İlhami Işık’ın ¨Türkmenler¨i ve Beyhude Gayretler

30 Aralık 2017

Türkmeneli’nden
Türk’ün dilinden

 

Star Gazetesi’nin köşe yazarlarından İlhami IŞIK, 2 Ekim 2017 tarihinde ¨Türkmenler¨ başlığı altında bir yazı yazdı. Doğrusu yazının ne amaçla yazıldığı pek anlaşılmıyor. Yani tezi ya da amacı belirsiz görünüyor ve ciddi hatalar ve yanlış bilgiler içermekte. Buna rağmen yazı çok ilginç ve ilgisiz bir soru ile bitiyor: ¨Bu tabloya göre Kürdistan bölgesel yönetiminde bir Türkmen sorunu var mı?¨

Önce cevabı verelim, sonra da yazıyı irdeleyelim. Irak’ta ciddi bir Türkmen sorunu var ve bu sorunun kaynağı da Bölgesel Kürt Yönetimi’dir. Çünkü 2003 yılından beri başta Kerkük olmak üzere Tuzhurmatu’dan ta Mendeli’ye kadar Türkmen yerleşim bölgeleri Kürtleştirilmek istenmektedir. Erbil’de de Türkmen sorunu var. Sayın Işık’ın söylediği Bölgesel Kürt Parlamentosunda Türkmenlere 5 sandalye ayrıldığı doğrudur ama biri hariç diğerleri hep sipariş üzerine kurdurulmuş tabela partilerine ulufe olarak dağıtılmıştır.

Gelelim yazıda yer alan diğer yanlışlıklara. Türkmenlerin bir milyon oldukları bilgisini bile abartılı bulan Sayın IŞIK buna delil olarak 2014 seçimlerinde Türkmen listesinin aldıkları toplam 90 bin oya bağlamaktadır. Türkmenler sadece Kerkük’te kendi listeleriyle seçime girdiler. Musul, Selahattin, Diyala ve Bağdat’ta başka listelerden katılmayı tercih ettiler. Bu da zaten Irak’ın genelinde yaygın olan bir siyasî davranıştır. Türkmenlerin nüfusu konusunda karine yoluyla değil de bilimsel yollarla bilgiye ihtiyaç duyarsa Sayın IŞIK, 2006 yılında Kerkük Vakfı’ndan yayımlanmış Sayın Erşat HÜRMÜZLÜ’nün Irak’ta Türkmen Gerçeği isimli kitabına müracaat edebilir.

Türkmenlerin ekseriyetinin Şii olduğunu söyleyen Sayın IŞIK, ¨mezhep düzeyinde ayrışan Türkmenlerin siyasi ve demografik olarak aynı coğrafyada ve aynı siyasî iklim içerisinde yaşamadıklarını¨ söylüyor. Hangi kaynağa dayanarak Türkmenlerin mezhepsel yapısı hakkında fikir yürüttüğünü bilmiyoruz, ama eğer amacı Türkmenlerin Türkiye hinterlandından çıkarıp İran’a itmekse yanılıyor. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız 29 Ekim’de bütün (Şii ve Sünni) Türkmen milletvekillerinden oluşan Türkmen Koordinasyon Kurulu’nu Külliyede kabul etti ve arkasında 29 Ekim Resepsiyonuna davet etti. Evet Türkmen milletvekilleri farklı listelerden parlamentoya girmiş olabilirler ama konu milli birlik ve beraberlik olunca hepsi için önce Türkmen olmak gelmektedir. Bu maksatla kurdukları Koordinasyon Kurulu başarı ile bu söylem birliğini yürütmektedir. Yani aynı siyasî iklimin havasını teneffüs ediyorlar.

Peki, bu gibi hatalar acaba Türkiye’de neden yapılıyor? İşte esas bunu irdelemek ve tahlil etmek lazım. 2009 yılından sonra ve 25 Eylül referandumundan önce Kuzey Irak bölgesel yönetimiyle Türkiye’nin ilişkisinin gelişmesini isteyen çok çıkar gruplar türemişti. Bunların bir kısmı siyasî, büyük bir kısmı da ticarî idi. O tarihlerde Kardaşlık dergisinde ve biztürkmeniz web sitesinde yayımlanmış olan Türkçe makaleler incelenirse, bu politikanın neden yanlış olduğu açıkça anlaşılır. En azından bölgesel bir yönetimle muhatap olmak her zaman merkezî hükümetleri rahatsız eder ve nitekim etmiştir. 11 milyar dolar civarındaki dış ticaretimizi Bölgesel Yönetimin denetiminde olan tek Habur Sınır kapısı ile yaptık. Halbuki bu miktarın sadece 2 milyarı bölgeyi ilgilendiriyor; gerisi Irak’ın diğer Türkmen ve Arap bölgelerine gidiyor. Diğer taraftan Irak’la 6 milyar Dolarlık dış ticareti olan İran, ticaretini beş ayrı kapıdan yürütüyor; bunların ikisi Erbil ve Süleymaniye’ye açılmaktadır. Demek ki İran bütün yumurtaları tek sepete koymazken bu konu bizim aydınlarımızın ve yazarlarımızın hâlâ gündemine girmemiştir.

Suriye’de PYD ve PKK, Akdeniz’e uzanma sevdasına kapılınca Türkiye, millî bekasının tehdit altına girdiğini anladı ve Fırat Kalkanı Harekâtını başlattı. Sonra Türkiye’nin ikazlarına rağmen Kerkük’te bayrak krizi çıkartıldı, arkasından referanduma gidilince, Türkiye 2010 yılından beri Bölgesel Yönetimle yürüttüğü iyi niyet politikasını gözden geçirdi ve ¨yanlış hesabı Bağdat’tan geri döndürdü¨. Demek ki Türkiye’nin Suriye’de duyduğu endişenin aynısını Irak’ta da duymaya başlamıştır. İşte o zaman bazı aydınlar! başarısız referandum hadisesini yumuşatmak ve masum bir hataymış gibi göstermek rolünü üstlenerek Türkiye’nin Bölgesel Yönetimle ilişkisini aynen devam etmesini savunmaya başlamışlardır. Tabiî bunu yaparken Türkmenlerin de dağınık ve zayıf olduklarını göstermek gerekmektedir.

Sayın Işık’ın iyi niyetinden asla şüphe etmiyoruz. Diğer yazılarını da takip ettiğimiz için görüşlerini paylaşıyoruz. Muhtemelen bölge hakkında Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine kilitlenmiş yoğun medya merkezlerinden yapılan ve doğru olmayan bilgi ve haberler, kamuoyunu yanlış ve kasıtlı biçimde bilgilendirdiği için, yazar İlhami Işık da yanılgıya düşmüştür.  

Barzanî’ye bağlı medya şirketlerinin haberleri sonuç vermeyecektir. Beyhude uğraşıyorlar. Peygamberimizin Hadisidir: ¨Mümin bir delikten iki defa sokulmaz.¨ Bu arada Sayın IŞIK Türkmenler hakkında doğru bilgiler edinmeyi arzu ederse, Kerkük Vakfımızın yayınlarını kendilerine takdim etmekten memnuniyet duyarız.

 

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 162 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.