Herkesin Bildiği

25 Haziran 2019

Herkesin bildiği şeyleri bir daha söylesem, açık, basit, sihirsiz, hesapsız, kitapsız, iyi niyetli kelimelerle, has dairedekilerin duymadığı, söyleyemediği şeyleri, kırdığınız aynalar gibi bir araya getirip bir daha söylesem, söyleyenin dokuz köyden kovulduğu fakat hükmü duran hakkı, Allah’ın gördüğünü kula, bir kez daha… Olur ya, bu kez belki işitirsiniz diye, çünkü insan kaybederken kulağı daha açık olur seslere, hem bir zamanlar siz de çocuktunuz, ne güzel gülümserdiniz, mazlumdunuz, pes etmemiştiniz fakat sabretmiştiniz diye, bu dil sizin ana diliniz, yeniden belki hatırlarsınız diye…

Desem ki; tevazu ve nezaket sahibi olun, kibir en kolay görülen ve en zor çıkan lekedir, gülümseyin, kucaklayın, birleştirin, dinleyin, anlayın, haktan caymayın, adaleti bozmayın, merhameti kırmayın, kimseyi dışarda bırakmayın, kamu malını yemeyin, yedirmeyin, -bakın bu Hak’kın ve halkın kırmızı çizgisidir- yasaktır, haramdır, günahtır; yemeyin, yedirmeyin, ehil olmayana bizdendir diye yer vermeyin, bu da bir hak yeme biçimidir, size tanrı muamelesi yapanları, çıkarını put edinenleri aranıza almayın, çıkarınız için insanları lekelemeyin, iftira atmayın, zalimlerden olmayın, ancak zayıfların yandaşa ihtiyacı olur, millet sizin yanınızda yer aldı zaten, yine alabilir zayıflamayın, harisleri, muhterisleri, hasetle iş yapanları, ihalecileri, komisyoncuları, avantacıları, yancıları bir kenara bırakın, fakat yetimin, yoksulun, gariplerin elini bırakmayın, şahsi işlerinizi, şahsi hesaplarınızı, ailenizi kamu işlerine karıştırmayın, devlet bir emanettir ehil olun, emrolunduğu üzre dost-düşman bütün insanların kendinden emin olduğu kimseler olun, gelir adaletsizliğini giderin, bütün kavgalar buradan başlar, birilerini semirtirken diğerlerini aç bırakmayın, devlet yönetmek seküler bir iştir, dindar olun fakat kimseye din satmayın, kimseden din almayın, gençlerin gözlerindeki hevese bakın, yaşlıların ellerindeki ve yüzlerindeki olgunluğa, faniliğe, acıya bakın, annelerin kalbindeki merhamete, babaların azmine ve dirayetine… Müslümanlar, gayri müslimler, Aleviler, sünnîler, ülkücüler, solcular, liberaller, sosyalistler, Türkler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar, Gürcüler, Boşnaklar, muhacirler, Zazalar… bakın bunların hepsi bizim çocuklar,  hepsinin hakkı emanettir, onları duyacak kanalları açın, onları anlayın, kendini kutsallaştırmak şirktir, insanlık tarihi kendini kutsallaştıran ve vazgeçilmez olduğunu sananların çöplüğüdür, işte fetöcüleri gördünüz, kendinizi kutsallaştırmayın, cahilin irfanı olmaz, cehaletten medet ummayın, cahilin çaput bağladığı dal yerine ilimin kalemi olun, dünya küçüldü, kötü olsun bizim olsun demeyin, memleket için en önemli süreç eğitimdir, çocuklarımızın iyi eğitim almasını, birkaç dil bilmesini, dünyaya açılmasını sağlayın, kültürü, sanatı, entelektüel yaklaşımı, düşünceyi, eleştiriyi önemseyin, sizi alkışlayanları, size gaz verenleri, dost sandığınız trolleri uzaklaştırın, size ‘mağrur olma padişahım senden büyük Allah var’ diyecek, sizi eleştirecek, sizin düşünemediklerinizi düşünecek, göremediklerinizi görecek insanlar bulun, onlara içinizde yer verin, kimseyi kategorize etmeyin, rasyonel olun, akıl dışı işlere tamah etmeyin, aklı ve vicdanı zorlamayın, demokrasiyi içselleştirin, oyunu kuralıyla oynayın, evet kimseden korkmayın -bu iyi bir şeydir- fakat kimseyi de korkutmayın, unutmayın adalet -siz dahil- herkese lazımdır, adalet zayıfladıkça zulüm güçlenir, hukuk kimsenin sopası değildir, adaletten değnek yapmayın, onu mermer sütunlar gibi yeniden tesis edin, meşru dairede kalın, iyi amaçlara kötü yollardan gidilmez, gayri meşru işler er ya da geç döner yapanı bulur, iyi olun, iyilik yapın, bakın burası evimiz, şuradakiler kardeşlerimiz, buradakiler akrabalarımız, oradakiler ahalimiz, hepsi buranın meskûnları, buranın olanları buradakilerle paylaşın, Medine’yi hatırlayın, medenî olun, herkesin kendini evinde, vatanında hissetmesini sağlayın...

Desem ki; yeter, bağırmayın be kardeşim, bi sevin!

Desem ki; ‘kardeşlerim, bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan’ ve mahkeme kadıya mülk değil, elleri dünya ahret yakanızda olur, hesabınızı memleketin mazlumlarına ödetmeyin...

Demesine derim de, gözünüzde görecek ışık, kalbinizde hissedecek inşirah, kulağınızda duyacak basiret kaldı mı onu bilmem.

Zeynep Özçiçek

Baştan aşağı nasıl doğru, nasıl yerinde nasıl tam da zamanı cümleler. Umuyorum ki kör gözler açılır, sağır kulaklar duyar. Hakkaniyetli ve vicdanı rahat yaşama mutluluğunu Allah herkese nasip eder...

Cu, 06/28/2019 - 11:45 Kalıcı bağlantı

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 306 kez görüntülendi. 2 yorum yapıldı.