Yeni Anayasa Teklifine Bir Karşı Teklif

03 Aralık 2022

Muhalefet partilerimizin çatı kurumu "Altılı Masa"nın hazırlattığı anayasa teklifi bu hafta kamuoyunun bilgisine sunuldu. Amaç Türkiye'yi 2013'ten beri giderek daha çok içine çekildiği otoriterlik batağından kurtarmak ve demokratik standartlara geri getirmek. Gerçi Türk demokrasisinin eskiden yüksek standartlara sahip olduğunu kimse iddia etmedi, biz de etmiyoruz. Ne var ki son 9 yılda o asgari demokratik standartların da epeyi aşındığı herkesin malumudur. 

Demokrasilerin tüm dünyadaki olmazsa olmaz kurumları meclislerdir.  Meclis içinde bir yanda iktidar ve öte yanda muhalefet cepheleri ve bu ikisinin birbiriyle yasa ve kuralların çizdiği meşru çerçeve içinde rekabetleri de şüphesiz demokrasinin evrensel olgularındandır. İktidar tüm devlet ve rejimlerde vardır, ama muhalefetin varlığı demokrasilere hastır, bir demokrasinin olmazsa olmaz bir kurumu da muhalefettir. 

Altılı Masa'nın önerdiği anayasa taslağı da muhalefetin bu önemini kavramış ve Türkiye'de giderek iktidar lehine bozulan iktidar - muhalefet dengesini sağlamaya çalışmış görünüyor. Ancak bu konudaki iyi niyeti kabul etmemize rağmen bunun oluşturulan anayasal mekanizmalarca ne derece sağlandığı ayrı tartışma konusudur. 

Demokrasinin kilit kurumları olan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Hakimler Üst Kurulu, Savcılar Üst Kurulu ve  Radyo TV Üst Kurulu (RTÜK)'ün tarafsızlığı çeşitli mekanizmalarla sağlanmaya çalışılmış. Bunun için, Anayasa Mahkemesi hariç, diğer kurullarda karmaşık atama ve seçim mekanizmaları öngörülerek iktidarın bu kurumlarda kadrolaşmasının önüne geçilmeye çalışılmış. Ama bunların da amaca ne kadar yarayacağı, iktidarı ne derece kadrolaşmaktan alıkoyacağı ve bu arada atama mekanizmalarındaki işleyişi sıkıntıya sokmadan nasıl yürütülebileceği açık değildir. Anayasa Mahkemesi'ne gelince 22 üyesinden 20'sini meclisin seçmesi iktidara meclis çoğunluğunu elde tutması nedeniyle tartışmasız avantaj sağlamaktadır. Öte yandan Anayasa Mahkemesinin diğer temel kurumların birçok kararının da incelenip kesin sonuca bağlandığı nihai makam olduğu dikkate alınırsa, buradaki iktidar yanlısı olası bir kadrolaşma diğer kurullarda sağlanmaya çalışılan tarafsız karar alma mekanizmalarının etkisini ortadan kaldırmaya yeter. İktidarın sol, sağ, muhafazakar, dindar, laikçi ya da başka bir görüşten olmasının önemi yoktur, çünkü iktidar iktidardır. Kendi görüşlerini tartışmasız uygulamak ve iradesini tüm devlet mekanizmasına geçirmek ister. İşte demokratik hüner bu ihtirası sınırlamaktadır. 

Yukarıda muhalefetin demokrasilerde iktidar kadar vazgeçilmez bir kurum olduğunu söyledik. Öyleyse oluşturulacak başarılı bir anayasa iktidar - muhalefet dengesini mümkün olduğunca gözetmek ve bunların terazinin iki kefesini oluşturan karşıt ağırlıklar olduğunu dikkate almak durumundadır. 

Bu nedenle biz karmaşık atama mekanizmaları yerine yukarıda adı geçen kilit hakem kurumlarının hepsinin meclisçe göreve getirilmesini ve bu yapılırken yarı üyesinin iktidar diğer yarısının muhalefet tarafından atanmasını öneriyoruz. Bu usul bu kurumların tarafsızlığını garanti altına alır. Öte yandan meclisçe atanmak bu kurumların milli irade ile bağını güçlendirir. Bu basit, açık, halka kolay anlatılabilir ve güvenilir bir mekanizmadır. 

Meclise gelince, iktidar her zaman meclis çoğunluğunu elde tuttuğu için meclisi çalıştıran organ olan meclis başkanı ve başkanlık divanının seçiminde iktidarın istediği kişinin - kişilerin bu göreve seçildiği malumdur. Yasal-anayasal tüm tarafsızlık emirlerine rağmen meclis başkanlığının iktidara meyletmesi, meclisi çalıştırırken iktidarın öneri ve kaygılarını muhalefetinkinden daha çok dikkate alması eşyanın tabiatıdır ve bildiğimiz olaylardır. Bu nedenle biz biri iktidar diğeri muhalefet vekilleri tarafından seçilen çift başkanlı bir meclis öneriyoruz. Meclis toplantılarına başkanlığı bu iki başkan (ya da vekilleri) nöbetleşe yapar (bir oturum biri, bir sonraki oturum diğeri). Böylece muhalefetin kronik şikayeti olan kendi konu ve tekliflerinin meclis gündemine gelmemesi, gündemden dışlanması, tartışılmaması sorunu çözülür, doğal olarak meclis görüşmelerinin yarısı muhalefetin gündeme getirdiği konulara ayrılır. Çift başkanlı meclis nasıl işleyebilir sorusu zihinleri kurcalayabilir. Ama hatırlanmalı ki, bundan yüzyıllar önce İlkçağ medeniyetlerinden site devleti Isparta, birbirlerini denetlemesi için, çift kral seçer ve şehir bu şekilde yönetilirdi. Isparta çift kralıyla anarşi ve başıboşluğun değil, bilakis düzen ve disiplinin timsali bir medeniyetti. İnsanlık çift yöneticili bir düzeni 2500 yıl önce kurdu ve yürüttü, şimdi de yürütebilir. 

İki ayrı irade (iktidar - muhalefet) tarafından yukarıdaki temel kurumlara eşit sayıda üye seçilmesi tarafsızlığın devamı açısından elzemdir. Bu, kaçınılmaz olarak kararsızlık durumları doğurabilir (kabul ve red oyları eşit). Bu istisnai durumlarda bu kurulların karar alabilmesi için kura usulünün getirilmesini öneriyoruz. Bu usul normal işleyişte geçerli olmayıp, sadece karar sürecinin tıkandığı eşit kabul-red durumlarında uygulanır. Bu usul kimilerine tuhaf gelebilir, ancak bunu da ilk biz önermiyoruz. Tartıştığımız altılı masa anayasa teklifinde de anlaşmazlık hallerinde birkaç ayrı konuda kura usulü önerilmektedir. (Örneğin 74. madde 5. fıkra. Burada da kura - "ad çekme", normal usullerle karar alınamadığı durumlarda istisnai bir usul olarak önerilmektedir). 

Sonuç olarak: Nasıl ki meclisler demokrasilerin ayrılmaz bir parçası ise, bu meclislerin iktidar - muhalefet şeklindeki bölünmüşlüğü de demokrasilerde kaçınılmaz gerçektir. Başarılı hukuki metinler hayatın bu çok açık ve sürekli gerçeklerinden kalkmak zorundadır. Demokrasilerin sağlıklı işleyebilmesi için tarafsızlığı gerekli kurumların, anayasaya "bu kurumlar tarafsız olmalıdır" diye yazarak tarafsız kılınması mümkün değildir. Böyle yazmak hiçbir şeyi değiştirmez ve siyasetin gerçeklerini es geçer. Hüner bu gerçekleri dikkate alıp tarafsızlığı sağlayabilmektedir. 

Türkiye ilerleyebilmek, saygın ve uygar bir ülke olabilmek için demokrasisini tahkim etmek ve siyasetin kronik sorunlarını aşmak zorundadır. Yoksa ülkemiz bir yüzyılı kaybettiği  gibi bir sonrakini de kaybedecek, tarih ve gelecek nesiller bu aymazlığımız nedeniyle bizi mahkum edecektir. 

 

Kaynaklar:

- The Dual Monarchy of Sparta,  https://classicalwisdom.com/politics/places/dual-monarchy-sparta/

- Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi, 28 Kasım 2022, https://www.evrensel.net/files/uploads/altili-masa-anayasa-teklifi.pdf

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 240 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.