"Her değişme, edebiyat ve sanata kendiliğinden yansır. Bunun için özel temalar, programlar geliştirmeye gerek kalmaz. Sosyal bilimler de değişmeleri açıklamak, yorumlamak için hemen her on yılda bir problem listelerini günceller. Sanatta paradigmalar daha dayanıksız olduğu için değişmenin dolaysız ve çarpıcı görünümleri o alanda daha açık görünür. Sanat, edebiyattaki tanıklıklar ve onların bilgisi giderek sosyal bilimler için de geçerli ve değerli veriler oluşturmaya başladı. Sanatı sanatçının yaptığı iş diye tanımlarsak, elbette yeni sanat yeni sanatçılarla ortaya çıkar. Bir açıdan, bildiğimiz sanatın sınırları tamamen ortadan kalktı. Sanat tamamen bağlamsallık meselesi. Bir nesne sanat etiketiyle sunulduğunda konu kapanıyor. Sanattaki özne- nesne, sanat-sanatçı kategorileri de değişti. Tıpkı düşünce dünyasında olduğu gibi. Günümüzde düşünce üretenler düşüncelerden önce, nesneleştirerek sunuluyorlar. Bu noktada da "mesaj araçtır" yasası işliyor.Türkiye'de geleneğe dönüş hareketi sanatta da gözleniyor. Son yıllarda kültür çok sayıda kültür- sanat merkezleri açılıyor. Kültür sanatta da üretim arttı. Ama gerçek hikaye gündelik hayatın doğal akışında okunuyor, yazılıyor; yaşama sanatında."