DÜŞÜNCE

Tüh, Yine mi Sınıfta Kaldık?

17 Aralık 2016

OECD raporu yayınlandı, malumunuz. 72 ülkede gerçekleştirilen eğitim araştırması sonuçlarının da yer aldığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı Araştırma raporuna göre, fen bilimleri ve matematik alanında Meksika ile birlikte en son sırada yer aldık. Bu raporu kim hazırladı, hangi kriterleri esas aldı gibi sorular sorup, kendimizi teskin edici cevaplar verebiliriz. Fakat bunların gerçeği gizlemeye bir yararının olacağını sanmıyorum. Durum ortada. Böyle bir rapor olmasa bile, hepimizin gözlemlediği basit bir gerçek var; ulusal ve uluslararası pazarlarda neyi, kaça sattığımız. Benim amacım, bu konuda ağlayıp, ağlatmak değil. Yıllardır raporlar hazırlanıyor, makaleler kaleme alınıyor, araştırmalar yapılıyor. Büyük bir bölümü işlerin yolunda gitmediğini ortaya koyuyor. Önceki yıllara oranla eğitime ayrılan payın çok ciddi oranlarda arttığını da biliyorum ama bir yerlerde bir şeyler yanlış gidiyor.

Yeni Pozitivizm Tehlikesi

09 Aralık 2016

Eski Roma'da «Haruspex» ismiyle anılan kahinler vardı. Kurban edilen hayvanların sakatatlarına bakarak gelecek hakkında kehanetlerde bulunurlardı. Özellikle 'makro alemin aynası' olarak kabul edilen karaciğer onlar için çok elzemdi. 

Günümüzle kıyas(analoji) yapmamız icab ederse; karaciğerin şekli, rengi, kıvamı ve dokusunu inceleyerek kanıt arayan bir uzman sayılabilir Haruspex. Bilimsel olarak ifade edersek; karaciğer değerleri ile meteorolojik hadise arasında ilinti kuran kişidir.* »Big Data« çağının öngörüleri de biraz ona benzemeye başladı. Nedendir bilinmez, tüm dünyada gerek araştırma sonuçları gerek kamuoyu yoklamaları giderek yanlış çıkmaya başladı...İnanmayan seçim sonuçlarına baksın

Cemal Şakar İçin...

08 Aralık 2016

Adam olmak isteyen edebiyat meraklısı gençler, parlak isimlerin yörüngesinde sadece bir uydu olabilir ve etrafında döndükçe onların parıltısını sürdürmelerine hizmet edebilirsiniz. Cemal Şakar’ı ciddiye alın ki, ciddiye alınabilesiniz. Bugün değil, onu ciddiye alarak atacağınız adımlarla, ama yarın!

Gözü Kara Karagözlülerin Devrine Doğru

07 Aralık 2016

Karagöz, eğitimsizdir, cahildir, kaba sabadır, kafası ince işlere, planlara çalışmaz, hile yapar ama hilesi çabuk açığa çıkar, kolay aldatılır. Meraklıdır ama merakı hiçbir zaman derinleşip onu bir uzmanlığa taşımaz. Öte yandan içi dışı birdir. Olduğu gibi görünür, dobradır, patavatsızdır tepkilerini saklayamayıp çabucak açığa vuran bir halk adamıdır. Halkın sağduyusunu temsil eder. Güçlüdür, merttir, cesurdur ve biraz da zorbadır. Hacivat’i sürekli döver. 

Hacivat, eğitimlidir, kültürlüdür, çelebidir. Oldukça kurnaz, biraz da içten pazarlıklı bir tiptir. Her konuda iyi kötü bilgi sahibidir. Herkese nabzına göre şerbet vermeyi bilir. Aklı başında ve güvenilir bir karakterdir. Lügat paralamayı sever. Bu yüzden Karagöz onun söylediklerini çoğu zaman anlamaz ya da anlamazlıktan gelir. Akılca güçlü olsa da bedenen zayıftır. Himayeye ihtiyaç duyar. O yüzden sürekli dayak yemesine rağmen Karagöz’ünün etrafında bulunmaktan kendini alamaz. 

Tarz-ı Siyaset İçin Bazı Kerterizler

Ali K. Metin
01 Aralık 2016

2002’den bu yana Türkiye’de ne olup bittiğine bakarken bu çerçeveden yapılacak bir değerlendirme muhtemelen geleceğimiz açısından belirleyici nitelikte olacaktır. Güç siyasetiyle hak siyaseti arasındaki gerilim hattı üzerinde siyasetin nasıl dizayn edileceğine karar verirken, ortaya koyacağımız gelecek tahayyülü en büyük referans ve güç kaynağımızdır. Yaşadığımız 15 Temmuz gerçeğine rağmen, ordunun siyasal irade üzerinde kurduğu baskı rejimi hükmünü artık yitirmiştir. Darbe kalkışmasına karşı halkın verdiği reaksiyon siyasal iktidarla arasındaki bağın nasıl bir ruh beraberliğine taalluk ettiğini göstermiştir. Halkın sandıktaki kararlı desteği ise bu beraberliği en müşahhas haliyle zaten ortaya koymaktadır. Dolayısıyla halka dayanan siyasetten halkın davasını güden siyasete doğru bir evrilmeyi bu tabloya bakarak tespit etmemiz yanlış olmaz.  Kuşkuyla da olsa bugün böyle bir evrilme sürecinden bahsetmek mümkün.

Yeni Türkiye Yeni Felsefe

01 Aralık 2016

TRT siyah beyaz yayın yaparken haberlerin hemen ardından verilen 'Hava Durumu'nu dikkatle izlerdim. Anlamadığım bir dille aktarılan 'yüksek basınç merkezi', 'soğuk hava dalgası' gibi kavramları çocuk aklımla yorumlamaya çalışırdım. O sırada rahmetli dedem ve ninemden sürekli duyduğum tek cümleyi hala unutamam: 'Allah'ın işine karışılmaz'.