DÜŞÜNCE

Mehdi-Mesih İnancının Kökeni

Metin Özdemir
20 Ağustos 2016

Kur’an’ı incelediğimizde, mehdiliğe en küçük bir işarette bulunulmadığını görürüz. Kur’an bağlamında sadece Hz. İsa’nın nüzulünün ima edildiği savunulur. Bir kısım ulema, Zuhruf Süresi’nin 61. ayetinde geçen, “Kuşkusuz o, kıyamet saatinin (yaklaştığının) bir alametidir…” ifadesindeki zamirin Hz. İsa’ya işaret ettiğini iddia eder. Ancak tefsirlerde bu zamirin Kur’an’a işaret ettiği yorumu da yapılmıştır. Kur’an tercümeleri de bu yorumlara bağlı olarak farklılık arz etmektedir. Söz konusu ayetteki zamirin Hz. İsa’ya işaret ettiği kabul edilse bile bundan açıkça onun nüzulü sonucu çıkarılamaz. Çünkü bu ifadeden, bizzat Hz. İsa’nın peygamber olarak gönderildiği çağda, kıyametin yakın olduğunu gösteren açık bir kanıt olduğu sonucu da çıkarılabilir.

Rasyonel Plan İrrasyonel İman

14 Ağustos 2016

Bu bağlamda din anlayışı, İslam düşüncesinin kaynakları, cemaat ve tarikat gibi dinsel oluşumlar, mehdilik gibi tali meseleler ciddi bir şekilde tartışılmayı beklemektedir. Dinsel oluşumlar da burada dile getirilen ve benzeri konuları kendi açılarından yeniden gözden geçirmelidir. Bunları muhtemelen önümüzdeki süreçte çok konuşacağız. Hatta oldukça sert tartışmaların bizi beklediğinin işaretlerini alıyoruz. Biz hazırız.

Kitlesel Ölümler/İnsanlık/Rasyonel Düşünce

11 Ağustos 2016

Peki ya son üçyüzyıldır, modernizmin inşasından sonra, hümanizm, demokrasi, insan hakları gibi "rasyonel" fikirler de geliştirmişken, hala niçin öldürür insanoğlu? Ne uğruna öldürür? İki Dünya Savaşı, onlarca bölgesel savaş, yüzlerce iç savaş, binlerve iç çatışma ve terör olguları çerçevesinde, Batı toplumları öncelikli olmak üzere, Dünyanın her yerinde kitlesel ölümler öldürmeler süregelmiştir. Peki, tekrar soruyorum, bugün hala ne için öldürür insanoğlu?

Paralel Yapı Üzerinden Kendini Aklamaya Çalışan Kifayetsiz Muhterislere Dikkat

11 Ağustos 2016

Devletimizi yönetenleri, adalet mekanizmasının başında olanları ve ilgili herkesi buradan naçizane uyarmak istiyorum: FETÖ/PDY ile mücadele edelim, amenna, buna bir diyeceğimiz olamaz. Ama lütfen FETÖ/PDY üzerinden kariyer yapmak veya kendi günahlarını FETÖ üzerinden aklamak isteyenlere karşı uyanık olalım, masum insanların hayatını bunlar yüzünden karartmayalım. Bizden istenen intikam değil, adalettir, unutmayalım.

Korku İmparatorluğu Senaristleri

04 Ağustos 2016

Bizim kuşağın hayatı hep kabuslarla geçti. Bir korku imparatorluğu kurmak isteyenlere karşı ayakta kalma çabasıyla…Elbette bu darbe girişiminde bulunanlar gerekli cezayı görmeli…Bunu söylemeye bile gerek yok.Ama provokasyon ve ihbarlarla toplumsal barışı tehlikeye atmak, tam da bu darbe girişimcilerinin istediği şey olmalı.En üst düzey yöneticilerin en yakındakilerini tesbit etmekte çaresiz kaldıkları bir dönemde, toplumu provokasyon ve ihbar mantığıyla suçlamak insafsızlık olur.Adaleti sağlamanın zor olduğu zamanlardan geçiyoruz. Ama her zaman söylüyorum : Sağduyulu insanların görevi zor olana talip olmak. Yöneticilerin  istikrar ve güvenliği sağlarken adaletten sapmamak görevleri en zor olanı.

Yangından Mal Kaçıranlar

28 Temmuz 2016

Türkiye’de tam darbe kalkışmasının olduğu sıralarda Erbil’de ABD’li asker ve sivillerden oluşan bir heyet, Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Barzani ile görüşerek ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde siyasi ve askeri bir anlaşma imzalamıştır. Böylece ABD ilk defa olarak Bağdat Yönetimini atlayarak doğrudan yerel olan Kürt Yönetimi ile bir anlaşma imzalıyor. 19 Temmuz 2016 günün (yani darbe kalkışmasından 4 gün sonra) imzalanan bu anlaşmayı Kürt tarafından bölgenin İçişleri Bakanı, ABD tarafından ise Savunma Bakan Yardımcısı imzalamıştır. 10 yıl geçeli olacak bu anlaşmaya göre Musul’u DAEŞ’ten kurtarma operasyonu sırasında Peşmerge Kuvvetleri ABD’den özel destek görecek ve Peşmergelerin maaşları ABD tarafından ödenecektir. Peşmerge kuvvetleri en yeni ve ağır silahlarla teçhiz edilecektir. Kuzey Irak Kürt Hükümetine 450 Milyon Dolar destek niteliğinde mali bir kaynak tahsis edilecektir. 

15 Temmuz Darbeye Direniş ve Demokrasi Bayramı Olsun!

27 Temmuz 2016

Bu tabloyu özlemiştik…Bu millet cesaretini toplayıp darbeye direnmeliydi...Siyaset erbabı tehdidi görünce "şapkasını alıp gitmemeli," iktidarıyla muhalefetiyle birbirine destek olmalı, demokrasiye sahip çıkmalıydı...Sağcısı-solcusu, Alevisi-Sünnisi, zengini-fakiri, kadını-erkeği, genci-yaşlısıyla bütün bir toplum özgürlüğüne ve canına kastedenlere karşı ayaklanmalı, dayanışma içinde olmalı, darbeci çetelere pabuç bırakmamalıydı.

Kriz Dönemlerinde Felaket Senaryoları ve Komplo Teorileri

24 Temmuz 2016

 Esasen bir çok durumda komplo teorilerinin inanılmaz bir cazibesi, hatta büyüsü vardır. Çünkü muhataplar, bilmedikleri bir sırrın kendilerine faş edilmesi ayrıcalığını tatmış olurlar. Gerekli açık bilgi eksikliğini sonuna kadar sömürürler. Ayrıca anlaşılması zor ve bilinmezi çok olan konularda önlerine hemen bir izahat konulmuş olur, böylece rahatlarlar. Özellikle gazeteciler bunu bildikleri için 'kulis' dedikleri bilgileri de kullanarak komplo teorilerine pek sık başvururlar. Birincisi, okur sizden kendi gördükleri dışında bir açıklama beklemektedir. İkincisi, siz de mevcut bilgi ve haber karmaşasının içinden çıkmanın bir yolunu bulmak zorundasınızdır. 

Türkiye'de Fikir

14 Temmuz 2016

Mesele fikrin ne olduğu konusunda düğümleniyor aslında ama şöyle başlayalım: Fikir, "ben bu kızı alacam babalık, istediğin kadar olmaz de sen!" kabilinden bir pervasızlık beyanı mıdır? Buna bağlı olarak "göğsünü gere gere" sirkatini söyleyen merd-i kıptî cür'etkarlığı, "medenî cesaret"i süpürüp yerine kurulabilir mi? Gerçi, "medenî cesaret" de uzun zamandır "çıkma teklif edecek delikanlının yüzü yırtık teklifsizliği" sanılır oldu.Yani efendim, "fikrini dobra dobra söylemek" diye de bir şey var. Buna göre herkesin bir fikri varmış da, bazıları cesur oldukları için fikrini "çatır çatır" söyler, öbürleri sündük ya da sünepe oldukları için fikirlerini söylemekten korkarmış sanılıyor. Fikir, tartışmalı bir konuda tarafını tuttuğun görüş, doğruluğuna hükmettiğin kanaatden mi ibarettir?

Üsküb’ün Meşhur Fıkıh Hocası: Müderris Hafız Şaban Efendi

09 Temmuz 2016

Merhum Hafız Şaban Efendi, Üsküb'ün meşhur medreselerinden bir olan İsa Bey Medresesi'nde uzun yıllar Kur'an-ı Kerim müderrisi (profesörü) olarak da görev yapmıştır. O dönemde yetiştirdiği yüzlerce talebe arasında hayata olanlar arasında şu isimleri zikredebiliriz: doğramacı esnafından Hacı Fahri Sait, saraç esnafından Hacı Sait Süleyman, torna tesviyeci Haci Abdullah Necip ile terlikçi esnafından merhum Hacı Harun Şaban. Talebelerinden aldığımız bilgilere göre merhum Hafız Şaban Efendi, Kur'an-ı Kerim derslerine girmiştir.1940 yılların başında Bulgar işgali altında bulunan Üsküp'te İsa Bey Camii önünde Hafız Şaban Efendi, talebeleri ile birlikte görülmektedir. Bu dönemde İsa Bey Medresesi'nde hem dini ilimler hem de başta hendese olmak üzere tarih, coğrafya, matematik gibi tabii ilimler okutulmaktadır.