EDEBİYAT
Yazar-Eser Ezberlerken Kitapsız Toplum Olduk
Bosnalı Dobra Bir Şeyh: Hasan Kaimî Efendi
Cahit Zarifoğlu'nu Anlamak
Cahit Zarifoğlu'nun Şifreli Dünyası
Boşluğu Ense Kökünde Gezdiren Adam: Necip Fazıl
¨Ateş Denizi¨nin Kıyısında
Mustafa Kutlu'nun Masalı
Urfalı Beyzâde: Akif İnan
Maraş Lisesi’ndeki edebiyat ekolü yenilikçiydi ve öztürkçe kelimeleri göze batacak denli çok kullanırdı. Yani genellikle yakın dönem edebiyatçılarını daha çok okuyor ve benimsiyorlardı. Dolayısıyla Akif İnan’ın edebiyat anlayışıyla Maraşlıların edebiyat anlayışı birbiriyle uyuşmuyordu. Her ne kadar edebiyat hocaları Yusuf Ziya Beyzâdoğlu Divan şiirini sevdirerek okutmuşsa da, eski şairler gibi yazmaya hiçbiri de heves etmemişti. Maraş ekolü bir Fuzûlî, bir Nâbî ve bir Şeyh Galip’ten çok, yakın dönem edebiyatçılarını takip ediyor, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, İlhan Berk, Cemal Süreya, Ece Ayhan gibi şairleri okuyorlardı. Mehmet Akif İnan ise Urfa’da temelden aldığı Divan edebiyatı zevkini sürdürüyor, aruzla şiir yazma anlayışını 1950’li ve 60’lı yıllarda da kendince devam ettirmek istiyordu. Ne de olsa Maraşlıların toprağında Necip Fazıl’ın, baba tarafından onun toprağında da Nâbî’nin mayası vardı.
Bir karakter âbidesi: M. Orhan Okay
Dedeleri Kafkaslardan gelmesine rağmen doğma büyüme İstanbullu olan, Beşir Ayvazoğlu’nun Tarık Buğra’nın Küçük Ağa’sından mülhem deyişiyle “İstanbullu Hoca”nın söylediklerinde biraz da, her yıl yazları birkaç ay uğranılan payitahttan 35 yıl uzak kalmanın büyüttüğü bir özlemin yumaklandığını görüyorsunuz. Bu kadar yıl aradan sonra Hoca İstanbul’a temelli döndüğünde kendisini Afrika’da anlatılan bir masal kahramanı Unkama’ya benzetir. Canavarların peşine takılıp giden ve kendisini tanımadığı bir kasabada bulan, sonunda memleketine tekrar dönen, ancak döndüğünde doğup büyüdüğü yerleri tanımakta güçlük çeken bir masal kahramanı Unkama’ya.
Sayfalama
- Sayfa 1
- Sonraki sayfa