Rockefeller masalları ve gerçek tarihin ibretleri

05 Eylül 2025

Whatsapp’ta, Facebook’ta dolaşıp duran bir makale var.

Azerbaycan’da yayınlanan KREDO gazetesinde 17 Mayıs 2014 tarihinde Gazanfer Kazımov’un yazdığı “Rockefeller’in İtirafları ve Dünya Medeniyetinin Kurucusu Türk’ün Bedbahtlığı” isimli makaleden ilhamla yazıldığı belirtilen yazının altında herhangi bir ismin imzası bulunmuyor!

Komplo teorilerinden bir demet

Image

Makale, David Rockefeller’a atfedilen “Yüzyılın İtirafları” adlı kitaptan alıntılar ve yorumlar üzerine kurulmuş. Rockefeller’ın, elit bir tabakanın dünya düzenini şekillendirmek için entrikalar, darbeler, provokasyonlar ve sömürgeleştirme faaliyetleri yürüttüğünü itiraf ettiği ileri sürülüyor. Özellikle Türkiye’nin jeopolitik konumu, su kaynakları ve Müslüman dünyasındaki rolü nedeniyle Batı’nın hedefinde olduğu; Türklerin birleşmesini engellemek için ajan faaliyetleri, ideolojik çatışmalar ve darbelerle sürekli kontrol altında tutulduğu iddia ediliyor. 12 Eylül darbesi, ekonomik bağımlılık, PKK terörünün ortaya çıkışı ve toplumsal yozlaşma bu çerçevede “dış müdahalenin” sonuçları olarak aktarılıyor.

Makale ayrıca, Rothschild ailesiyle yapılan sohbetlerden Osmanlı’nın parçalanması, İsrail’in kuruluş planları ve Atatürk’ün bu planları bozması konularına değiniyor. Mustafa Kemal’in Batı’nın en büyük düşmanı olarak görüldüğü, onun sayesinde İsrail’in kuruluşunun geciktiği ve planların altüst olduğu vurgulanıyor. Yazının sonunda ise bugünkü toplumsal sorunlarımızın önemli ölçüde bu müdahalelerin eseri olduğu ileri sürülerek, çıkış yolunun Atatürk’ün gösterdiği akılcı ve milli çizgiye dönmekten geçtiği ifade ediliyor.

Özetle metin, Rockefeller ve benzeri elit ailelerin itiraflarına dayandırılarak Türkiye’nin dış güçlerce sürekli hedef alındığını, toplumun yozlaştırıldığını ve bağımlı hale getirildiğini iddia ediyor. Çözüm olarak ise, Atatürk’ün “önce vatan ve millet” anlayışıyla hareket etmek gerektiği güçlü şekilde savunuluyor.

Öğrenilmiş Çaresizlik Tehlikesi

Bu yazı sapla samanı karıştıran, olgusal gerçeklerin yanına uyduruk şeyler katarak moral bozan ve sonuçta bizi “öğrenilmiş çaresizlik” psikolojisine sokma tehlikesi taşıyan bir komplo teorisi. 

Besbelli paranoyak bir zihnin mahsulü.

Kısa kısa, madde madde yazalım:

  • Dünya Rockefeller ve Rothschild dahil, hiçbir ailenin tek başına çekip çeviremeyeceği kadar büyük bir yer, korkmaya gerek yok!
     
  • Yapay zekâ sayısız kaynağı taradığı halde böyle bir itirafname bulamıyor.
     
  • Okullarda bize öğretilen resmi tarih anlatısı büyük ölçüde kendine yontan, herkesi kendine düşman bilen, kendimize toz kondurmayan, büyük ölçüde cilalanmış “şanlı tarih masalları” bunlar…  İnsan bunu zihnini resmî ideolojiye teslim etmemiş, aykırı aydınları ve yabancı kaynakları okuyunca daha iyi anlıyor.

İttihatçılar, Darbeler ve Yozlaşma: Komplolardan Gerçeklere

Image
  • Birinci Dünya Savaşına bizi zorla İngilizler veya Batılılar sokmadı. Aksine, İngilizlerin karşımıza bir cephe de siz açmayın uyarısına rağmen, bugün hala kahraman diye alkışlayıp arkalarından övgüler düzülen İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni yöneticileri Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşalar (Padişaha ve Sadrazama rağmen) soktu. Bu paşalar Alman hayranıydılar. Onların askeri eğitiminden geçmiş, 1908’de II. Meşruiyetin ilanıyla birlikte Osmanlı’da bütün dizginleri eline almışlardı.
     
  • İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ve başındaki kudretli paşaların bize yaptığını hiçbir düşman yapmamıştır. II. Abdülhamid 1909da İTC tarafından tahttan indirilmiştir, Mondros Mütarekesi 1918de imzalanmıştır. Bab-ı Âli baskını (Enver Paşanın askeri darbesi), Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı, Ermeni tehciri ve teslim olma bu 10 yılda gerçekleşmiştir. Biz dış mihraklar hikayesiyle kendimizi kandıraduralım, İTCnin hikayesi vatanseverlik duygularının askeri-siyasi hırs, maceraperestlik, gözü karalık ve cehaletle birleşmesinin bir millete neye mal olacının ibretlik hikayesidir.
     
  • Hala çocuklarımızı “Çanakkale geçilmedi, geçilmeyecek yalanlarıyla kandırıyor, 13 Kasım 1918 ve 16 Mart 1920de İstanbulu işgal eden düşman gemilerinin Çanakkale’yi geçerek İstanbula girdiğini görmezden geliyoruz.
     
  • Kürt sorununun Cumhuriyetin başındaki iç isyanlardan beri var olduğunu, Kürtçeyi yasaklayıp Kürtlere yapılan baskı, işkence ve insanlık dışı muameleyi görmeyip, Kürt sorununu da başımıza Batılılar/Amerikalılar ördü demek kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.
     
  • Komplo teorileri içinde bulunduğumuz perişan durum ve krizlerin suçunu başkalarına (dış düşmanlara) atarak geçici bir rahatlama ve zihin konforu sağlayabilir; ama hiçbir sorunumuzu çözmez, kendimizi kandırmaktan başka işe yaramaz. Daha beteri, her şeyin kapalı kapılar ardında birtakım karanlık güçler tarafından tezgahlandığı düşüncesini yerleştirerek bizi -direnme gücümüzü bitiren- bir “öğrenilmiş çaresizlik psikolojisine sürükleyebilir.
     

Çözüm Komplo Teorilerinde Değil, Kendimize Çeki Düzen Vermekte

Image
  • Bizi kurtaracak olan, komplo teorilerine kulak kabartıp -karanlığa taş atarcasına- dış mihraklara sövüp saymak değil, kendimize çeki düzen vermektir.
     
  • Bunun bireysel düzlemdeki karşılığı; insan kalitemizi yükseltmektir, hepimizin temel ahlak kurallarına ve trafik kurallarına uyması, randevusuna, sözüne ve borcuna sadık olması, kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkasına yapmamasıdır.
     
  • Bunun toplumsal/siyasal karşılığı ise, başta Parlamento ve Merkez Bankası olmak üzere, kurumlarımızı güçlendirmek, hukuk devletini tesis etmek, torpil, adam kayırmacılık, keyfilikler ve kamusal imkanlarla yandaş zengin etmeye son vermek, belirsizliği ve ülke riskini azaltmak, öngörülebilirliği arttırmaktır.
     
  • Bu konularda biraz okuma yapmak isteyen dostlar mesela şu kaynaklara bakabilir:
    - Türkiye’de Tek Parti Yönetiminin Kurulması, Mete Tunçay,
    - Eleştirel Tarih Yazıları, Mete Tunçay,
    - ⁠İttihatçılıktan Kemalizme, Feroz Ahmad,
    - Geçmişiniz İtina İle Temizlenir, Cemil Koçak,
    - Yanlış Cumhuriyet, Sevan Nişanyan,
    - Yalan Söyleyen Tarih Utansın, Mustafa Müftüoğlu,
    - Hesaplaşma; Türkiyenin Gizlenen Yüzü, Neşe Düzel,
    - ⁠İsyan Günlerinde Aşk, Ahmet Altan,
    - Lozan Zafer mi Hezimet mi, Kadir Mısıroğlu,
    - Mukaddime, İbn Haldun,
    - Modern Türkiyenin Doğuşu, Bernard Lewis,
    - ⁠İttihat ve Terakki, Feroz Ahmad,
    - “Sevr’in Yaratıcısı Batılılar Değil, İttihat ve Terakki Cuntasıdır,” Liberal Düşünce, Sayı 21, (Kış 2001), [S.129-133].

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
KONTROL
Bu soru bir bot (yazılımsal robot) değil de gerçek bir insan olup olmadığınızı anlamak ve otomatik gönderimleri engellemek için sorulmaktadır.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
38 kez görüntülendi. 38 kez görüntülendi. 0 yorum yapıldı.