Adolescense Dizisi: İyi Bir Birey Olmak İsterken Bir Katile Dönüşmek

07 Nisan 2025

İyinin değeri problemini, yaklaşık iki yüz yıl önce Nietzsche düşünmüştü. Peşi sıra sorularını sormuştu “ Ya iyinin değeri yok edilmişse “, ” İyinin değerinde anlam kaybı oluşmuşsa “ , “ Daha ulvi şeyler için çocuk ya da insan cezalandırılabilir mi “  Bu soruların hepsi “ İyinin ve Kötünün Ötesinde “ kitabının konusuydu. “İyi olmak “ insanın kendisi ile başbaşa kaldığında sorması gereken sorulardan ve cevabı çok zor olan ayrıca insan için hayli sarsıcı bir soru. 

Ben iyi biri miyim?  İnsanın varlık ile kurduğu bütün ilişkiler ağı içerisinde vicdanı ile sorgulaması gereken bir soru. 

Peki sistem için "iyi birey" olmak ne demektir? Kierkagaard’ın varoluş merkezli meşhur “Tanrı benimle ne kast etmiş olabilir“ sorusunda olduğu gibi pek çok açıdan cevapları farklı olacak bir sorudur. Sistem “iyi birey“ demekle ne kast etmiş olabilir? Foucalt’tan beridir bir eleştirinin merkezini işgal eden kurgusal insan mı?  Eğitim, bireyin oluşumu sürecinde bu var oluşun neresindedir? “Birey” sanayi devriminden beridir sadece sanayideki üretimde ve kapitalizm adına çalışmak için yaratılmış makine kullanabilen makineleşmiş bir varlık mıdır? 

Devletler için birey; eğitimli makul iyi insan olmalıdır;  bir bakıma makbul vatandaş olmalıdır. Peki nedir devletler için birey: 

Kutsal tarihini bilen, tarihte bilmesi gerekli noktaları el yordamı ile bulabilen ve tarihi kırılmaları resmi ideolojinin  korkunç gürültüleri ile dinleyen ve içselleştiren, minnet duyacağı kurucu babaları vefayla anan, askere giden, gerekirse  ülkesi için ölen, vergisini veren, oy kullanan, bütün bu mukaddesat için eğitilmesi gereken ve bu nedenlerle de eğitimden geçirilen kurgusal bir varlık mıdır birey?

Devletlerin kendilerine göre çok değişik ve pragmatik birey tanımları mevcuttur. Bu tanımları okuyucuların bilinçlerine sevk edip, aile açısından bireyi düşünmeye başlarsak:

“Birey” olmak konusu aile açısından; aileye uzun vadede sorun oluşturmayacak aile üyeleri yetiştirmektir. Bir bakıma ailenin oluşum kaygısının bir nedeni de budur.  İyi bir insan ve iyi bir birey olmak, aile için mutluluk verici bir tablodur. Aile çocuğunu; okulda sevilen, derslerinde başarılı bir öğrenci olarak görmek ister. Toplumun genel "iyi" tanımı da, bireyin iyi olma çabasında etkilidir. Aile toplumsal hayatta sorun olmayacak bireylerden oluşmak ister. Ailenin de bilindiği üzere psikolojisi vardır. Aile kendini yıpratmadan iş hayatına ve toplumsal katılıma ve devamlılığına odaklanmayı amaçlar. 

Image

Anne baba, çocukları için kendilerince fedakârlıklar yapar, onları sever, iyi olmaları için cezalar verir ve hatta ödüller de verir. İngiliz, Amerikan ortak yapımı Adolescense dizisinde de baba ve anne hayatlarını evlatları için tabiri yerindeyse hiçe saymışlardır. Büyük emek vermişlerdir. Final sahnesinde aile yaptıkları içten fedakârlıklardan sonra evlatlarının bir katile dönüşmesinin derin buhranını ve dayanılmaz acısını yaşar. Bakmaya kıyamadıkları masum bildikleri evlatları bir katildir. Bu dayanılması güç bir acıdır. Aynı zamanda yıkıcı bir utançtır. 

Görüldüğü üzere, iyi bir birey olmak için aile tek başına yeterli olamayabilir. Toplum, koşullar, yasalar, okullardan katiller çıkarabilir. Aile, yeterince bilgisi olmadığından, içinde duygu olan biyolojik bir yapı olan insanı anlamayabilir. İnsan nedir, ergen nedir bunları aile bilemeyebilir. Bu bilemeyişi klasik bir tabirle “ergenlikten” diyerek ebeveynler kulak arkası da yapabilir. Hatta o ergen dahi kendisini tanımayabilir. O ergeni yaşadığı dünya da eğitim sistemi de tanımayabilir hatta anlamayabilir. Çünkü hiç istenilmeyen bir şey oluşmuştur. Bir çocuktan bir katil türemiştir. 

Adolescense dizisinde olan da işte tam da budur. İnsanın tam olarak bilinemeyişinin görüntüsüdür. İnsan anlamına agnostik olmaktır olan. 

Dizinin ilk bölümünde bürokrasi, hukuk, aile ve çocuk dörtlüsünü bütün ayrıntıları ile görürüz hatta bu karmaşada bir hayli sıkılırız. Yönetmen bizi pasif bir seyirciden; her şeye tanık olan, gören bir göze dönüştürür. İkinci bölümde eğitim sistemi bütün çıplaklığı ile karşımızdadır. Karşımızda ruhunu kaybetmiş bir okul bulunmaktadır. Umursamaz öğretmenler, disipline edilememiş ergenler, saygısız, sevgisiz öğrenciler. İşleri gereği suçlular ile birlikte olmak durumunda olan polisler dahi o ortamda (okulda) olmak istemezler. Üçüncü bölümde katil çocuk,  değişken ruh halleri, duygu kırılmaları ve bütün yönleri ile bir psikoloğun ayna oluşuyla karşımıza çıkar. Bu aynada görülen yüze; hem kızar, hem acır, hem de anlamaya çalışırız. Dizinin istisnasız bütün bölümlerinde baba ve anne ile birlikte biz de “ama neden ama neden “ sorusunu sorarız. Son bölüm bizi gerçekten çok rahatsız eder. Bu gerilim üst düzey yakıcı bir gerilimdir. Babanın alışveriş merkezindeki yaşadığı kargaşa da resmen boğulan biz oluruz. Darmadağın bir halde buluruz kendimizi. Baba; tıpkı Kafka gibi, tıpkı Dostoyevski gibi, baba şiddetini yaşamıştır. Bu şiddet onu bir deha yapmamış fakat kendince onun iyi bir baba olmasını sağlamıştır. Babayı izlerken, kendi ailemizi ve çocuklarımızı sorgulamaya başlarız. “Ya benim de oğlum, ya benim de kızım” diye başlayan öznesi bizde saklı sorular sorarız. 

Diziyi izledim, dizinin bitimiyle birlikte daha önce benliğime kazınan iki cümleyi hatırladım. Biri bir insandan işittiğim, diğeri ise bir kitaptan hatırladığım cümlelerdi. Her iki cümlenin ezici gücü ile tekrar ruhum sallandı. Neydi bu cümleler dostlar:

Rakel Dink Hanımefendi’nin; Eşi Hrant Dink’ in cenaze merasiminde sarf ettiği sözlerdi. İnsan hakları, hukuk devleti, demokrasi, adalet  bütün bütün söylediği o cümlenin içerisindeydi, kahredici bir cümleydi;

“Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim...”

Bu diziyle ilgili eğitim ve sosyal medya konularını da içeren bir diğer yazımı sizlere ulaştırmak düşüncesindeyim. Sizler için, aklıma gelen ikinci cümleyi paylaşarak yazıma son veriyorum. 

“Çoğu zaman insanlar, hatta caniler bile, haklarında verdiğimiz yargılardan çok daha saf, temiz ruhlu olurlar.“ (1)

 Lütfen “ düşünmek “ ile kalınız…


  1. Dostoyevski “ Karamazov Kardeşler ”  İş Bankası Kültür Yayınları Sayfa 6 

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
KONTROL
Bu soru bir bot (yazılımsal robot) değil de gerçek bir insan olup olmadığınızı anlamak ve otomatik gönderimleri engellemek için sorulmaktadır.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 0 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.