Söz Yasaklanırsa

29 Kasım 2022

 

Aristo “İnsan konuşan hayvandır” derken bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliğin konuşmak olduğu vurgulamıştır. Montaigne, “İnsan yalnız sözle insandır ve yalnız sözle bağlanırız birbirimize” diyerek aynı gerçeği vurgulamıştır. Bundan olacak ki düşünce ve ifade özgürlüğü tüm özgürlüklerin anası sayılmıştır. Ancak düşünmek, konuşmak ve özgürlük, tarihin her döneminde yönetimlerce tehlikeli görülmüş ve kısıtlayıcı yaptırımlar uygulanmıştır. Çünkü düşünen ve konuşan kişiler her durumu sorgulayabilir ve yönetimin hoşuna gitmeyen gerçekleri dile getirebilir.

Söz yasaklandığında, insan zekâsı yasaklanan sözleri bertaraf edecek çözümler bulabilir. Çünkü söz saklansa bile iletişimin sadece sözden ibaret olmadığını bilen insan, farklı çıkış yollarını keşfetme yeteneğine sahiptir. Bu duruma örnek olarak pandomim gösterilebilir. Pandomim, bazı şeylerin yasaklarla öldürülemeyeceğini gösteren bir sanattır. Antik Yunanda krallar kendilerini eleştiren oyunları yasaklamışlardı. Konuşamayan, kendilerini anlatamayan sanatçılar da bu sefer ellerinde yazılarla sahneye çıkmaya başladılar. Sonunda sahnede bu tür gösteri de yasaklanınca; işaret ve hareketlerle sözsüz anlatım sanatı yani pandomim sokaklarda yapılmaya başlandı.

Söz yasaklansa bile olgu değişmiyor. Söz sadece bir olgunun temsilidir, olgunun kendisi değildir. Olgu değişmediği için olgunun temsili olan kavram değiştirilerek istenen amaca ulaşmak mümkündür.

Rivayet edilir ki Tanzimat fermanı sonrasında tellallar sokaklarda dolaşarak, “artık gavura gavur demek yasaktır” demişlerdir. Yine rivayet edilir ki bu yasaktan ceza almamak için kişiler gavur diyecekleri zaman gavur demezler onun yerine “sen anlarsın ya” derlermiş. Böylelikle hem yasağa uyup hem de demek istediklerini söylerlermiş.

Sözün yasaklanması şifreli iletişimi beraberinde getirir. Doğal iletişim yolları tıkandığında özel iletişim yolları gelişir.

SSCB döneminde Sibirya’ya giden biri arkadaşıyla mektuplaşıyormuş. Ancak her ikisi de mektupların okunduğunu, yönetim aleyhine bir durum olduğu zaman cezalandırılacaklarını biliyorlarmış. Cezadan kurtulabilmeleri için aralarında şöyle bir yöntem geliştirmişler. Sorun olmayacak konuları mavi mürekkeple yazacaklar, sorun olacak kısımları ise ‘mavi mürekkebim bitti, kırmızıyla yazmak zorundayım’ diyerek kırmızı mürekkeple yazacaklar. Ancak kırmızı mürekkeple yazdıkları kısımdan tam tersi anlam çıkarılması gerektiği hususunda anlaşmışlar.  Sibirya’daki arkadaş kırmızı mürekkep bulamadığı zaman şöyle yazıyormuş. “Burada her şey mükemmel, her şey çok iyi, istediğini istediğin kadar alabiliyor, bulabiliyorsun ama sadece kırmızı mürekkep bulamıyorsun.”

İnsanın sözüne yasak konsa bile düşüncesine yasak konamıyor. Düşünen insan ise her zaman bir çıkış kapısı bulma yeteneğine sahiptir. İnsan düşünme yetisi ve özgürlük tutkusu özellikleriyle insan olma sıfatını hak edebiliyor. Bu nedenle buna ilişkin kısıtlamaları aşma mücadelesini her zaman sürdürüyor ve başarıyor.

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
1 kez görüntülendi. 118 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.