"Leave the World Behind" teknolojiye bağımlılığımızın bizi nasıl savunmasız bıraktığını, adres ve yön duygularını nasıl kaybettiğimizi göz önüne seriyor. İşin bir diğer boyutu ise yapay zekanın kontrol dışı hareket potansiyeli ve savaşlara etkisi. Eski Başkan Obama ve Michelle Obama’nın danışmanlığını yaptığı film bu perspektifle geleceğin savaşını resmediyor.
***
İnsanların işlerini robotların ele geçirecek olmasını uzun süre konuştuk ama ilk darbe CHat GPT ile fikri işçiler olan gazeteciler ve içerik üreticilerine gelecek gibi duruyor.
Medyanın işlevi ve yeni platformlar bu açıdan da tartışılırken OpenAI'ın; Politico, Business İnsider, Berliner Morgenpost ve diğer haber kaynaklarının yayıncısı Axel Springer ile işbirliği yaptığını öğrendik. İçeriği yine insan eli ve zihni ile oluşturulmuş çalışmalar destekliyor şimdilik.
Yani ChatGPT’deki sorulara, yayıncının içeriğine dayalı cevap metni oluşturulabilecek. Open AI'ın zaten Associated Press arşivlerine erişim anlaşması vardı.
Türkiye'de iletişim bilimlerinden mezun olan meslektaşlarımızın başka alanlardan mesleğe katılıp özellikle de ön plana geçen isimlere, kendi yerlerini kapmış gözüyle baktığı bir gerçek. Bir de yapay zeka (AI) çıktı şimdi meydana...
***
Eski başkan Barack Obama ve eşi first lady Michelle Obama’nın sunduğu “Leave the World Behind” filminde, Üniversitede edebiyat ve medya bölümünde profesör olan Clay önemli bir karakter. Clay, Julia Roberts’ın canlandırdığı reklamcı Amanda’nın eşi.
Clay ve Amanda, haftasonu tatili için tuttukları, Long Island’da bulunan havuzlu müstakil evde zaman geçirirken, gece yarısı ev sahipleri sürpriz şekilde kapıyı çalar. Baba-kız olarak eve gelen iki kişi paralarını iade etmeyi de teklif ederek şehirde yaşanan kaos nedeniyle geldiklerini ve geceyi evlerinde geçirmek istediklerini söylerler...
Amanda ve Clay Standford’un genç bir erkek çocukları ve ondan daha küçük bir kız çocukları var. Ev sahibi olduğunu iddia eden George Scott ise 25 yaşında bir kız çocuğuna (Ruth) sahip. Ruth, tam anlamıyla doğrucu Davut bir karakter.
Bu yazıda odağımıza aldığımız filmed, medya mı toplumu şekillendiriyor yoksa toplum mu medyayı şekillendiriyor? Medya toplumdan bir kaçış mı yoksa toplumun bir yansıması mı? gibi sorulara diyaloglarla cevap aranmaya çalışılıyor.
Yeni Güç
Medya alanında çalışan akademisyenlerden medya mensuplarına kadar herkes bu alanın mensubu olmaktan son derece tatmin olmuş gibi görünmekte. Ancak diğer taraftan vatandaş gazeteciliği ve sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla birlikte medya işinin anlamı daha çok sorgulanır oldu. Sosyal, kitlelerin ne dediğine yer vererek seslerinin daha çok çıkmasına olanak sağladığı için yeni bir güç alanı oluşmasına yol açarken, ister istemez reklam mecraları da buraya yönelmeye başladı.
Yani insanlar oy verdikleri halde güç ve iktidar üzerinde söz sahibi olamazken sosyal medya ile gündem belirleme gücüne sahip olmaya başladılar. Bu yeni gücü anlayanlar için de yeni bir alan açılmış oldu. Bunun ilk örneğini "Me Too" hareketi ile gördük. Platformlar yön değiştirdi.
Mahirshala Ali’nin canlandırdığı Scott’ın 25 yaşındaki kızı Ruth, evlerini kiralayan Clay’ın media çalışmaları profesörü olduğunu öğrenince “medya çalışmaları ne demek bilmediğini” söylüyor sarkastik şekilde. Aslında “o da bir iş mi?” demek istediği çok açık... Çünkü zaten herkes gazeteci ve kimine göre TV eskidi. Elbette geniş haber ağları eski gücünü korumaya devam ediyor. Çünkü iyi organize oluyorlar ve paraları var. Ancak onların görmediklerini göstermek de mümkün bugün. İnternetle başladı denilebilir de olsa kitlelere ulaşma anlamında sosyal medya yeni gücü oluşturdu.
Sınıf meselesi ve ırkçılık
Bu arada Standford ailesinin geceliği $1000’dan kiraladıkları bu lüks evin sahiplerinin, siyahi bir baba kız olması; özellikle Clay’ın eşi Amanda’ya pek inandırıcı gelmez…
Benim aklıma T1ürkiyede seküler – dindar kutuplaşması üzerinden okunmaya çalışılan Bir Başkadır dizisini getiren cümleler ise Amanda’nın şu sözleri oldu:
"Belki de adam tamircidir ve kadın da hizmetçidir."
Bir Başkadır dizisi, Öykü Karayel’in canlandırdığı başörtülü Meryem karakterinin temizlikçi olarak gösterilmesiyle eleştirilmiş ve filmin asıl odağı gözden kaçırılmıştı.
Kocasını onları içeri alıp almama konusunda başbaşa konuşmaya çağıran Amanda "Üzgünüm ama burası gerçekten onların evi gibi görünmüyor. Yani... filarmoninin yönetim kurulu mu?" derken senfoni orkestrası yönetiminde olmayı, yani klasik müziği de George’a yakıştıramadığını ifade ediyor.
Bu yerel sorunlara dair ırkçı tartışmaların dışında film; dünyanın sonu, nükleer bir 3. Dünya savaşı ve yapay zekanın hackerlar tarafından kontrolü ile çok daha ucuz maliyetle bir ülke yönetiminin devrilebileceği gibi hususları da işliyor.
Film aslında kitaptan uyarlanmış.
Filmin ilk bölümünde hayvanların göç hareketlerinin değişmesi gibi verilere bakılırsa kaosun nedeni radyoaktif silahlar veya hackerların saldırısı olabilir. Yani bir felaket mi saldırı mı var tam olarak bilinmiyor başlarda.
Ancak her zaman olduğu gibi güce yakın kesimler halktan önce haber alıyor ve önlem alıyor. Sığınak ve gıda depolamanın önemi de filmde vurgulanıyor.
İnternet, ekran süresi ve bilgisayar oyunları
Filmde iki çocuklu Standford ailesinin çocukları ile ilişkisi üzerinden; çocukların ekran süresi sınırlaması ve oyun dünyasının onlar üzerindeki etkilerine de değinilmekte. İnternetin hayatı nasıl değiştirdiği, Airbnb (günlük kiralama sitesi) sözleşmesi yapan ailenin, kaldıkları evde gelişen durum karşısında sözleşme koşullarını okumak için bile internete ihtiyaç duyması da ayrı bir ironi.
Yani kiralama koşulları; ev sahibinin eve geri gelerek iade teklif etmesi halinde ne öngörmekte bakabilecekleri tek kaynak internet. Kiralama sözleşmesi elbette bilgisayara ve telefona indirilmemiş. Çevrimiçi olunmadığı sürece hiçbir bilgiye erişilemiyor.
Diğer taraftan çiftin küçük çocukları Farrah MacKenzie tarafından canlandırılan Rose karakteri güçlü bir gözlem yeteneğine sahip. Yaşına göre çok eski bir dizi olan “Friends” hastası.
Çocuk olmak; söylediklerinin kimse tarafından dikkate alınmaması demek. Oysa kuşların ve geyiklerin toplu halde hareket ettiğini ilk önce fark eden Rose.
Amerika karşısında kurulan takım; İran ve Kuzey Kore
Uçaklardan atılan el ilanları ise yaşananın bir felaketten çok nükleer saldırı olabileceğini ima ediyor. Arap alfabesi ile gördüğümüz el ilanında “Amerika’ya Ölüm” ifadeleri yer almakta. ABD’nin Batı yakasındaki el ilanlarında Çince veya Korece yazılırken Doğu Yakasında Arapça yazmakta. Yani İran veya Kuzey Kore veya düşmanların birleşmiş olabileceği ima ediliyor. Amerikanın çok düşman edindiği de ifade ediliyor.
Ayrıca otoyollara kendi kendini kontrol edebilme (sürücüsüz) özelliği olan fabrikadan yeni çıkmış boş araçların biriktiğini ve yolları kilitleyerek kimsenin kaçamamasını sağladığını görüyoruz. Tesla araçlar…
(Bu arada ABD'nin en üst düzey oto güvenlik düzenleyicisi kurum, Tesla'nın sürücü destek sistemi otopilot'un kötüye kullanıma karşı yeterli koruma sağlamadığını belirlediğini ve 2 milyondan fazla aracın tamir edeceği söylenerek geri çağrıldığını da hatırlatalım.)
Obamaların dünyayı yönetenlerin şifrelerini verdiği filmed, yaşanacaklara dair en önce bilgi sahibi olanlar savunma sanayiisi alanında üretici olan devler. Yani Pentagon’a çalışan devlet müteahhitleri.
Film bir diğer yandan herhangi bir süper gücün, birleşmiş düşmanların veya hackerların kontrolünün kontrol dışı yapay zekanın yol açacağı kaostan daha az tehlikeli olacağını da belirtiyor.
Yine "Raised by Wolves" dizisinde olduğu gibi robotların yaratılmasının Tanrıyı kızdırıp kızdırmayacağı veya Tanrı ile yarışa girilen bir hamle olup olmadığı gibi temalar da sorgulanmakta.
Tanrı’dan gelecek yardımı beklemek ve dua etmek gibi eylemler yerine Tanrı’nın bu çağrıya cevabı olabilecek sebeplere yapışmayı öncelemek gerektiği de vurgulanıyor.
Diğer yandan bir ülke yönetimini devirmek için gerekli aşamaların en sonuncu ve önemlisi kaos çıkarıp insanların birbiri ile yardımlaşmasını önlemek ve birbirlerini hedef almalarını sağlamak.
Yapay Zeka tartışmaları
Zaten son yıllarda sensörlerden veri toplayarak algoritmalarla düşmandan daha hızlı hareket etme konusunda ilerlemeler sürüyor. Bu, yapay zekadaki gelişmelerle daha da güçleniyor.
İnsan kontrolü olmaksızın hedef seçen ve saldıran silah sistemlerinin, asayişte kullanım açısından da feci sonuçlar doğuracağı biliniyor. Gectiğimiz yıl Birleşmiş Milletler toplantısında, aralarında ABD'nin de bulunduğu 70 ülke, silah sistemlerindeki özerkliğin "insani, hukuki, güvenlik, teknolojik ve etik açılardan ciddi endişelere yol açtığını" kabul etti. Ölüm kalım kararlarını makinaların verecek olması insan hakları örgütlerinin de gündeminde.
Gereken yasal çerçevenin temel unsurlarına dair tartışma sürerken yeni bir uluslararası anlaşmanın otonom silah sistemlerini yasaklaması gerektiği açık. Rusya ve ABD'nin bu yasaklara engel olduğu bilinmekte.
Bu arada uluslararası anlaşmalar örneğin beyaz fosfor kullanımını da düzenliyor. Ancak beyaz fosforun izin verilen askeri kullanım dışında olduğu düşünülen örnekler var. ABD İsrail'e beyaz fosfor sağlıyor ve Lübnan ile Gazze'de; onaylanan amaç dışında beyaz fosfor kullanıldığına dair soruşturma çağrıları olduğu da bir gerçek.
Elbette Hollanda'da bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi savaş suçlarına karışan bireyleri yargılarken o kişilerin yaşadığı ülkelerin kolluk gücünden faydalanmak durumunda. Yani işbirliği yapılmazsa yargılanacak kişi mahkeme önüne getirilemez. ABD, Rusya, İsrail bu nedenle hiçbir zaman bedel ödemek durumunda değil. Yani zaten sistem güçlüden yana ve düzenlemeler hikaye oluyor.
Yapay Zeka’ya dair AB yasa taslağı
Kişiselleşmiş deneyim için kullanılan algoritmalar ile yapay zeka bir süredir hayatımızda. Devletler de önemli kararlar almak için yapay zeka kullanır duruma geldi.
Daha önce Avrupa Birliği 2018'de data güvenliği için bir düzenleme oluşturdu. ABD'de bu tarz tüketiciyi koruyan güvenlik adımları ise en çok California eyaletinde hayata geçirildi. Eyalet Silikon Vadisi denilen yerde çok sayıda teknoloji şirketlerini barındırıyor.
Yapay zeka da daha önemli alanlarda da hakim oldukça etik ve sorumluluk konusu ve yönetiminin kurallara bağlanması hayati önem taşımakta. AB bu konuda da kendisini lider konumuna getirmeye çalışarak yapay zeka için küresel standardı yaratmayı umuyor. Ve mevzuat AB sınırları dışındaki şirketlere de uygulanacak…
2021'deki taslağa göre bir AB vatandaşı yapay zekanızla etkileşime girerse, AB yargısının yetki alanına girmiş olacak. AB, teklif ettiği mevzuatın bir taslağını 2021 yılının Nisan ayında yayınladı ve bugüne kadar tartışma sürüyor. Daha geçtiğimiz gün Fransa hükümeti lobilerin etkisiyle düzenlemeyi zayıflatmaya çabalamakla suçlandı.
Nobel Barış Ödülü ve savaşlar
Filmi popülist bulanlar genel olarak muhafazakar çevreler ve Obama karşıtları. Film müzikleri ise yönetmene pek çok aşamada yardım etmiş görünmekte.
Sonuç olarak Upper West Side’da yaşayan dünyayı yönetenlere bir nebze yakın olan siyahi bir finansçı olan George ile Park Slope - Brooklyn’de yaşayan akademisyen Clay ve işini insanlara yalan söyleyerek ihtiyaçları olmayan şeyleri satmak olarak tanımlayan reklamcı Amanda’nın yaşadıklarını izlerken satır aralarında kendi işinize dair gerçeklileri de düşüneceksiniz.
Barack Obama Özellikle "nükleer silahsız bir dünya" mottosuyla Nobel Barış Ödülü almış olsa da, başkanlığı döneminde drone saldırılarına verdiği onay ile sivillerin kaybı konusunda eleştirildi. Öyle görünüyor ki Obama bu film ile savaş yanlısı ve yayılmacı olmadığını bir kez daha ifade etme çabası içinde.
Yeni yorum ekle