DÜŞÜNCE

Alnımızdaki Kara Yazının Tonu Her Yerde Zifir

06 Haziran 2020
Türkiye'nin yumuşak karnında –Suriye'liler dense de, başka kökenlilierin de azımsanmayacak bir oran oluşturduğu– küresel göçmenler önemli bir balon oluşturuyor. Fakat pandemi sürecinde işletmeleri kasıp kavuran şartlardan kaynaklanan işten çıkarmaların işsizler kitlesini kalıcı olarak büyütmeye devam etmesi hiç de şaşırtıcı olmaz. Bakan Albayrak herhalde bu yüzden olsa gerek “bütçe dengesini değil istihdamı korumak”tan söz etti. Buna ilaveten avutucu sosyal yardımların sürdürülebilir olmaktan çıkması ihtimali, hem "yoksullar balonu"nu büyütmeye devam edebilir, hem de bu kesimde basıncın giderek artmasına yol açma riski barındırıyor.

Cahit Zarifoğlu'nun Şifreli Dünyası

05 Haziran 2020
Müthiş ve kendine özgü usüllerle çalışan bir muhayyilesi vardı. Çocuk edebiyatına yönelişi bile onun zengin muhayyilesinin zaptedilmez taşkınlığına bulunmuş bir çareydi. O muhayyilenin çocuk edebiyatına çıkış arayan süreci, kendi çocuklarıyla benimkileri yan yana oturtarak masallar anlatmaya başladığı ve benim de dinleyiciler arasında yerimi aldığım  dönemde gördüm. Coşan bir ırmağı yudum yudum nasıl dışarı bıraktığını bir büyük çocuk olarak gördüm. O hikayelerin irticali haldeki ilk dinleyicilerindenim.

‘Perestroyka’ Amerikano, Evanjelik Şiddet ve Türkiye

04 Haziran 2020
​ Bugün ABD’yi yönettiği düşünülen, Hristiyan Evanjelik Cumhuriyetçi Muhafazakar ‘beyaz üstünlüğü’ne (white supremacy) dayalı siyaset, özünde bir teolojik politika, yani teopolitikadır. Tüm söylemsel gücünü, paradigmasını nihayetinde, “Amerika’nın Tanrı’nın dünyayı kurtarmak için seçtiği millet (yahudi siyonist seçilmişlik inancına benziyor) olduğu” inancıyla Kıyameti zorlamanın meşruiyetinden alan bu teopolitik ideoloji, bir başka ifadeyle Evanjelik Hristiyan Siyonizmi (İsrail’i destekleyen Evanjelik Hristiyanlar), Hristiyanlığın özündeki ‘tanrı’yı çarmıha geren’ şiddet inancına dayanarak, redemsiyonun yani kurtuluşun, bir başka ifadeyle, “bu dünyanın İsa’nın Gelişi’ne hazırlanması”nın, gerekiyorsa başka milletlerin ve halkların acı çekmesiyle olacaksa, bunun da meşru ve zorunlu olduğunu öğretir. ​

Transhümanizm Ütopya ve Yatay Hayat

03 Haziran 2020
Hz. İsa (as), Allah’ın izniyle Sam’ı diriltti. Sam, Hz. İsa’nın (as) peygamberliğine şahitlik ettikten sonra vefat etti. Fakat gözü dönmüş Yahudiler, bu derece açık bir mucizeyi de inkâr ettiler ve “Bu apaçık bir sihirdir. Bu adam sihirbazdır” dediler. Transhümanizm gerçek olabilir mi? Çünkü ölünün diriltilmesi,  ölümsüzlüğün peşinde olan transhümanizmin hedefleriyle örtüşüyor. 

Müzik Sahici Hayatlara Dayanır

03 Haziran 2020
"Kültür, medeniyet toprağının ağacıdır" diyor, Prof. Dr. Yalçın Çetinkaya ve devam ediyor: "Medeniyet olmayınca kültür ağacı yetişmez." "Maalesef, bugün eskiyi tüketmekten, tekrar etmekten başka bir şey yapmıyoruz." diye de ekliyor. Müziğimizin hatta medeniyetimizin içine düştüğü sorunları cesaretle ele alıyor Çetinkaya. Gerçeklerle yüzleşeceğiniz bu sohbeti Salih Cenap Baydar gerçekleştirdi.

Akademisyen Doğru Bilgi Üretmek Zorunda

03 Haziran 2020
Türkiye'de sosyal bilimler alanında binlerce çalışma yapılıyor. Ancak  bu araştırmalar yeterince kullanılmıyor. Bunun önlenmesi lazım. Peki, nasıl? Dürüst akademisyen kimdir? Fikir emeği nedir? Emek-değer ilişkisi nasıl olur? Tüm bu soruları Prof. Dr. Ramazan Yelken sordu, Prof. Dr. Nilgün Çelebi yanıtladı.

Algı Yönetimi ve Ters Psikolojisi

03 Haziran 2020
Peki, algımızı nasıl yönetiyorlar? Öncelikle düşüncelerimizi oluşturan kavramları değiştirirler. Örneğin bize sunulan bilgilere propaganda dediğimizde, zihin söylenenleri tartar, olduğu gibi almaz, filtre eder. Algı yönetimi dediğimizde kavram bilimsel bir şekle bürünür. Buna rağmen yine de algımıza dikkat ederiz. Ama kamu diplomasisi dediğimizde artık kavrama karşı direncimiz kalmaz. Bu kavramı doğal bir yönetim faaliyeti olarak algılarız. Oysa kamu diplomasisi dediğimiz şey bilgilendirmek adı altında toplumu arzu edilen çerçevede yönlendirmektir. Propagandanın evrimleştirilmiş ve sevimlileştirilmiş halidir.

İslamcılık Başarılı Oldu-Kitleleri Cumhuriyete Kazandırdı

02 Haziran 2020
Bununla kısa İslamcılık incelememizin sonuna geliyoruz. İslamcılık Türkiye dışında felaketlere ve yıkımlara sebep olup başarısızlıkla sonuçlanırken, Türkiye'de başarılı oldu ve geniş kitleleri cumhuriyet ideallerine kazandırdı. Her iki sonuçla da İslamcılık tarihi rolünü tamamlamış oldu ve dünya sahnesinden çekiliyor. Bugün kendini İslamcı kabul edenlerin bir kısmı bu durumu fark etmemiş olabilir. Ama bir hareket fikir planında devrini doldurmuş ve rolünü tamamlamış ise pratikte de bir müddet sonra aşılacak, sona erecektir.

Suriye/Arz-ı Şam: Özgürlüğü Tatmayan Topraklar

01 Haziran 2020
Ancak buna rağmen 20.yy’a kadar bölgenin demografik yapısı, etnik ve dini sosyolojisinde önemli bir değişme olmadı. Hangi dini yapı ve etnik kökenden olurlarsa olsunlar, tüccarlar ticaretlerini, çiftçiler tarlalarını sürmeye devam ettiler. Ne Roma/Bizans, İran/pers ne de Müslümanlara ait devletler bu yapıyı bozmadılar/bozamadılar. Demografik bozulma, dini ve etnik farklılaşma daha çok yönetim kadrolarında yaşandı.

Batı'da İdeolojik Savaşın Modern Adı: Küresel Isınma

30 Mayıs 2020
İklim değişikliği ve küresel ısınma hareketlerinin endüstri devriminin gelişimi ve yürütücülerinin arasındaki savaş, ideolojik bir savaş mıdır? Düzen karşıtı olmanın Batı'daki tek yolu çevreci hareketler içinde olmaktan mı geçiyor? Nükleer enerji ve devlet politikaları nasıl bir ilişki içinde ?Çevreci hareketler ve fonlar ilişkisi. Tolga Avşar soruyor, Altay Ünaltay cevaplamaya çalışıyor.