Kadınlık-Erkeklik Halleri

17 Aralık 2020

 

GİRİŞ  

İşte size yine sosyal medya (facebook) paylaşımlarından derlenmiş, gündemle ilgili ama çoğu gündemden önce not düşülmüş, bazısı ciddi, bazısı şaka, bazısı uzun, bazısı kısa, azı nazım, çoğu nesir, ikna çabası az, aforizması bol eğlencelik okumalıklar…

Bu defa konu kadın ve erkekler. Tabiatıyla çok hassas. Gündemdeki taciz-ifşa olaylarına da dolaylı dolaysız değiniler içerdiği; her biri yanlış anlaşılmaya gayet elverişli olduğu ve ben de durup dururken bir sosyal medya linçi yemeyi göze alamadığım için, neleri olaylar sırasında, yani meseleler gündemdeyken, neleri daha öncesinde, neleri de sonradan yazıp, söylemişim; okuyan kolayca (facebook duvarımdan) teyit edebilsin diye, bu defa her metnin altına paylaşım tarihini de ekledim.

Okuduğunuzda göreceksiniz ki, “köy görünüyormuş”, hatta “klavuz bile varmış” ama “körler sağırlar birbirlerini ağırlamayı” tercih edip durmuşlar. Kanaatimce, şimdi de görünen o ki; aklı başına yeni gelenlerle, aklı başından uçup gitmişlerin kör dövüşünü izleyeceğiz bir süre. Pek çok kirli çamaşır dökülecek ortaya. Utanç duymayı unutmamış olanlar başı önünde sessiz, kaderine razı; arsızlar yine ekranlarda, sahnelerde destan yazmaya hevesli.

Her şey olup bittikten sonra ama, insanın insana güveni biraz daha hasar almış, arkadaşlık, dostluk, samimiyet, sevgi gibi kavramların içi iyice boşalmış olacak… Özetle olan her zaman olduğu gibi insanlığımıza olacak.

Bu defa yanılıyor olmayı o kadar çok isterdim ki! Okuyun ve lütfen yanıldığımı söyleyin bana…

AFORİZMALAR

Kadın Olmak

Kadın, var olmak için, erkekle mücadele ya da rekabet etmesinin vakit kaybından başka bir şey olmadığını kavradığı gün gerçek varoluşuna doğru yelken açacaktır.  (6 Ağustos 2012)

Erkek Olmak

Erkek de, kendi varlığını kadın üzerinden tanımlamayı terk etmediği sürece, ne kadar böbürlense de, kadın eteği altındaki zavallı yaşamından kurtulamayacaktır. (6 Ağustos 2012)

Kadınları Anlamak!

İsa'nın, Musa'nın, Muhammed'in öğretilerini reddedip, Mill'in, Marx'ın, Rousseau'nun söylemlerine iman edenleri anlamak, kadınları anlamaktan daha mı kolay sanıyorsunuz? 🙂 (24 Aralık 2015)

Bir Deyiş!

Cesaret erkekte cehaletin, kadında cesametin dışavurumudur... (24 Oca 2017)

Metalaştırma ve Eşitlik

Kadını metalaştırıp, görsel ve bedensel haz aracı yapan zihniyetin kadın hakkında eşitlikçi söylemler serdetmesi su katılmamış bir ikiyüzlülüktür. (29 Temmuz 2014)

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ NOTLARI

Merak Ettim!

Dünya Kadınlarının ezilmişliği, zayıflığı ve zavallılığının hatırlanması ve hatırlatılması yanı sıra bu halin kabulü, ilan ve ikrarı niteliğindeki bir günün kutlanması nasıl bir zihniyet ürünüdür acaba?

Hele bu kutlamaya bizzat kadınların da katılmakta olmasını nasıl anlamak / yorumlamak / değerlendirmek gerekir? (8 Mart 2013)

Düştü Kadın

üştü bir kadın

ü zgündü, ümitsiz ve çaresiz

asır bağlamıştı diğerinin elleri
y erden kaldırmayı akıl edemedi
a vaz avaz sustular

K alktı kadın
a ğız dolusu küfretti
d inledi diğeri, baktı etrafına, gören ve gülen erkekler vardı
ı rz dedi,
n amus dedi, oradan uzaklaştı
l anet olsun diye bağırdı bu defa kadın
a layınızın ağzına… sonra yutkundu
r ahat bırakın … bırakın diye inledi…

G üneşi söndü aniden
ü zerine kapkara bulutlar çöktü
n e yapsa artık kaçamazdı
ü midi yere çalınmış, geleceği elinden alınmıştı… (8 Mar 2013)

Kadın İstismarı

Kadın üzerinden namus / töre istismarı yapanlar kadar, dini ve politik istismar yapanlar da, hem yobaz, hem ahlaksızdır. Dünya Kadınlar Günü'nde, çağdaş olan / olmayan kadın iması / vurgusu üzerinden bir “gelişmişlik” gösterisine soyunanlara ise diyecek “hiç bir şey” bulamıyorum.

Allah ıslah eylesin. (8 Mart 2014)

Dünya Kadınlar Günü Aşkına

Mahallenin delisi olarak bugüne dair söz söylemesem herkes beni kınayacak biliyorum. Hatta onlara kınay(ak)ın diyesim bile var ama işte serde delilik de var ya "ne dese yeridir" konforundan yararlanmamak olmaz. 

Dünya kadınları birleşin.

Aha bu erkekler var ya, bugün gününüzü kutlayan, işte onlar sizi bu denli zavallı, aciz, zayıf, kendi başına var olmayı beceremeyen, her daim erkeğe ve onun sağlayacağı güvenli ortamlara / imkana / kotaya / refaha / statüye / konfora muhtaç hale düşürenlerin ta kendileridir. 

Ve bunlar var ya, bugün hala sizden hem kadınlığınızın gereklerini eksiksiz yerine getirmenizi, hem erkeklerin işlerini paylaşmanızı / yükünü omuzlamanızı ve hem de onların gözüne, gönlüne / zevkine / keyfine / midesine hitap ve hizmet etmenizi bekleyenlerdir. 

Var ya, bugün, "kadın çiçektir, melektir, yardır, anadır, vatandır, mücevherdir" diyenlerin dertleri sizi, gerçekten yüceltmek, insaniyet sınıfına yükseltmek falan da değildir, tüm dertleri, bugün sizin ağzınıza bir parmak bal çalıp, gıkınızı çıkarmadan kendilerine bir yıl daha hizmet etmenizi temin ve garanti etmektir. Bin yıllardır değişmeyen erkek tavrının bu "senede bir günlük" kutlama ritüeli (şaklabanlığı) ile mi değişeceğini umut ediyorsunuz. O kadar saf olamazsınız.

Ben kadın olsam bu günü ve kutlamaları (ki arkasındaki emekçi kadınlar gerçeğini de bilerek) kadını yok saymanın (öldürülüşünü kutlayarak), aşağılamanın başka bir yöntemi olarak görür ve reddederdim. 

Kadın ya da erkek değil, "insan" olmayı yüceltmek gerekir derdim. (8 Mart 2018)

KADIN, ERKEK, TOPLUM, SİYASET

Zavallı Memleketim!

Senin halinden "utanç" duyanlara:

Aşağıda okuyacağınız satırların benim kalemimden çıkmayacağını düşünerek, hesabımın ele geçirildiğini sanmayasınız diye önce bu açıklamayı yapıyorum.

Herkes, tek tek, birlikte, ayrı zamanlarda, biri diğerinden sonra, aynı kadın üzerinde hak iddia eder, onun üzerinde dilediği tasarrufta bulunur, her türlü zevki ve keyfini tatmin eder, sonra da onun namusu üzerinden kendi şeref ve onurunu zedelenmiş hisseder, onun düştüğü halden utancını dile getirirse, hepsine birden sormak gerekmez mi: Yahu kardeşim, siz, hepiniz, teker teker ya da sırayla, bazen hep birlikte, bazen ardı ardına üzerine çullanarak o....u yapmadınız mı onu?
Vah zavallı memleketim benim...

(Bu kötü benzetme için tüm kadınlardan peşinen özür diliyorum.) (11 Kas 2013)

Anneler Günü

Annem, annelerimiz, özür dilerim, sizinle alakası yok bu hadsizliğimizin, bu öfkemizin, bu kendini bilmezliğimizin, bu sevgisizliğimizin ve size yönelen şiddetimizin. Siz, hep sınırsızca ve çoğu zaman çaresizlikler içinde sevginizi sundunuz bize, oysa biz (erkekler) nefret kustuk, önce size, sonra birbirimize, çevremize, doğaya, dünyaya ve evrene. Siz, “adam olsun” dedikçe, oğlum “erkek olacak” dedi hemcinslerimiz. Daha konuşamadan, küfrü öğretti, şiddete teşvik etti bizi.

Annem, annelerimiz, çok üzgünüm. Öyle özendirildik, sizi, size olan minnetimizi bir güne sığdırmalıydık ki, kalan üç yüz altmış dört gün baki kalsın erkekliğimiz.

Annem, bugün kızımın annesine yazdığı duyguyla bezenmiş içten satırları okurken, yağan yağmur olmalıydı, yanaklarımdan süzülen; çok utandım ben. Çok utanıyorum.

Annem, annelerimiz, siz yine de üzülmeyin. Her ne kadar bu dünyada ayaklar altındaysanız da, aslında biz sizin ayaklarınızın altındaki Dünyada yer aramaktayız.

Annem, annelerimiz. Siz, bize rağmen, siz kalın, sevgisiz bırakmayın . Üç yüz altmış beş gün. (11 Mayıs 2014)

Türkiye'de Siyaset, Hukuk ve Uzmanlık

"Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı" kurulur; "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" çıkarılır, bu çerçevede uzman kurumlar oluşturulur ama kadına şiddet ve cinayetler artar.

İş Güvenliği Mevzuatı çıkarılır, İş Güvenliği Sertifika Programları açılır, İş güvenliği uzmanları yetiştirilir, kısacası yeni bir iş kolu ve kazanç kapısı açılır ama iş kazaları azalmaz artar. Toplumsal sorunları çözmek için hukuk yapıp uzman yetiştirmekten vaz mı geçsek acaba? (5 Kas 2014)

Kadınlık - Erkeklik Halleri

Hedef kitlesi tarafından yanlış anlaşılma potansiyeli doğru anlaşılma ihtimalinden çok daha yüksek olduğunu bildiğim ve daha dolaylı ve zarif bir söyleme biçimini keşfedemediğim ama konuşulmasının elzem olduğunu düşündüğüm bir konu:

İnsanın bu dünyadaki varoluşundan bu yana, kadın, erkeğe hep gereğinden ve beklediğinden fazla değer vermiş ve kendi yaşamını, idealize ettiği bu farazi erkeğin potansiyel beğenisine bakarak kurgulamaya çalışmıştır. Kadın, kendisini / kızını böyle bir motivasyonla yetiştirdikten / biçimlendirdikten sonra, bu çabasını fark etmeyen / anlamayan / gereksiz bulan erkekleri ise eleştirmekten, hatta aşağılamaktan geri durmamıştır.

Çok geç olmadan kadının bu zaafını keşfeden erkeklerden bazıları (çok azı) ona bu yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışırken, pek çoğu bundan yararlanma yolunu seçmiştir. Kadına sürekli olarak, bu yaptığının çok iyi bir şey olduğunu (iltifat) söylemenin yanı sıra, bu halinden her açıdan yararlanmak için de ciddi bir sektör (moda sektörü, çok renkli ve dekolte giyim tarzı, naylon çorap, yüksek ökçe, makyaj ve güzellik ürünleri, estetik cerrahi vb.) inşa etmeye girişmiştir Kadınların bir kısmı tüm bu hali, kendisinin, aynadaki görüntüsünden hoşnut olduğu için bilinçli olarak tercih ettiğini söylerken, farkında olmadan (ya da farkında olduğu halde, ister istemez) erkek dünyası için estetik bir eğlence aracına dönüşmeye başlamıştır. Bu süreç, erkeklerin bir kısmını da giderek kadınlarla rekabet etme düzeyinde bir anlayış ve tavır geliştirmeye (metroseksüellik) sevk etmiştir. Erkeklerin çoğunluğuna gelince, kendilerine hoş görünmek için gereğinden fazla çaba sarf etmeyen ve aslında gerçekten kendisini, kendisi için yetiştiren kadınlarla profesyonel ve entelektüel çerçevede, hayatı, onun yükünü paylaşmayı, yaşamlarını birleştirmeyi diğerleriyle ise sadece hoşça vakit geçirmeyi tercih etmişlerdir. Sonuçta, modern toplumlarda erkeklerin bazıları kadın, kadınların bazıları da erkek için “boş vakitleri hoşça değerlendirme aracına” dönüşmüştür. Ne var ki bu açıdan kadın erkeğe göre hep çok daha dezavantajlı konumda olmuştur.  (25 Aralık 2014)

KADINA ŞİDDET MESELESİ

Şiddete Hayır

Sadece, kadına, çocuğa, güçsüze değil,

Erkeğe, hayvana, canlıya, cansıza

Herkese ve her şeye yönelik

Şiddete Hayır. (21 Şubat 2015)

Kadına Karşı Şiddet vb. Tematik, Ezberci ve Şabloncu Gündemlere Dair Kısacık Notlar:

Kadına karşı şiddete değil, ayrımcılığa ve şiddete karşıyım.

Pozitif de olsa ayrımcılığı değil; niteliksel insani eşitliği savunuyorum.

Kadın erkek mutlak eşitliğini değil; işlevsel / niceliksel farklılaşma ve eşdeğerliliği savunuyorum. (10 Aralık 2015)

Kınıyorum

Kamu spotları, hukuksal düzenleme ve uygulamalar aracılığı ile devletçe de desteklenen “aşırı (toplumsal) cinsiyetçi”, erkeğe yönelik psikolojik şiddet ve tahkir içerikli, “kadına şiddeti protesto eylem ve söylemlerini”, hem de şiddetle! protesto ediyorum.

Ha bu arada, fiziksel, duygusal, psikolojik “her türlü şiddeti”, kadına, erkeğe, çocuğa, yaşlıya, güçsüze, düşküne yönelmiş olmasına bakmaksızın şiddetsizce! kınıyorum. (14 Mayıs 2016) 

Kadına Şiddete Reddiye

Madem ben ölüyorum senin duyarsızlığından
Yeter artık, susmayacağım, duy ey arsız adam
Haykıracağım cümle aleme, pervasızca sıfatını
Olur ya utanır belki duyan, kendi insanlığından

Kadın öldürmek mi sanıyorsun sen adamlığı
Söyle, var mı bildiğin bir hayvan, senden aşağı
Yular taksam bağlasam, yakışmazsın da ahıra
Ölüp gitsen, leşin gömsem, kirletirsin toprağı! (23 Ağu 2019)

Hele bir sor!

Kadına sorsan, erkek cani, kadın melek.

Erkeğe sorsan, kadın şeytan, erkek müslüman.

Keşke hepimiz sadece insan olsak! (21 Tem 2020)

İstanbul Sözleşmesine ithafen!

Popülizme teslim olan bir devlet
Böyle mi sağlanır cidden adalet!
Kadın her ne yapsa haklı dersen
İftirası gelir seni de bulur elbet! (21 Ağu 2020)

Sonuç Olarak

Bir kadına, eleştirmek ya da iltifat etmek için söz söylemeye çekinir olduk. Her cümle kayıt altında her kelime cımbızlık.

Samimiyet, arkadaşlık, dostluk gibi kavramlar tedavül dışı; taciz, istismar, ifşa ise revaçta! (13 Ara 2020)

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 199 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.