Şule Yüksel Şenler'in Ardından

29 Ağustos 2019

Şule Yüksel Şenler vefat etmiş. Allah rahmet eylesin. Uzun süredir hastaydı sanırım. Ben Şule Yüksel Şenler'in adını 1960'lı yıllarda işittim. 

27 Mayıs 1960 darbesi sonunda Türkiye çok ilginç bir döneme girdi. Bu ilginç dönem 12 Mart 1971'de "sosyal uyanış ekonomik uyanışı geçti" diyen Memduh Tağmaç diliyle askeriye tarafından şak diye kesildi. Kesiliş o kesiliş. ANAP değil de Turgut Özal yıllarında ve AKP'nin ilk yıllarında inkıtalı olarak, sanki yeniden o 'ilginç' döneme döneceğiz gibi sanır olduk. Ama bir şeyler tam oturmuyordu. Nitekim sahte bir 'ilginç'lik olduğu Turgut Özal'ın ölümüyle ve sonrası için de 15 Temmuz'la ortaya çıktı. 1960'lı yılların başlarında 1961 Anayasası ile Türkiye toplumu, bir örneğini 20.yüzyıl başında 2. Meşrutiyet'le deneyimlediği, bir özgürlük (liberty anlamında) dönemine girdi. Güçler ayrılığı ilkesi sadece sözde değil özde de geçerli oldu. Önceden var olan ya da yeni tesis edilen kurumlar toplumun özlediği değerler ideali doğrultusunda yapılandırılmaya başlandı. Fikir, girişim, inanç özgürlüğü bu yeni düzenin oluşturucu parçaları arasına girdi. Evet, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idamları onulmaz yara açtı, Müslüman Kardeşler'le bağlantılı islamcı gruplar ile 1920 ve 30'larda ayaklanan Kürt ailelerin soyundan gelenler bu dönemin özgürlüklerini istedikleri ölçüde soluyamadılar. Ama onların çizgisindeki pek çok fikir akımı yine de kendilerini ifade edecek kanallar bulabildiler. Meşruiyetlerini kurumsal seviyeye yansıtamadılar ama fikir olarak dolaşımda idiler. 

İşte Şule Yüksel Şenler bu dönemde müslüman kadın kimliğinin ilk ve tek temsilcisi olarak ortaya çıktı. Şimdilerde ilklerden biri deniyor. Hayır. İlki o idi. Biliyorum, o yılları yaşadım. Hatice Babacan daha sonra ortaya çıktı. Şule Yüksel Şenler tek başına il il dolaştı ve kadınları müslüman kimliğine sahip çıkmaya davet etti. Kamusal alanda konuşan ilk başı kapalı kadın oldu. Bu model sadece laik çevreler için değil mütedeyyin kitleler için de bir devrimsel durum idi. Anadolu'da mütedeyyin ailelerin kadınları ilk kez bir fikir toplantısına dinleyici olarak katılmak için evlerinden oluk oluk onun konuşma yapacağı salonlara gittiler. Gidenler arasında başı açık olanlar da vardı. Bunların bazıları onun konuşmalarından etkilenerek tesettüre girmeye başladılar. Huzur Sokağı sadece bir roman adı değildi, pek çok kadın için geleneksel ev kadını rolünün dışında yeni bir rol model sunuşunun sokağının da adı idi. Allah rahmet eylesin. 

Suad alkan

Şule yüksel şenleri dış görünüşüyle anlatmak onu anlammamak anlamı gösteriyor. Şule hanım kültürümüzün bir misyonunu temsil etti. O misyonun kökleriyle dallanıp budaklanmasıyla anlatılması sosyolojik bir analiz olabilirdi. Yazarı hanımefendiye teni bir tazıyla buna eğilmeye davet ediyorum.

Ct, 04/18/2020 - 14:36 Kalıcı bağlantı

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 253 kez görüntülendi. 1 yorum yapıldı.