Kelime ve kavramların “Türkçe” oluşu konusunda Banarlı’nın yaklaşımı doğru yaklaşımdır(1). Eşya ve kavramları üreten toplumlar onlara “isim verme hakkı”na sahiptir. Bunu bir nevi telif hakkı, bir fikri mülkiyet olarak anlayabiliriz. Ya o eşya ve kavramları siz üretirsiniz ya da üretemeyip alma yoluna gittiyseniz o kavramları içinde doğdukları toplumun kullandığı gibi kullanırsınız. O kavramlar size geldiğinde telaffuz ve anlam olarak değişikliklere uğrayarak sizin dilinize girebilir. Hem ahlaki hem de bilimsel olan budur. Ve bu büyük dillerin neredeyse tamamında böyledir. “Tüm kelimelerimiz öz Türkçe olsun” yaklaşımı bilimsel karşılığı olmayan romantik ve politik üstelik de artık arkaik bir arzudur.