Deprem, Yıkım, Denetim Vs. Ya Da “Zelzele-İ Meratib” (*)

17 Şubat 2023

6 Şubat 2023’te Türkiye’nin güney- güneydoğu vilayetlerinde Diyarbakır’dan Hatay’a ve Adana’ya dek meydana gelen çifte depremle bir kez daha bu coğrafyanın sert gerçeklerine uyandık. Türkiye bir deprem ülkesidir ve depremle pazarlık mümkün değildir.

Depremin yolaçtığı yaygın yıkım ve ağır can kaybının gösterdiği o ki, 24 yıl önceki 1999 Büyük Marmara Depremi’nden gereken dersler alınmamıştır. Yıkılan binaların çoğunun 1999’dan sonra, o zaman değiştirilen ve sıkılaştırılan yapı denetim yönetmeliklerine “güya” uygun olarak yapılmış olmasına rağmen karşılaştığımız ağır tahribat gösteriyor ki, kamu denetim mekanizmaları çalışmıyor, binalar gerektiği gibi kontrol edilemiyor ve halk kalitesiz konutlarda hayatlarını riske atarak barınmak durumunda kalıyor. Bundan sonra yapı denetim kurallarının kamuca tavizsiz uygulanacağı konusunda malesef bir güvencemiz yoktur; 1999’daki acılar ve kayıplardan sonra kalktığını sandığımız, ama devam ettiğini bugün acı biçimde öğrendiğimiz lakaytlık ve suiistimalin bugünden sonra değişeceğine inanabilir miyiz? Malesef eğer kamu çalışmıyorsa yurttaşların kendi başlarının çaresine bakmaktan başka seçenekleri kalmıyor. Buradan hareketle, yapı denetimi ve tahkimi konusunda yurttaşların yapabilecekleri kimi işleri burada anlatmaya çalışacağız.

İlk adım oturduğunuz yapının sağlamlığını öğrenmektir. Bunun için kendi testinizi kendiniz yaptırmalısınız.

Binanın yapısal sağlamlığını test etmekteki geleneksel usul binanın “taşıyıcı elemanları” denen kolon ve kirişlerden “karot” denen bir parçayı oyarak çıkarmak ve laboratuvara götürülerek onun üzerinde sağlamlık ve beton kalitesi testleri yapmaktır. Bu “invazif” (saldırgan) usuller yapı bütünlüğünü yaralamakta, karot alımı sırasında beton içinde kesilebilecek bir demir ise taşıma gücünü daha düşürerek riskleri büyütmektedir.  İstanbul Büyükşehir Belediyesi daha koruyucu sayılabilecek bir yöntem geliştirmiş olup, binada apartman yönetimi ya da tek bir kat malikinin bile başvurusu üzerine bir küçük test yaparak beton kalitesi ve demirleri inceleyip binanın tahmini deprem dayanıklılığını çıkarmaktadır. Gerekli bilgileri: https://binatespiti.ibb.istanbul/  adresinden alabilirsiniz. İstanbul dışındaki konutlar için https://www.jeofizik.org.tr/ adresinden ya da https://altyapi.csb.gov.tr/riskli-yapi-tespiti-ile-ilgili-kuruluslar/arama adresinden bilgi alınabilir. İstanbul Belediyesi’nin incelemeleri ücretsizdir, aldığı küçük numune nedeniyle oluşan boşluğun onarımını da kendi yapmaktadır. Diğer kurum ve şirket incelemeleri ücrete tabidir. Jeofizik Mühendisleri Odası https://www.jeofizik.org.tr/resimler/ekler/38653d8bf77fbf8_ek.pdf adresinde alınan ücretlerle ilgili bilgi vermektedir. Konut güvenliği açısından bunlar ödenmeyecek ücretler değildir. Ayrıca Jeofizik Mühendisleri Odası https://www.jeofizik.org.tr/resimler/ekler/e3ab44457daf574_ek.pdf belgesinde uygulanan yöntemler konusunda bilgi vermektedir. Bunlar binayı zedelemeden çeşitli algı teknikleriyle binanın yapısal sağlamlığı hakkında bilgi vermektedir.

Yukarıdaki usullerden biriyle binanızın beton ve demir kalitesinin yetersiz olduğunu öğrenirseniz derhal oradan taşınmanın yolunu bulmaktan başka çare yok. Eğer yapı yeterince sağlamsa binaya depreme karşı ek dayanıklılık sağlayan ve böylece şiddetli depremleri çökmeden atlatmasını sağlayacak 2 önlemden bahsedeceğiz.

Deprem yalıtımı (deprem izolatörü – sismik izolatör): 2 çelik levha arasında yuvarlak kalın dolgu lastik bulunan sandviç biçiminde bir gereç olup, binanın temel sütunlarının altına yerleştirilir. En iyisi bina yapılırken bu yalıtımları temele yerleştirmektir. Ama sonradan da konunun uzman şirketleri bina temel sütunlarını askıya alarak bu araçları sütuna yerleştirebilirler. Deprem anında yalıtım otomobillerdeki yaylar gibi çalışmakta ve binaya yerden gelen şok dalgalarını %80 oranında emmektedir. Böylece bina çok daha yumuşak ve az sallanarak depremi atlatmaktadır. Yalıtımlar sık ve şiddetli depremlere maruz kalan Japonya’da inşaatların temel bir bileşeni gibidir. Çin alışveriş sitesi Alibaba.com’da bu gereçlerin tanesi 100.- dolara satılmakta olup, 5 katlı 20 daireli ortalama bir apartman için 20 temel sütunu olduğunu kabul etsek ve biraz daha kaliteli yalıtımları 200.- Dolar’a alırsak malzeme masrafı 200 x 20 = 4000,- Dolar olur. Şüphesiz sütunları askıya almak ve yalıtımları altına yerleştirmek hatırı sayılır bir işçilik masrafı gerektirir. Ama bunlar ödenemez rakamlar değildir; özellikle de can güvenliği söz konusu olduğunda. (Deprem yalıtımı için örneğin https://www.youtube.com/watch?v=7bWK51ikN3I adresine bakılabilir).

Tanıtacağımız ikinci önlem “çelik çapraz”dır. Bu da halihazırdaki uygun binalara dışarıdan kolayca ve nispeten ucuza uygulanabilir. Deprem salınımları kabaca ikiye ayrılır: Dikey salınımlar, yatay salınımlar. Dikey – düşey yöndeki sarsıntılar, kolon – kiriş mimarisi şeklinde dikdörtgenlerden oluşan modern yapılar tarafından daha rahat göğüslenir, zira bu yapı stili düşey yöndeki kuvvet ve ağırlıkları karşılayacak ve taşıyacak şekilde yapılmıştır. Ancak bu yapı stili binayı yatay yönde ileri – geri sallayan deprem dalgalarına dayanıklı değildir; ne yazık ki depremlerin çoğu da binaları bu şekilde etkiler. Bina ileri – geri silkelendiğinde binen enerji kolon – kiriş eklemlerini açılma – kapanma şeklinde harekete zorlar ve eklem, (kaldıraç etkisiyle güçlenerek) üzerine binen kuvvete dayanamaz, kırılır; bina çöker.  İşte çapraz çelik bağlar burada devreye girer. Yatay yönde eklemlere binen yükleri onları koruyarak doğrudan sütunlara ve oradan temele aktarır, binanın yatay güçlerce deforme edilmesi engellenir ve bina bütünlüğü korunur.  Binanın dışındaki çapraz çelik kafes belki bazı gözlere pek estetik görünmez, ama bir tercih yapacağız: Daha güzel mi, yoksa daha emniyetli mi evler istiyoruz.

Bu önlemlerden birini, diğerini ya da en iyisi her ikisini birden binanıza uyguladığınızda, şiddetli bir depremde bile bina zarar görse dahi çökmeyecek, böylece içindeki canları koruyacaktır.

Sonuç olarak: Bu deprem, belki de zihniyetimizde bir “zelzele-i meratib”e (önceliklerin sarsılmasına) neden olacaktır. Zira artık depreme karşı tedbir konusunda öncelik devlete bırakılmaktan vazgeçilip yurttaşlar onu ele almalı, meskenlerini deprem felaketinden koruyacak tedbirleri kendileri almalıdır. Binaları güçlendirmek için harcanacak ek para gayrimenkul fiyatlarıyla kıyaslandığında çok değildir; fiyat ve masrafları istenmeyecek derecede ağırlaştırmaz; hele de diğer seçenek can kaybı olduğunda.


(*) Makam, mevki ve rütbelerin sarsıntısı manasında...

 

Kaynaklar:

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 157 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.