Siyasi fanatizmin beş aşaması

19 Ekim 2025

Özellikle doktor ve hastane temalı filmlerde, dizilerde kederin (veya yasın) beş safhasına yapılan göndermelere denk gelmişsinizdir.

Image

Kübler-Ross modeli, İsviçreli-Amerikalı psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross tarafından 1969 yılında "Ölüm ve Ölümle Yaşamak" (On Death and Dying) adlı kitabında ortaya atılan bir teoridir. 

Bu model, öncelikle kısa bir ömrü kalan hastaların durumlarını öğrendiklerinde yaşadıkları duygusal süreci açıklamak için geliştirilmiştir. Ancak zamanla, yas, kayıp, travma veya büyük değişimler gibi durumlar için de genişletilerek kullanılmıştır. 

Model, yas/keder sürecinin beş aşamasını tanımlar: İnkâr (Denial), Öfke (Anger), Pazarlık (Bargaining), Depresyon (Depression) ve Kabul (Acceptance).

Bu aşamalar doğrusal bir sıra izlemez; kişiler bu aşamaları atlayabilir, tekrarlayabilir veya hepsini yaşamayabilir. 

Aşamaları hızlıca özetlersek:

  1. İnkâr (Denial) Bu ilk aşama, şok ve gerçekliği reddetme ile karakterizedir. Kişi, kötü haberi kabul etmek istemez ve “Bu bana olamaz” veya “Mutlaka bir hata vardır” gibi düşünceler üretir. 

     
  2. Öfke (Anger) Gerçeklik yavaş yavaş kabul edildikçe, kişi öfke duyar. Bu öfke kendine, başkalarına, doktora, Tanrı'ya veya hayata yönelir. “Neden ben?” veya “Bu adil değil!” gibi ifadeler yaygındır. 

     
  3. Pazarlık (Bargaining) Bu aşamada kişi, durumu kontrol altına almak için "pazarlık" yapar. Genellikle “Eğer şöyle yaparsam, bu olmaz” gibi vaatler içerir (örneğin, “Tanrım, bir yıl daha yaşayayım da çocuğumu büyüteyim”). 

     
  4. Depresyon (Depression) Tüm duygusal savunma mekanizmaları çöktüğünde, derin bir üzüntü ve umutsuzluk başlar. Kişi enerjisini kaybeder, sosyal ilişkilerden çekilir ve “Ne önemi var?” diye düşünür. 

     
  5. Kabul (Acceptance) Son aşamada, kişi gerçekliği kabullenir ve huzur bulur. “Tamam, bu böyleymiş” diyebilir ve geleceğe odaklanmaya başlar. Bu, mutluluk anlamına gelmez; sadece acının yoğunluğunun azaldığı bir barış halidir. 

Büyük felaketler karşısında -neredeyse evrensel- insan davranışlarını tespit eden bu modelin kendisi çok ilginç ve üzerinde düşünmeye değer ama bu yazıda ben bahse konu modele benzer bir model üretmeye çalışacağım: Siyasi fanatizmin beş aşaması!

Kübler-Ross'un modeli, insanların felaket haberini aldıkları zamandaki duygusal durumlarını yansıtan duygusal/psikolojik halleri kategorize ediyor. Ben fanatiklerin savunma mekanizmalarını, tutumlarını, tavırlarını kategorize etmeyi deneyeceğim.

***

Siyaseten fanatikleşenler tipler birbirlerine çok benzer tepkiler veriyor, çok benzer aşamalardan geçiyorlar.

Birbirleriyle kanlı bıçaklı olan fanatik tiplerin bile neredeyse aynı davranış desenlerini gösterdiklerini görüyoruz.

Kimse kolay kolay fanatikleştiğini kabul etmez. 

Herkes kendisinin makul, mutedil, insaflı, hakkaniyetli bir tavır aldığına inanır.

Ama başkalarının nasıl fanatikleştiğini görmek çok kolaydır.

O yüzden örneği, nasıl siyasi fanatikler olduklarını kendileri dışında hemen herkesin alenen gördüğü ve kabul ettiği Siyonistler üzerinden vereceğim.

Ama ülke, din, dil fark etmeksizin, benzer fanatizmlerin her yerde aynı kalıplarla işlediğinin altını çizmek istiyorum.

 

***

İsrail korkunç bir katliam yapıyor.

Sivil insanları bombalıyor, masum çocukları, kadınları, erkekleri aç bırakarak ölüme mahkum ediyor.

Yargılamadan hapse attığı Filistinlilere insanlık dışı muamelelerde bulunuyor, işkence yapıyor.

Gazetecilerin bölgeden haber vermesini engelliyor, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bile bombalayarak, en başta soykırım olmak üzere neredeyse tüm savaş suçlarını birlikte işliyor.

Şimdi, devletleri bu korkunç suçları işlerken İsrailli fanatik Siyonistlerin nasıl tepki verdiklerini inceleyelim (bu maddelerin sadece fanatik İsrailliler için değil tüm siyasi fanatikler için tespit edildiğini bir kez daha hatırlatıyorum):

Image
  1. Görmezden gelme: Destekledikleri liderin ve adamlarının yaptıkları büyük kötülükleri görmemek için önce kafalarını kuma sokuyorlar. Gözlerinin önünde olup bitenleri görmemek için sürekli başka taraflara bakıyorlar. Dikkatlerini tamamen farklı şeylere veriyor, kafalarını işleriyle, para kazanmayla, müzikle, sporla, eğlenceyle meşgul ediyorlar.

    Aslında gırtlaklarına kadar politikanın içinde oldukları halde, “biz politikayla ilgilenmiyoruz”, “herkes her an politik bir tutum almak zorunda mı”, “bu politik tartışmalardan uzak durmayı seçiyoruz” gibi yalanlarla, işlerine gelmeyen gerçekleri görmezden gelme çabalarını perdelemeye çalışıyorlar.

     
  2. İnkâr: Birileri taraftarı oldukları kimselerin kötülüklerini gözlerine sokarsa, önlerine konulan delillerin propaganda, algı operasyonu, yalan olduğunu iddia ediyorlar. 

    Mesela açlıktan ölmüş, ya da bedeni paramparça olmuş bir çocuğun videosu mu geldi, bunun Hamas tarafından hazırlanmış bir propaganda videosu olduğunu söylüyorlar. 

    Askerlerinin masum siviller üzerine ateş açtığı bir video mu kondu önlerine? “Bu yapay zeka ile üretilmiştir, bizim askerimiz dünyadaki en ahlaklı askerlerdir, asla böyle şeyler yapmazlar” diyorlar!

    Katlettikleri sivillerin sayılarına dair istatistikler mi yayınlandı? Hepsinin düşmanlarının onların elini zayıflatmak için ileri sürdükleri yalanlar olduğunu haykırıyorlar.
     

    Image

     

  3. İtibarsızlaştırma: Deliller inkâr edemeyecekleri kaynaklardan geliyorsa bu sefer o kaynakları itibarsızlaştırmaya gayret ediyorlar. Kafalarındaki anlatıya uymayan bilgileri üreten herkesin satılmış, hain, kripto, ajan, düşmanlar olduğunu, o yüzden de onların şahitliklerine itibar edilemeyeceğini söylüyorlar

    Mesela Uluslararası Af Örgütü, yahut Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü aleyhlerine bir rapor mu yayınladı? Derhal o raporu, onların arasına sızan Hamas sempatizanlarının ya da İran ajanlarının yazdığını iddia ediyorlar.

    Mesela hakkı teslim eden bir Yahudi gazetesindeki vicdanlı gazeteciler fotoğraflarla, belgelerle zulümlerini ifşa mı etti? Hemen o gazetede çalışan herkesin satılmış hainler olduklarını, yargılanıp cezalandırılmaları gerektiğini, söylediklerinin hiçbir kıymetinin olmadığını ileri sürüyorlar.

    İşlerine gelmeyen gerçekleri dillendiren kişiler, isterse en yakınları, daha önce en çok itibar ettikleri kişiler olsun fark etmiyor. Onların söylediklerini işittikleri anda asla “acaba bizim göremediğimiz bir gerçeğe işaret ediyor olabilirler mi” diye bir kuşkunun gölgesi bile geçmiyor kafalarından. Onlara, “siz de Hamas ağzıyla konuşmaya başladınız, demek ki düşmanın tarafında geçtiniz, o zaman sizin söylediklerinizin artık bizim nezdimizde bir kıymeti yoktur” diyorlar!

     
  4. Normalleştirme: Artık olan biteni inkâr etme imkanı kalmayınca yapılanın “içinde bulunulan şartlarda” normal olduğunu, karşılaşılan çok büyük tehdit karşısında yapılanların mecburiyetten yapıldığını, bir olağanüstü halin yaşandığını, istisnai zamanlarda istisnai tedbirlere başvurmanın kaçınılmaz olduğunu, hukukun, kuralların böyle zamanlarda rafa kaldırılabileceğini, devletin rutin dışına çıkabileceğini söylüyorlar.

    Mesela Amerikan televizyonlarında İsrail’i savunan pek çok fanatik Hamas’ın ne kadar büyük bir tehdit olduğunu, onlarla başka türlü mücadele etmenin mümkün olmadığını, sivillerin ölümünden kendilerinin değil Hamas’ın sorumlu olduğunu anlatıyor.

    Bir de şu var: Fanatikler “beka tehdidi” altında oldukları için mesela İran’ı, Lübnan’ı, Yemen’i, Suriye’yi bombalamalarının normal karşılanması gerektiğini iddia ediyorlar!

    Normalleştirmenin bir alt kategorisi de kıyaslama: Fanatiği oldukları liderin/partinin işledikleri korkunç suçları meşrulaştırmak için "kıyaslamalar" yapmaya başlıyorlar:

    Tarihte de bu yaptığımızın aynısı rakiplerimiz/düşmanlarımız yapmıştı. Rakiplerimiz gelse daha kötüsünü yapardı. Başka ülkelerde daha kötü uygulamalar var gibi argümanlar üretiyorlar.

    Mesela Filistinlilerin topraklarına “çökmelerini” şöyle savunuyorlar: Amerikalılar da Kızılderililerinin topraklarını ellerinden almadı mı, Avustralyalılar da yerli halk olan Aborjinleri öldürüp yerlerine geçmedi mi? 

    Yahut uluslararası anlaşmaları ihlal ederek başka bir ülkeyi bombalamaları için şu mazereti üretiyorlar: ABD bize terör saldırısı yapanların yuvası orası diye Irak’ı, Afganistan’ı bombalamadı mı? Rusya Ukrayna’yı bombalamıyor mu? Onlar bombalıyorsa biz neden bombalamayalım?

    Ya da hapishanelerindeki kötü muamele iddialarına karşı, dua edin o teröristleri öldürmüyoruz! Aslında onları işkence ile yok edebiliriz ama merhamet gösteriyoruz falan diyorlar!

     
  5. Meydan okuma: Artık bu aşama da geçilince masayı dağıtıyorlar: Gücümüz var, istediğimizi yapıyoruz. Kimseye yaptıklarımızın hesabını vermek zorunda değiliz. Düşmanlarımızı insan olarak görmek zorunda da onların haklarına riayet etmek zorunda da değiliz. Engel olacak, bizi durduracak gücünüz yoksa yaptıklarımızı sineye çekeceksiniz. Zorbalıksa zorbalık, zulümse zulüm... İşinize gelirse... gibi argümanlar üretmeye başlıyorlar.

    Yaptıklarının bir soykırım olduğunu, savaş suçu işlediklerini tespit eden Birleşmiş Milletler ya da Uluslararası Adalet Divanı’nın kararlarını tanımıyoruz diyorlar. Gücünüz yetiyorsa yargılayın diye meydan okuyorlar.

Siyasi fanatizm, bireyin inancını ideolojiye, vicdanını lidere teslim etmesiyle başlıyor. 

Her toplumda, her dönemde yeniden üreyen bu körlük, aslında insanın kendi hatasını görme korkusundan besleniyor. 

Fanatizmin beş aşaması, yalnızca bir grubun hikayesi değil; hepimizin içinde, uygun şartlar oluştuğunda harekete geçebilecek karanlık bir potansiyelin haritası. Bu yüzden en büyük mücadelenin, başkalarının değil kendi içimizdeki fanatikle yüzleşmek olduğunu hiç unutmamamız gerekiyor.

 

***

 

Ne Kadar Fanatiksiniz? Kendinizi Test Edin

Yazımın sonunda herkesin kendini kontrol etmesi için bir test hazırladım. Lütfen aşağıdaki soruları dürüstçe yanıtlayın ve her soru için size en uygun puanı verin. Sonunda toplam puanınız, fanatizm eğiliminiz hakkında fikir verecektir.


Puanlama Sistemi

Her soru için 1'den 5'e kadar puan verin:

  • 1 puan: Hiçbir zaman / Kesinlikle hayır
  • 2 puan: Nadiren
  • 3 puan: Bazen
  • 4 puan: Sık sık
  • 5 puan: Her zaman / Kesinlikle evet

Sorular

Bilişsel Esneklik

1. Liderinizin/ideolojinizin yanlış yapma ihtimalini ne sıklıkla düşünüyorsunuz?
(Tersine puanlayın: Hiçbir zaman = 5 puan, Her zaman = 1 puan)

2. Taraftarı olduğunuz liderin/partinin/ideolojinin başarısızlıklarını düşündüğünüzde ilk tepkiniz hatayı kabul etmek yerine bir "açıklama üretmek" mi oluyor? 
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

3. Görüşünüze/partinize/liderinize muhalif olan birisinin haklı olabileceğini düşünebilir misiniz?
(Tersine puanlayın: Hiçbir zaman = 5 puan, Her zaman = 1 puan)

4. İçeriden (kendi tarafınızdan, grubunuzdan, cemaatinizden, partililerinizden) gelen eleştirilere karşı tahammülsüz mü oluyorsunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)


Bilgi Filtreleme

5. Kendi görüşünüze aykırı haberleri/verileri okurken içinizden "bu kesin yalan" diye düşünüyor musunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

6. Bilgi kaynaklarınızın tamamına yakını aynı ideolojik çizgide mi?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

7. Karşıt görüşün temsilcilerinden düzenli olarak okuduğunuz/dinlediğiniz kimse var mı?
(Tersine puanlayın: Hiçbir zaman = 5 puan, Her zaman = 1 puan)

8. Tarafınızı eleştiren kaynakların "satılmış", "hain" veya "ajan" olduğunu düşünüyor musunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)


Duygusal Bağımlılık

9. Liderinizin/partinizin siyaseten kaybetmesi sizi kişisel bir yenilgi gibi mi hissettiriyor?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

10. Siyasi rakiplerinizi yok edilmesi gereken "düşmanlar" olarak mı görüyorsunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)


Ahlaki Sınırlar

11. "Amaç araçları meşru kılar" fikrine katılıyor musunuz? İyi bir gaye için kötü şeyler yapılmasını kabul ediyor musunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

12. Tarafınızın etik olmayan davranışları için "gerekli bir kötülük" veya "tek seçenek buydu" gibi bahaneler üretiyor musunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)


İlişkisel Etkiler

13. Siyasi görüşleri sizden farklı olan yakınlarınızla ilişkiniz kötüye gidiyor mu?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

14. Siyasi tartışmalarda "ya bizdensin ya düşmansın" mantığıyla mı hareket ediyorsunuz?
(Normal puanlama: Her zaman = 5 puan, Hiçbir zaman = 1 puan)

15. "Eskiden farklı düşünürdüm ama yanılmışım, doğruyu görünce görüşümü değiştirdim" dediğiniz bir konu var mı?
(Tersine puanlayın: Hiçbir zaman = 5 puan, Her zaman = 1 puan)


Puanınızı Hesaplayın

Toplam puanınız: _____ / 75


Değerlendirme

15-25 Puan: Sağlıklı Eleştirel Düşünce

Tebrikler! Siyasi görüşlerinize bağlı olsanız bile eleştirel düşünme yetinizi koruyorsunuz. Farklı görüşlere açıksınız ve kendi tarafınızı sorgulamaktan çekinmiyorsunuz. Bu sağlıklı bir siyasi tutum.

26-40 Puan: Dikkat: Fanatizm Belirtileri

Bazı fanatizm eğilimleri gösteriyorsunuz. Özellikle yüksek puan aldığınız sorulara tekrar bakın. Hangi savunma mekanizmalarını daha sık kullanıyorsunuz? Kendinizi sorgulamak için zaman ayırın.

41-55 Puan: Ciddi Fanatizm Riski

Fanatikleşme sürecinin ileri aşamalarındasınız. Bilişsel esnekliğiniz ciddi şekilde azalmış durumda. Karşıt görüşleri dinlemeye, kendi tarafınızı sorgulamaya başlamanız şart. Aksi takdirde "görmezden gelme", "inkâr" ve "itibarsızlaştırma" aşamalarına tamamen gömülme riskiniz var.

56-75 Puan: İleri Düzey Fanatizm

Maalesef fanatizmin son aşamalarındasınız. Muhtemelen "normalleştirme" ve "meydan okuma" safhasına geçmişsiniz. Gerçeklikle bağınız ciddi şekilde zayıflamış durumda. Acilen farklı perspektiflere maruz kalmanız, güvendiğiniz ama sizden farklı düşünen insanlarla diyalog kurmanız gerekiyor. Bu bir çağrıdır: Durun ve düşünün!


Önemli Not

Bu test, bilimsel bir ölçek değil, bir farkındalık aracıdır. Amacı, kendi düşünce kalıplarımızı sorgulamak için bir ayna tutmaktır. Unutmayın: Fanatizm bir anda oluşmaz; küçük, meşru görünen adımlarla başlar. En büyük tehlike, “ben asla fanatik değilim” diyerek kendinizi hiç sorgulamamaktır.

 

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
KONTROL
Bu soru bir bot (yazılımsal robot) değil de gerçek bir insan olup olmadığınızı anlamak ve otomatik gönderimleri engellemek için sorulmaktadır.