“Filler unutmaz’ der Dambo çizgi filminin sahmelerinin birinde başkan fil. Toplumların da bir fil gibi hafızası vardır. Toplumlar da bir fil gibi hüzünlenir, kızar, yardımsever, öğrenebilen ve öğretme becerisi olan canlı organizmalardır. Toplum insan merkezlidir. Doğadaki hayvanlar ve bitkiler insanın hizmetine sunulmuştur.
Filler unutmayabilir belki ama insanın unutkan olduğu kesin. Bundan dolayı bilginin kayıt altına alınması, huzurlu bir anı yaşamak ve geleceğe umutla bakabilmek için şart.
Birleşik Krallık’taki Türkçe konuşan toplum diğer toplumlar gibi bir umutun peşine takılıp buralara kadar geldiler, geldik.
Toplum olarak binbir umutla geldiğimiz bu topraklarda hafıza erozyonu yaşamaktayız.
Tarih boyunca hem kişi hem de toplumun başarılarının da yenilgilerinin de nabzını elinde tutan birileri olmuştur.
Profesör Mehmet Ali Dikerdem böyle birisidir: Nabız atışlarının ne demek olduğuna vâkıf bir duayendir.
Toplum bilimcidir, âkil adamdır, aklında toplum vardır, gençler vardır yani zihni bizim dertlerimizle meşguldür.
Cömert bir dosttur, muhatabı sizin kalbinizdir. Belki de ondandır toplumumuzun kalbini muhafaza altına almak için toplumumuzun hâfızasının kayıt altına alınması gerekliliğine inanması.
Türkçe konuşan toplum Birleşik Krallık’taki hayatın bir parçası, geriye dönüş muhal gözükmekte. İlk gelenler buna inanmak istemese de, bizler, ülkede yerleşik yabancıyız.
Toplumumuzun yazılı ve sözlü tarihinin arşivlenme yoluyla kayıt altına alınıp belli bir yerde tutulması, toplum hâfızasını geleceğe taşımanın en zarurî koşuludur.
Bu eylemi gerçekleştirmek vâciptir.
Gelecek, toplumun hâfızasına sahib çıkanların ve bu yolda çalışanlarındır. Geçmişi olmayan an’ı yaşayabilir ama, ati’ye varamaz.
Profosör Dikerdem hayatını gönüllü kültür elçiliğine adamış, özverili bir şekilde toplumumuzun bilinçlenmesine, yaban illerde yabancı olmanın ne anlama geldiğini, bu yabancılığın bir kimlik buhranına dönmemesi için çalışıp çabalayan bir gönül eridir.
Gurbet illerde ülkemizin temsilcisi olma vasfına haiz bizler için buradaki hayatımızın -Toplum Hâfızasını Koruma projesinin hayata geçirilmesi bizim olduğu kadar belki de daha çok anavatanımızın mesûliyet alanına girer.
Şurasını hatırda tutmakta yarar var: toplumumuzun başarılı iş adamı, sanatçı, edebiyatçı, şair yada toplum önderlerinin çoğu göçmen kökenlidir. Diğer toplumlar için de geçerlidir bu söylediğimiz. Mesela TS Eliott yabancıdır, İngitere’nin en önemli edebiyat ödülü olan Bookers Prıze kazananların arasında göçmen kökenli romancıların sayısı azamsanmıyacak kadar çoktur.
Bunun örneklerine Türkiye’de de rastlamaktayız.
Bu ülkede hepimizin ayrı birer başarı hikâyesi vardır.
Burada bizlerin başarısı Türkiye’nin de başarısıdır.
Profosör Dikerdem’in önemle üzerinde durduğu Arşiv Projesi’si için gerekli olan her türlü desteğin, Türkiyeyi, kültürümüzü yaygınlaştırılması, tanınması gerektiğine inandığını iddia eden kurum yada şahısların esirgememeleri en asli vazife olmalıdır.
Prof Dikerdem bizler ile Yunus Emre dilinde söyleşir:
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yeni yorum ekle