DÜŞÜNCE

Toplum Bilimleri Kurulu Etkili Olabilir mi?

18 Aralık 2020
​​​​​​​Toplum Bilimleri Kurulu, böylesine zihinsel kaos ve çatışmanın hâkim olduğu bir zeminde ortaya çıkan sorunlara uygulanabilir çözümler üretebilir mi? Kurulun, bu algıyı alt edebilecek, pandeminin toplumda yol açtığı sorunların üstesinden gelebilecek çözüm önerileri ürettiğini düşünelim. Bu önerileri uygulayabilecek irade bu önerilere nasıl yaklaşır? Konu üzerine dikkatle düşündüğümüzde Toplum Bilimleri Kurulunun etkisi ya da etkisizliğinin tek başına kurulun oluşturma şekli, varlığı, üye sayısı, üyelerin yetkinliği ile ilgili olamayacağı açık.

Kadınlık-Erkeklik Halleri

17 Aralık 2020
İnsanın bu dünyadaki varoluşundan bu yana, kadın, erkeğe hep gereğinden ve beklediğinden fazla değer vermiş ve kendi yaşamını, idealize ettiği bu farazi erkeğin potansiyel beğenisine bakarak kurgulamaya çalışmıştır. Kadın, kendisini / kızını böyle bir motivasyonla yetiştirdikten / biçimlendirdikten sonra, bu çabasını fark etmeyen / anlamayan / gereksiz bulan erkekleri ise eleştirmekten, hatta aşağılamaktan geri durmamıştır.

Akıl ve Hislerin Çarpışmasından Ne Çıkacak?

16 Aralık 2020
Amerikan seçimleri aşk filmlerinin” (love story) neredeyse her zaman korku filmlerinden (horror story) daha iyi gişe yaptığı bir kez daha ispatlanmış oldu olmasına ama bu durum demokratlar için alarm zillerinin çalmaya başladığı gerçeğini değiştirmiyor.

Demokratik Harakiri

15 Aralık 2020
Eskiden devrimci şiirler yazılırdı. Mazlum halkları kurtarmak için dünyanın dört bir yanına dağılınırdı. Umutlar hep yarına ertelense de, yarın uyanmak için bir neden vardı. Devrimcilik söz konusu olduğunda, sağcılık solculuk ayrımı unutulur, herkes, örneğin, Che olurdu...Ya şimdi! Varsa yoksa hüzün; Güneş batar hüzün, doğar hüzün, gökkuşağı olur yine hüzün, hatıralar hüzünlendirir, unutuşlar hüzünlendirir. Kelebek uçar hüzün, yaprak kımıldar hüzün...

Mahkeme Kararı mı Kamu Vicdanı mı?

13 Aralık 2020
Bu nedenle tacize uğrayan kadınlar konuyu sosyal medya yoluyla kamu vicdanına taşımışlar. Kamu vicdanının yargısı o kadar ağır ki. Bu yargı sonucu kişiler infazlarını kendi elleriyle gerçekleştirmişlerdir. Biri itiraf ederek sosyal itibarını sıfırlamış diğeri ise kendine idam cezası vererek canından olmuştur. Burada üzerinde durulması gereken şey suç ve ceza arasında adil bir dengenin oluşması, böylelikle mağdurun yüreğini soğutması, suçlunun ise orantısız bir ceza ile haksızlığa uğramamasıdır.

İnsanlığını Arayan İnsan

12 Aralık 2020
Dikkatinizi çekiyor mu, tembelliği, üşengeçliği, okumazlığı, düşünmezliği, kısacası cehaleti yüzünden kendine ait bir fikri ol(a)mayan pek çok kişi, hep başkalarının dedikleri ve yapıp ettikleri üzerinden kendilerini var etme çabasında. Ancak ne var ki, içselleştiremediği fikirleri kendisine mal etmeye kalkışmak, bedenini kapatmayan giysilerle ortalık yerde dolaşmaya benziyor.

Yapay Zekâ Çağında Saltanat Tartışması

06 Aralık 2020
Teorikte tutarlı, pratikte dünyanın herhangi bir yerinde uygulaması olmayan demokrasi. İslamcılar muhalefetteyken “6 cahilin 4 alimi yönetmesi” biçiminde ifade edip, bu nedenle “ilericiler” tarafından mürteci olmakla suçlandıkları zamanlardan; İslamcıların iktidara geldikten sonra demokrasiyi kutsadıkları “demokrasi şehitlerinden” bahsettikleri, buna karşılık “ilericilerin” demokrasinin çoğunluğun iktidarı olamayacağını söyledikleri hatta bazılarının daha ileri gidip “dağdaki çobanla profesörün oyu bir mi” diyerek demokrasi denilen şeyin pratikte karşılığı olmadığını ifade ettiği bir zamana geldik.

Evrensellik Yerellik Derken

06 Aralık 2020
Evrensel sözlerin yerele kıstırılarak yerelin algılayışına, algısına, anlamlandırışına, anlamasına, giderek bu yerel anlamın söze dökülmüş hali olan yorumuna dönüştürülmesinin bir düşünce üretme hatası olduğu kanısındayım. Sözümüzün evrensel olma iddiası varsa onun kapsayıcılığının da geniş olması gerektiğini kabul etmeliyiz. Daha sosyolojik ifade ile ikincil ilişkiler dünyasını birincil ilişkilerin sınırları içinde kalarak kuramayız. Birincil ilişki ağının yüz ölçümü ikincil ilişki ağını kapsamaya yetmez.

Düşünmenin Dayanılmaz Ağırlığı

05 Aralık 2020
Thomas More, yazdığı Utopia ile kilisenin söylediklerine ters düştüğü için öldürüldü. Fransız devrimini yapanlardan olduğu halde, işlerin kontrolden çıktığını gören ve "Bu kadar terör fazla" diyen Danton idam edildi. Fransız bilim adamı Antoine Lavasier, salt Fransız devrimine karsi oldugu için "Cumhuriyet'in bilginlere ihtiyacı yoktur" denilerek idam edildi.

Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Üzerine

04 Aralık 2020
Söz konusu kurulların içeriğine, yöntemleri ve hedeflerine ve bünyesinde bulunanlara kişilere bakıldığında bu kurullar “öylesine” oluşturulmuş sembolik bir konuma sahip bulunmaktadır. Oysa koca bir devletin imkanları açısından kurulun niteliği ve programı böyle olmamalıydı. Kurulların yeniden inşa edilmesi olabilir mi bu da mümkün görünmemektedir. Çünkü çıkarıldığında kırılacak “çok saygın” isimlerin varlığı söz konusu... Neticede bu kurullar başka şekilde inşa olunabilirdi ama olmamış.