kaldırabilmek için onu ötekisiz bırakmak lazım. Savunma ihtiyacı duymayan bir yapı, doğal olarak yok olmayla yüzleşmek zorunda kalır. Zira onu diri ve canlı tutan, kendisine tehdit olduğunu düşündü şeylerdir. Şimdi bu tehditleri tek tek ortadan kaldırdıklarında ellerine ne geçecek. Var olmaları için gereken yaşam pınarını kurutuyorlar. Ben onlara “kendinizi ötekisiz bırakmayın yoksa bu sizin felaketiniz olur” diyorum, lakin anlatamıyorum. Çünkü onlar bir sonraki süreçte farklı bir öteki bulacaklarına inanıyorlar. Ama o da geçince yine yalnız kalacaklar. Kaldı ki yeni ötekinin başlarına bela olmayacağını nereden biliyorlar.
Canım Büyükbabam,
Ukrayna ile savaşa girmemi aptallık olarak düşünüyorsun farkındayım. Her ölen insan için ne kadar üzüldüğümü ve içimin kan ağladığını biliyor musun? Ama hayat bazen ayakta kalabilmek adına en yakınlarına bile zarar vermeni zorunlu kılıyor. Keşke Ukrayna da oynanan oyunların farkında olabilseydi. Bütün bu kan ve gözyaşına hiç gerek kalmayacaktı. Tanrıya beni affetmesi için her gün dua ediyorum. Samimi bir Hristiyan olduğum konusunda endişelerin olabilir, lakin yemin ederim ki Batılı dindaşlarım gibi dinden çıkmış birisi değilim.
Saygıdeğer Büyükbabam,
Rusların sıcak denizlere inebilme hayalleri ile Türklerin bize karşı direnebilme arzuları her ikimizi de Avrupa’ya yakınlaştırdı. Biz iki düşman olarak Avrupa’yı yıllarca bir hakem olarak kabul ettik. Hakemin ziyadesiyle tarafsızlığı aslında kendi çıkarları için gerekli zeminin oluşturmasına yönelikmiş. Biz İstanbul’u ele geçirme hayaliyle yaşarken, İngilizler bir gün ansızın şehre yerleştiler. Sonuç mu? Yaşadık ve gördük.
Peki, şimdi durum farklı mı? Kurgunun aynı kalması dolayısıyla hayır, rollerin değişmesi nedeniyle evet. Dün Türkler bizi tehdit olarak görürken, bugün biz Türkleri tehdit olarak görmeye başladık. Bana Türkler ile iyi geçinmemi tembihliyorsun. Ama nasıl? Gelecek algısı ikimizin de içine işlendi. Dün dost olmayı neden başaramadıysak bugün de aynı nedenlerle dost olamayacağız. Bu dostluk vaktiyle kurulabilseydi, bugün bir başarı hikâyesin yazılıp yazılamadığını görmüş olacaktık. Artık böylesi bir girişim için gayret sarf etsem de Türklerin bunu kabul edemeyeceği bir gerçek. Belki de bu yüzden umursamaz davranıyorum. Vaktiyle bizim yapmadığımızı bugün Türklerden isteme hakkımız var mı sence?
Sen şimdi orda hakikatin hikmetine erdin. Lakin bu dinden çıkmış kardeşlerimiz sadece bizim dinimizi değil bütün dinleri ortadan kaldırıp kendi dinlerini kurmak istiyor. Müslümanlar da bu süreçten nasibini aldı ne yazık ki. Artık onlar için de din eskisi kadar kardeşlik hukukunun temelini oluşturmuyor. Ha bire kardeş kardeşi öldürmeye devam ediyor. Tabi biz de buna katkı sağlamadık değil. Ama inan ki ben tamamen siyasi amaçlarımız için yaptım.
Ukrayna’ya bir operasyon başlatmış olmam, sonumuzun değişeceği anlamına gelmiyor. Biz yüzlerce yıllık günahlarımızın beslediği kaderimizi yaşıyoruz. Ancak ülkemi kahraman bir düşman olarak tarihe yazmak istiyorum. Belki bir savaş suçlusu olarak yargılanacağım Büyükbaba. İnanır mısın hiç umurumda değil.
Şimdi ülkemizi bekleyen en büyük tehdit nedir biliyor musun? Hindistan’dan Sibirya’ya, Moğolistan’dan Macaristan’a kadar uzanan devasa bir coğrafyada Türklük şuurunun yeniden canlanabilme ihtimali. Bu günün Türk, Uygur, Kırgız, Kazak, Özbek, Türkmen ve Tatarı dünün İskit/Saka, Göktürk ve Altınordu’su Mete Han’ın çadırında kımız içmeye kalkarsa buna kim engel olacak. Türkistan’ın evlatları çıldırmışçasına tarihte kendilerine bir otağ kurmaya başladı. Bu hususta oldukça şanslılar, zira otağ kuracak o kadar çok toprakları var ki. Korkarım ki benim ulusumdan insanlar bile bu otağları vatan bilecekler. Vaktiyle Türkistan’a hâkim olmak hoşumuza gitse de bunun bir bedelinin olacağını tahmin etmeliydik.
Bunlar yarın olacak şeyler değil elbet, ancak gelmekte olanı görmekte de zorlanmıyorum. Tek umudum, Türklerin bizim düştüğümüz hataya düşmemeleri. Şayet bu dünya farklılıklarıyla var olacaksa bu son savaşta kazanan olmamalı. Türklerin içine gireceği bu zorlu süreci görmeye ömrüm kâfi gelmeyecek. Ortak hareket etme imkânımız olmasa da gönlüm aynı coğrafyanın kaderini paylaşmış milletlerin zaferini görme yönündedir. Çılgınlıklarıyla nam almış nice Kürşatları yetiştiren bu milletin bir amaç uğruna yönetilebileceğini düşünmek çok safça olur. Türklerin gelecekteki kağanı bunun farkında olarak hareket edecektir elbet.
Ne garip değil mi Büyükbaba, dünya bütün hızıyla ileriye doğru giderken, tarih daha hızlı bir şekilde geriye doğru gidiyor. Belki elli yıl sonra beş yüz yıl önceki hayatlar yaşanmaya başlanacak. Lakin tek tesellim, tarihin bu cilvesine bir tek bizim muhatap olmayacağımız gerçeğidir.
Büyükbaba,
Yeni bir dünya savaşı çıkarmanın elimde olduğunu biliyorsun. Tutkularının esiri bir insan olsam, milyonlarca insanın yaşamına son vermekten zevk alırdım. Yüzlerce yıllık şerefli tarihimize asla leke sürmeyeceğim. Atalarımın ruhu üzerine yemin ederim ki vatanımız ve ulusumuz için bedel ödemekten korkmuyorum ve korkmayacağız. Şerefli bir kumandan gibi savaşarak ölmenin gururu ile gözlerimi kapatacağım.
Bekle beni Büyükbaba.
Vladimir Putin
[1] Postaa… Deli Petro’dan Putin’e Mektup Var…, https://www.fikircografyasi.com/makale/postaa-deli-petrodan-putine-mektup-var , 20 Nisan 2021.
Kendimi bir süreliğine Deli…
Kendimi bir süreliğine Deli Petro zannettim kalemine sağlık kıymetli üstadım
Yeni yorum ekle