DÜŞÜNCE

Osmanlının Bir Kültür Politikası Var mıydı?

10 Nisan 2020
Çaldıran Savaşı sonrasında Tebriz ve çevresinden getirdiği çok sayıda sanatçı ile Doğu ve Batı kültürleri arasında yeniden bir sentez oluşturmuş ve böylece doğu Türk-İslam kültüründe teşekkül eden birikimle Osmanlı kültürünü son bir kez güçlendirmiştir. Kuşkusuz, Kanuni Sultan Süleyman döneminde siyasi alanda olduğu gibi kültürel alanda da elde edilen parlak başarılar İstanbul’un fethi sonrasından itibaren yatırım yapılmaya başlanan kültürel birikimin muhteşem patlamasıdır. Kuşkusuz, Kanuni Sultan Süleyman atalarından devraldığı birikimi en üst düzeyde teşvik ederek bunun gelişmesine zemin hazırlamış ama başka alanlar gibi asıl daha önceki birikimlerin bir anlamda  değerlendiricisi olmuştur.

Katolik Kilisesine karşı Delidivane bir Protestan : Cüneyt Efendi

20 Mayıs 2024
Kızıl Goncalar Dizisinin senaristlerinde Faniler grubunun iç dinamiğinde yaşananlardan bir Ortaçağ skolastik kilise baskısı üretme fantezisi oldukça baskın. Vakt-i Mekatil adı verilen aforoz mekanizması da bir tarz engizisyon uygulaması örneği gibi duruyor ve her fırsatta gündeme geliyor...Grubun etrafında dolaşan aydınlanmacı kemalist Dr.Levent ve taifesi ise bu dünyanın mağdur ettiklerini kurtarmak isteyen burjuvazi rolündeler.

En İyi Siyasetçi En İyi Hikâye Okuyandır

15 Mayıs 2024
Ulusal boyutta düşündüğümüzde, bir toplumda lider olacak kişinin yapması gereken en önemli şey, hitap ettiği kitlenin bütün sosyo-psikolojik değerlerini yakından tanımasıdır. Şayet tanıdığı ve hitap ettiği kesim kendisi için yeterli değil ise bu kitleye çok da uzak olmayan diğer gruplara hitap edecek söylemler geliştirmek zorundadır. İki, üç veya daha fazla katmanlı bu kitle iletişim tekniklerinde, tilkilerin kuyruklarını birbirine değdirmeden hareket edebilmek bu grupların hikâyelerine vakıf olmaktan geçer. Bu yüzden bilmem kaç eğilimi bir araya getirmeye çalışan liderlerden bahsedilir. Burada önemli olan siyasetçinin kendisine temel aldığı kitle ile buna yancılık yapacak grupların çatışmasız ve çıkarcı bir ortamda bir araya getirilmesidir.

Liyakat ve Mülakat Üzerine

14 Mayıs 2024
Ülkemizde özellikle kamuya personel/yönetici alımında uygulanagelen yöntem çoktan seçmeli (test) sınavla yapılmaktaydı. Çoktan seçmeli sınavlar kişinin sadece öğrenme basamaklarından bilişsel aşama; bilgi ve kavrama becerilerini ölçmek için yeterli olarak görülmekteydi. İşe alınan personelin ya da yönetici ve kariyer meslek gruplarına seçilmek istenilen elemanların yeterliğini sadece bilgi, kavrama/hatırlama düzeyini ölçen sınavlarla ölçmek elbette doğru seçim sağlamayacaktır. Bilgi basamağının uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme aşamalarının da ölçülmesi, kişi hakkında objektif ve daha sağlıklı karar verilmesini sağlayacaktır.

Dünyanın Sonundan Çok da Bir Şey Beklemeyin

09 Mayıs 2024
Kısa film ve belgeseller de çeken, Radu Jude'un 2023 yılında çektiği son filmi "Dünyanın Sonundan Çok da Bir Şey Beklemeyin", içeriği, meselesi, kurgusu, alt metinleri, tekniği ve daha birçok fark yaratan yönüyle ele alınıp detaylı incelenmeyi hak ediyor.

Kızıl Goncalar Dizisinin Akla Getirdiği Akla Ziyan Sorular

06 Mayıs 2024
Kızıl Goncalar dizisinde de ilginç bir şekilde, resmedilen Çarşamba Cemaatinde veya meşhur namıyla İsmail Ağa Grubunda da kaldırılan saltanatın bir emanetçisi, yedeklenmiş bir koruma dosyası mesabesinde algılanmasına temel oluşturacak argümanlar yüklü. Laik, Kemalist Cumhuriyet sınırlarının tam göbeğinde bu grupta yaşanan hayat tarzı, örgütlenme yapısı, gündelik hayat ve insan örüntüleri bu tarz işaretleri fazlasıyla barındırıyor. Bu argümanları da güçlendiriyor gibi.

"Patiswiss" Olayı ve Türkiye'nin İtibarı

04 Mayıs 2024
Patiswiss skandalı, maalesef ticari ve kültürel alanda özgüvenden yoksun, marka ve patent haklarını ihlal eden, ticari dürüstlük ve hakkaniyet ilkelerine uymayan bir ülke olduğumuzu tekrar pekiştirdi ve uluslararası itibarımızı bir kez daha zedeledi.

Yaşadıklarının Kıskacındaki Türkiye

04 Mayıs 2024
Türkiye’nin kimin kazandığından ve kaybettiğinden öte çok ciddi ve ertelenemez problemleri mevcut ve bunları kazanan ve kaybeden kesimlerin mevcut formasyonları ile aşmamızın mümkün olmadığı bir kırılma anındayız.