Naomi Klein The Guardian ABD'nin Yahudi asıllı köşe yazarlarından. British Columbia Üniversitesi'nde iklim adaleti profesörü ve İklim Adaleti Merkezi'nin eş direktörü. Klein'ın New York'ta düzenlenen "Sokaklarda Acil Durum Seder'inde" yaptığı ve sonra gazetesinde yayınladığı etkileyici ve sıradışı konuşmanın metnini Fikir Coğrafyası okurları için çevirdim.
Salih Cenap Baydar
Image
Musa'yı ve dağdan indiğinde İsraillileri altın bir buzağıya taparken bulduğunda duyduğu öfkeyi düşünüyordum.
İçimdeki ekofeminist bu hikâyeden hep tedirgin olmuştur: Nasıl bir Tanrı hayvanları kıskanır? Ne tür bir Tanrı Dünya'nın tüm kutsallığını kendisi için biriktirmek ister?
Ancak bu hikâyeyi anlamanın daha doğru bir yolu vardır. Bu hikaye sahte tanrılar (putlar) hakkındadır. İnsanların süfli ve parlak olana tapınma, büyük ve aşkın olandan ziyade küçük ve maddi olana bakma eğilimleri hakkındadır.
Bu gece sokaklarda devrim niteliğindeki bu tarihi Seder'de (Hamursuz Bayramı'nın ilk gecesi veya ilk iki gecesi için bir Yahudi ritüel ayini ve törensel akşam yemeği) sizlere söylemek istediğim şey, insanlarımızın çoğunun bir kez daha sahte bir tanrıya (puta) taptığıdır. Onunla büyülenmiş durumdalar. Onunla sarhoş oluyorlar. Onun tarafından kirletiliyorlar.
Bu sahte tanrının (putun) adı Siyonizm.
Bu, İncil'deki en derin adalet ve kölelikten kurtuluş hikayelerimizi (Fısıh Bayramı'nın hikayesi) alıp onları sömürgeci toprak hırsızlığının acımasız silahlarına, etnik temizlik ve soykırımın yol haritalarına dönüştüren sahte bir tanrıdır (puttur).
Bu, aşkın bir fikir olarak "vaat edilen topraklar fikrini" (ki birden fazla inancı aşıp dünyanın her köşesine seyahat eden insan kurtuluşunun bir metaforudur bu) ele alan ve onu militarist bir etnodevlet için bir satış senedine dönüştürmeye cesaret eden sahte bir tanrıdır (puttur).
Siyasal Siyonizmin kurtuluş versiyonunun kendisi dünyevidir. Başlangıçtan itibaren Filistinlilerin Nakba'daki evlerinden ve atalarının topraklarından kitlesel olarak sürülmesi gerekiyordu.
Başından beri kurtuluş hayalleriyle savaş halindeydi. Bir Seder'de bunun Mısır halkının kurtuluş ve kendi kaderini tayin etme hayallerini de içerdiğini hatırlamakta fayda var. Siyonizmin bu sahte idolü, İsrail'in güvenliğini Mısır diktatörlüğü ve yandaş devletleriyle eşitliyor.
Başlangıçtan bu yana, Filistinli çocukları insan olarak değil demografik tehdit olarak gören çirkin bir özgürlük üretti; tıpkı Mısır'dan Çıkış Kitabındaki firavunun İsraillilerin artan nüfusundan korkması ve bu nedenle oğullarının öldürülmesini emretmesi gibi.
Siyonizm bizi şu andaki felaket anımıza getirdi ve artık açıkça şunu söylemenin zamanı geldi: O bizi her zaman buraya yönlendirdi.
Bu, insanlarımızın çoğunu son derece ahlaksız bir yola sürükleyen ve şimdi temel emirlerin parçalanmasını haklı gösteren sahte bir tanrıdır (puttur): Öldürmeyeceksin. Hırsızlık yapmayacaksın. Göz dikmeyeceksin.
Bu, Yahudi özgürlüğünü Filistinli çocukları öldüren ve sakat bırakan misket bombalarıyla eşitleyen sahte bir tanrıdır (puttur).
Siyonizm, sorgulamaya verdiğimiz değer de dahil olmak üzere her türlü Yahudi değerine ihanet eden sahte bir tanrıdır (puttur); bu, en küçük çocuk tarafından sorulan dört soruyla Seder'in içine yerleşmiş bir uygulamadır.
Halk olarak metne ve eğitime duyduğumuz sevgi buna dahildir.
Bugün bu sahte idol, Gazze'deki tüm üniversitelerin bombalanmasını meşrulaştırıyor; sayısız okulun, arşivin, matbaanın yok edilmesi; Yüzlerce akademisyenin, gazetecinin, şairin öldürülmesi, Filistinlilerin eğitim araçlarının yok edilmesi anlamına gelen, "okul katliamı" dediği şey bu.
Bu arada, bu şehirde üniversiteler NYPD'yi (New York polisini) çağırıyor ve kendi öğrencilerinin oluşturduğu ciddi tehdide karşı barikat kuruyorlar. Aslında öğrencileri onlara şu basit soruları sormaya cesaret ediyorlar: Siz bu soykırımı mümkün kılarken, ona yatırım yaparken ve işbirlikçilik yaparken, herhangi bir şeye, en azından "biz fikrine" inandığınızı nasıl iddia edebilirsiniz?
Siyonizm'in sahte putunun kontrolsüz büyümesine çok uzun süre izin verildi.
Bu gece diyoruz ki: her şey burada bitiyor.
Bizim Yahudiliğimiz bir etnodevlet tarafından kontrol altına alınamaz çünkü Yahudiliğimiz doğası gereği enternasyonalisttir.
Bizim Yahudiliğimiz bu devletin azgın ordusu tarafından korunamaz, zira ordunun yaptığı tek şey üzüntü ekip nefret biçmektir - Yahudi olan bizler de buna dahiliz.
Yahudiliğimiz, ırk, etnik köken, fiziksel yetenek, cinsiyet kimliği ve nesiller üzerinden Filistin'le dayanışma içinde seslerini yükselten insanlar tarafından tehdit edilmiyor.
Bizim Yahudiliğimiz de o seslerden biri ve hem güvenliğimizin hem de kolektif kurtuluşumuzun bu koroda yattığını biliyoruz.
Bizim Yahudiliğimiz, Fısıh Sederinin Yahudiliğidir: Yiyecek ve şarabı hem sevdiklerimizle hem de yabancılarla paylaşmak için törenle bir araya gelmek, doğası gereği taşınabilir, sırtımızda taşıyabilecek kadar hafif, birbirimizden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan ritüel: hayır duvarlar yok, tapınak yok, haham yok, herkesin, hatta özellikle en küçük çocuğun bile bir rolü var. Seder, tabiri caizse, kolektif yas tutmak, tefekkür etmek, sorgulamak, hatırlamak ve devrimci ruhu canlandırmak için yapılmış bir diaspora teknolojisidir.
O halde etrafınıza bakın. İşte bizim Yahudiliğimiz budur. Sular yükselirken, ormanlar yanarken ve hiçbir şey kesinleşmezken, bedeli ne olursa olsun dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma mihrabında dua ediyoruz.
Siyonizmin sahte tanrısına (putuna) ihtiyacımız yok ve istemiyoruz. Adımıza soykırım yapan projeden kurtulmak istiyoruz. Robot suikast teknolojilerini dünyaya satarken, yan komşusu kanlı teokratik petrodevletlerle uğraşmaktan başka barış planı olmayan bir ideolojiden yakamızı kurtarmak istiyoruz.
Biz Yahudiliği, Yahudilerin daimi olarak korkmasını isteyen, çocuklarımızın korkmasını isteyen, dünyanın bize karşı olduğuna inanmamızı isteyen ve böylece onun kalesine ve demir kubbesinin altına ya da en yakınına koşmamızı ya da en azından silah ve bağışları akıtmayı sürdürelim isteyen bir etnik devletten kurtarmaya çalışıyoruz.
Sahte tanrı (put) işte budur.
Ve sadece Netanyahu değil, onun yarattığı ve onu yaratan dünyadır; Siyonizmdir.
Biz neyiz? Aylardır bu sokaklarda olan bizler, göçenleriz. Siyonizmden çıkış/kurtuluş için göçenler.
Ve bu dünyadaki Chuck Schumer'lara "Halkımızı bırakın" demiyoruz.
Biz diyoruz ki: “Biz zaten çoktan gittik. Çocuklarınız mı? Artık onlar da bizimle birlikteler."
Naomi Klein
Konuşmanın orijinal hali: https://www.theguardian.com/commentisfree/2024/apr/24/zionism-seder-protest-new-york-gaza-israel
Yeni yorum ekle