Sakın Aldanmayın: Esas Hedef Kerkük’tür

19 Eylül 2017

İnadına Referandum...

Dünyanın birçok yerinde ayrılma konusunda başarılı referandumlar yapıldı ve bir kısmı (İngiltere-İskoçya’da) reddedildi, bir kısmı ise (Güney Sudan-Darfur’da) kabul görüp ana ülkeden ayrıldılar. Bu referandumların hepsi yasal ve her iki tarafın da hür irade beyanları neticesinde olmuştur. Ama Irak Kürt Yönetiminin referandum talebi yasal olmadığı kadar kendi içinde de tutarlı değildir. İki yıl toplanamayan "Yerel Kürt Parlamentosu" tek bir gündem maddesi ile toplanıyor; madde tartışılmadan oylanıyor ve 111 sandalyeli meclis üyelerinden 63’ü referandum lehine oy kullanıyor. Yani teklif %56 kabul oyu ile geçiyor. Eğer Kürt milleti için referandum ya da devletleşeme bu kadar hayatî önemi haiz ise bu oranın %90’larda olması gerekemez mi?

Diğer taraftan İsrail hariç hiç bir ülke bu referandumu tasvip etmiyor. Özellikle Türkiye ve İran gibi bölgenin karar verici ülkeleri karşı gelmenin ötesinde müeyyide uygulamayı bile düşünmektedirler. Yani her tarafı kusur ve özür olan bu referanduma neden ısrar ediliyor? Bu akılsız ve mantıksız ısrar, bir siyasi intihar değil midir?

 

Esas Hedef Kerkük...

Ne akılsızdırlar ne de siyasi intihar ediyorlar. Aslında Kumar oynuyorlar. 25 Eylül’e çeyrek kala çeşitli pazarlıklar neticesinde referandumdan vazgeçerlerse hiç şaşmayın. Erbil, Süleymaniye ve Duhok’da kurulacak sandıklardan evet çıkacağı kesindir. Ancak, Diyala ve Selahattin’de sandık kurmaları mümkün değil ve şu ana kadar da bir adım atmış değiller. Çünkü bu iki ilin meclisi referandumu reddetti. Kerkük’te ise her gün tansiyon yükseliyor. Türkmen Milliyetçi Hareket Partisi’ne ateş açan bir Peşmerge öldürüldü, ITC binasına saldıran bir grup silahlı Peşmerge ile çatışma çıktı. Türkmeneli TV Müdürü’nün evine saldırı düzenlendi. Bunun üzerine şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak bu yasak sadece Türkmen ve Araplara şamil. Kısacası referandum gününe kadar neler olacağı meçhul.

Peki, meclisleri referandumu reddeden Diyala ve Selahattin’de olaylar olmazken, meclisi referanduma evet diyen Kerkük’te niye bu olaylar meydana geliyor? Cevap galiba tektir: Amaç, 2007 yılından bu yana işgal ettikleri Kerkük’ü Kürt bölgesine katamadılar ve şimdi referandumu veya kesin olan sonuçlarını gerekçe göstererek Kerkük’ü yeni pazarlık masasına yatırmak istiyorlar.

Onun için Irak’ta bütün kesimler nefeslerini tutup 22 Eylül’de Milli Güvenlik Kurulu’muzun ne alacağı karara kilitlenmişlerdir. 22 Eylül’de sadece Habur sınır kapısını kapatma ve/veya Türk hava sahanlığını Kürt uçaklarına yasaklamak gibi müeyyideler çok caydırıcı olmayacağı gibi, Kerkük’te referandumun yapılmasını da engellemez. Önemli olan ya tamamen referandumdan vazgeçirmek veya (ehveni şer olarak) Erbil, Süleymaniye ve Duhok illeri haricinde hiç bir yerde referandumun yapılmamasını sağlamaktır. Yani Kerkük, Türkiye için kırmızı çizgi olmalıdır. Hiç bir şekilde pazarlık konusu yapılmamalıdır. Aksi takdirde Türkiye’nin Irak’la imzaladığı 1926 anlaşmasını yeniden gözden geçireceği dünya kamu oyuna bildirilmelidir.

Referandum zehrinin panzehri 1926 Ankara Anlaşmasının feshidir. 

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 112 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.