ELEŞTİRİ

Bazı İzâhat

17 Şubat 2016

Felsefe tarihi alanında akademik çaslışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, uzunca süren bir çalışma takvimiyle, geçtiğimiz Ekim ayında "Tanzimattan Günümüze Türk Düşünürleri "(7 cilt) adlı eseri yayınladı. Yazarımız Bilal Kemikli, daha evvel "Tanzimattan Günümüze Türk Düşüncesinde Ne Eksik" ve "Türk Düşüncesine Dair Birkaç Not" başlıklı iki yazı kaleme almıştı. Prof. Bolay, bu yazılar etrafında, yazarımıza hitaben bir mektup yazarak, işaret edilen eksikliklere ve eleştirilen konulara ilişkin bir cevap vermiş oldu. Yazarımız Sayın Kemikli, kendisine hitaben yazılan mektubu, hocası da olan , projenin editörü Prof.Bolay'ın iznini alarak burada yayınlamanın doğru olacağını düşündü. Sözkonusu mektup aşağıdadır.  

“Tanzimattan Günümüze Türk Düşünürleri”nde Ne Eksik?

31 Ocak 2016

Eğer, sevgili Hocamız ve projeye katkı veren arkadaşlarımız, hala “70’li yılların ayrıştırıcı zihniyeti”yle bir kısım isimleri “yok” ve bazı olmaması gereken isimleri de “var” sayıyorlarsa; işte o vakit işimiz zor! Zor diyorum, zira hocamızın ifade ettiği gibi, “Türk Düşüncesi kendi tabii mecrasına doğru gidiyor” diyor isek, bu düşünceye katkı koyan herkesi kucaklamayı bilmeliyiz. Nihayet, “yok” denileni “var” kılma çabamız yeni “yokluk” sebebi olmamalı…

İsmail Kara'ya Cevabımdır

07 Ocak 2016

Bir süredir Dergah Dergisini artık eski dostum Mustafa Kutlu’nun yönetmeyeceği, yeni bir yönetici tarafından yayın hayatını sürdüreceği söyleniyordu. Her dergi, her yayın faaliyeti, bu yaşıma geldim beni hep heyecanlandırmıştır. Fikir Coğrafyası için “İslamcılık Versus Müslümanlık” başlığıyla bir yazı kaleme aldığım günün ertesinde, 7 Ocak Perşembe günü elektronik posta adresime gelen bir mesajda, adım geçtiği için bir yazının taranılarak bana gönderildiğini farkettim. Yazı, kaderin cilvesine bakın ki, kitaplarından birine ‘İslamcılık’la başlayan bir isim veren İsmail Kara’nın Dergah’ın 1990 yılında ilk çıkmaya başladığı yıllarda tuttuğu günlükleri içeriyordu. Yazıyı okuyunca kanım dondu, çünkü....

Nuri PAKDİL : Efsaneden Pop İkona

11 Kasım 2015

Ortak bir umutla okuduğunuz okulları, ulaşacağınız meslekleri tahkir eden biriyle karşılaşmak derin bir çelişkide bırakır sizi.  Düzene yabancıyız; zar zor girebildiğiniz okullarda okumanız sistemi ayakta tutmaya azmetmiş işbirlikçilere dönüştürür…İnsanı derinden sarsar…Güveninizi yitirirsiniz. İdeolojik katı bir tavır ve primitif, mujik yanımıza tuz basan üstten bakışı ile kişilikleri dağıtan bir yol silindiriydi Nuri Pakdil....Dergilerin, kitapların arasında devleşen insanların, görünürlük içinde meydanlara atıldığında aynamıza yansıyan bir hicran sadece. Bu duygularımız paylaşmak, klas duruşuyla bize bir şeyler veren bir efsaneye karşı bir vefa borcu.