SOSYOLOJİ
Kestirilemezlik...
Bu yazı, 15 Nisan 2017’de Referandum’dan bir gece önce bölümler halinde facebook paylaşımı olarak kaleme alınıp kaydedilmiş, fakat seçim yasakları nedeniyle 16 Nisan akşamı bu yasaklar sona erdikten sonra herkese açık bir paylaşıma dönüştürülmüştür. Yazının, bazı ufak tefek ifade ve imla düzeltmeleri dışında, sitemizde aynen yayınlanması uygun bulunmuştur.
Kürt Sorununda Düğümün Çözülmesi Ve Ontolojik Realitenin Keşfi
Ayrıştırıcı unsurlarla birleştirici unsurlar arasındaki denge, en azından gelinen nokta itibariyle bakıldığında adeta bıçak sırtı bir hal almış gözüküyor. Sorunu ne ertelemek ne de ciddiye almamak gibi bir lükse sahibiz. Her halükarda sorunla yüzleşme çabalarımızı devam ettirmek mecburiyetindeyiz. Tarihi süreç hiç şüphesiz sosyolojiyi değiştirdiği gibi sorunun muhtevasını da değiştirmektedir. Ancak tarihi köklere ve arka plana bakmadan sorunu doğru, gerçekçi bir şekilde anlama imkanımız olamaz. Bilhassa düşünce adamları, siyasetçiler ve kanaat önderlerinin hamasete prim vermeyecek bir tutum, bir bakış açısı ortaya koymaları önemli. İşimiz popülizm değil tarih yapmak olmalı.
Türkiye'de 'Gelenekliler' Kimlerdir ve Nasıl Tanımlanabilirler?
Eğer Türkiye'deki olayı tam olarak anlayamıyorsak, belki bu çerçevede eksiklerimiz bulunmaktadır. Siyasal ve toplumsal değişim çok boyutlu ve çok yönlü incelenmedi. Özellikle ekonomik veçhesi ihmal edildi. Çünkü ''Great Transformation'(Polanyi) ile ulus devlet ve piyasa ekonomisi birbirine paralel gelişmiş ve 'Piyasa Toplumu' ortaya çıkmıştı. Politikacılar yaptıkları konuşmalarla mümkün olduğu kadar çok oy «satın» almaya çalışan tüccar konumuna düşmüşlerdir. Yurtdaşların çoğunluğu ise onların konuşmaların etkisi altında kalarak ve yalnızca duygularına göre oy kullanan kimselerdir.
Zygmunt Bauman: Demir Leydi'nin Gölgesinde Bir Sosyolog
Sosyoloji hocaları belki bu başlığa bozulacaklar ama onları teskin etmek için hemen belirteyim: Ünlü bir sosyologu Margaret Thatcher ile birlikte anmak İngiltere'de de 'ad absurdum' telakki edilir. Ama akademik bir kaygı gütmediğim için Bauman'ın ölümüne onlardan farklı yaklaşacağım. Thatcher ile başlayan muhafazakar dalganın Türkiye'de Özal'ı iktidara taşıdığını belirtelim. O yıllarda ülkemizde tavan yapan kimlik kavgalarını Bauman'dan ayrı düşünemeyiz. Türkiye'de aidiyet duygusunu kökünden kazıyıp, etnik ve dini kimlik peşine düşenler onun 'postmodern' fikirlerine sarıldılar. Aydınlarımız bu yanlışı hala görmüş değildir.
Gözü Kara Karagözlülerin Devrine Doğru
Karagöz, eğitimsizdir, cahildir, kaba sabadır, kafası ince işlere, planlara çalışmaz, hile yapar ama hilesi çabuk açığa çıkar, kolay aldatılır. Meraklıdır ama merakı hiçbir zaman derinleşip onu bir uzmanlığa taşımaz. Öte yandan içi dışı birdir. Olduğu gibi görünür, dobradır, patavatsızdır tepkilerini saklayamayıp çabucak açığa vuran bir halk adamıdır. Halkın sağduyusunu temsil eder. Güçlüdür, merttir, cesurdur ve biraz da zorbadır. Hacivat’i sürekli döver.
Hacivat, eğitimlidir, kültürlüdür, çelebidir. Oldukça kurnaz, biraz da içten pazarlıklı bir tiptir. Her konuda iyi kötü bilgi sahibidir. Herkese nabzına göre şerbet vermeyi bilir. Aklı başında ve güvenilir bir karakterdir. Lügat paralamayı sever. Bu yüzden Karagöz onun söylediklerini çoğu zaman anlamaz ya da anlamazlıktan gelir. Akılca güçlü olsa da bedenen zayıftır. Himayeye ihtiyaç duyar. O yüzden sürekli dayak yemesine rağmen Karagöz’ünün etrafında bulunmaktan kendini alamaz.
Sayfalama
- Önceki sayfa
- Sayfa 10