Okumak Terakkiye Mâni Akla Zarardır!

06 Şubat 2022

 

Giriş

Bu yazının ilham kaynağı sosyal medya paylaşımlarıdır. Motivasyonu ise, yazılı iletişimin esas olduğu sosyal mecralarda, insanların görselliğe daha çok itibar ediyor olması…

Allah’ın Kur’an’daki ilk emri olan “oku”, biz faniler tarafından daha ilk günden yanlış anlaşılmış ve o yanlış, dönüşe başkalaşa günümüze değin gelmiştir. Özellikle biz Müslüman Türkler, belki sözlü bir kültürün çocukları olarak yetişmiş olmanın verdiği özgüvenle, okumasak da, okumuş olanla her konuda rekabet edebileceğimizden bir an bile kuşku duymayız. Hatta bazen haklı çıktığımız dahi olur. Hiç okuyanla okumayan bir olur mu demeyin. Okumuş olsa da bilmeyen, hiç okumadığı halde bilenden nasıl iyi olur. Şimdi fark ettiniz değil mi, o sözün aslı da zaten “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”

Neyse lafı uzatmayayım. Okumak, nasılını niçinini bilmeden yapıldığında hiç değer ifade etmez. Hatta yarardan çok zararı da dokunabilir failine.

Bu yazı kısmen esprili bir tarzda bu hususa işaret edecektir. Yazının ironik olması, gerçeklikten tümüyle kopuk olduğu anlamına gelmez. Bu konudaki doğru bildiğimiz yanlışlara ve yanlış sandığımız doğrulara da çaktırmadan kıyısından kenarından temas edeceğiz.

Başlamadan bir uyarı: Ha, “ben okumak nedir herkesten iyi biliyorum” diyorsanız, bu yazı sizin için “deli saçmasıdır”, okumayınız.

Bir de son not: Yazının ilham kaynağı sosyal medya olduğu gibi, dili ve üslubu da sosyal medya okuruna yöneliktir, dikkate alınması ricasıyla…  

Her Şey Okunmaz!

Bugüne kadar, üç beş satırı aşan paylaşımlara yaptığın gibi, mesajı başı ya da en sonunda olmayan bu yazıyı da okuma. Zaten senin gibi bir faninin yazdığı üç beş cümle yığınından öğreneceğin ne olabilir ki? Hatta ciltlerce kitabı, ansiklopedi, dergi ve bilumum matbuatı sadece okusan, yetinmeyip hıfzetsen kendin için, insanlık için, evren için ne fayda sağlayabileceksin ki?

O yüzden bırak hiç okuma.

Bana inan, bu satırlar da dahil, okuman için önüne konulan, sana bin bir süsle, çeşit çeşit sosla sunulan her şey ama her şey, seni inandırmak / kandırmak / ikna etmek üzere yazılmıştır. Eğer karşı koyabilecek bir donanımın, satır aralarını kavrayacak bir idrak kabiliyetin, hakkında tefekkür edebilecek bir akli meleken ve üzerine ekleyebilecek bir zihni birikimin yoksa hiç bir yazılı metni okuma. Yoksa, kesin olarak zehirlenirsin.

Bilimsel Çalışma Okuma

İlgi alanın sınırlı, kapasiten sınırlı, oysa bilimin alanı alabildiğine geniş ve dallı budaklı. Sen olsa olsa, profesyonel yaşamın için en fazla onlardan birine dair geniş okuma ihtiyacı duyarsın. Ona ilişkin okumaları da zaten eğitim sürecinde, okul hayatında zorunlu olarak yapar, ihtiyaç oldukça da bilgini tazelemek için yeniden okursun. İyi bir uzman olman için başka alanlardan bilimsel çalışmaları boşu boşuna okumak zaman kaybı olur. Şimdi ne gereği var şu sürat çağında zamanı heba etmeye.

Boşver okuma...

Edebiyat Okuma

Herkesin estetiği kendine. Renkler ve zevkler tartışılır mı hiç. Avam (toplum) için sanata sanat demeyenlerin yanı sıra, “öyle sanatın içine tükürenlerin” olduğu bir coğrafyada, şiirmiş, öyküymüş, hikayeymiş, romanmış, senaryoymuş, tiyatro eseriymiş okusan ne olur, okumasan ne olur. En iyisini kendin yazarsın zaten. Başkalarının güzellemeleri ile boşa vakit öldürmenin ne alemi var şimdi? 

Edebinle otur, edebiyattan uzak dur.

Felsefe de Okuma

Hafazanallah, imanından inancından olma ihtimalin de var ama daha da önemlisi, hiçbir soruya cevap vermeyen o laf kalabalığını okuyup da ne edeceksin? Zihnin bulanacak, kafan karışacak, bildiklerinden de şüpheye düşeceksin. Onca soyut bilgiye hamallık etmeye ne hacet? Gerek duydukça özlü sözler olarak Google’dan devşirir, egonu şişirir, olur olmaz yerlerde lafların arasında serpiştirir, entelliğini de yaparsın.

Felsefeni yine yap sen, ondan mahrum kalma  ama felsefe okuma.

Doğu Felsefesi / Mitoloji / Teoloji Hiç Okuma

Hangi yüzyılda yaşıyorsun. En yenisi 1500 yıl kadar önce ortaya çıkmış, milyonlarca yıllık bu dogmalarla ne işin olur. Dinmiş, imanmış dersen, çağdışı, gerici diye yaftalanman kaçınılmazdır. Zaten bir işe yaramayacak bu köhnemiş fikirleri okuyacaksın da ne olacak? Yine ihtiyaç duyarsan, Google orada işte. Sor söylesin sana ne var ne yok binlerce yıllık o tozlu metinlerde.

Sonuç

Valla şaka yapmıyorum… Okuma…

Eğer sadece okuyacaksan Kutsal metinleri dahi okuma!

Hele de bencileyin, fanilerin kerameti kendinden menkul deli saçmalarını hiç okuma!

Okuyacaksan, insanların canına oku, ölünün ruhuna, dirinin ceddine, yedi sülalesine oku!

İlle de okuyacaksan, okul oku, üniversite, yüksek, daha yüksek oku. Dön yine oku. Belge için, sıfat için, statü için, konum için servet için oku. En çok o “diploma” denen belgeler ve onların getireceği “para” işine yarayacak senin. Değermiş, ahlakmış, etikmiş, hakmış, hukukmuş, insanlıkmış, adaletmiş, aman ne hamasi, ne hayali, ne banal şeyler onlar öyle, karın mı doyuruyor sanki?

Özetle dostum, eğer sırf bilmek için okuyacaksan, boş ver zahmet etme, fazlasını biliyorsun diye kimse madalya takmaz sana. Hem bilgi yüktür omuzlarına. Bilir de, gereğince amel etmez, hakkıyla sorumluluğunu taşımazsan, gün gelir hesap bile sorarlar adama.

Boş ver okuma…

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 303 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.