DÜŞÜNCE

Vefa'dan Yassıada'ya Bir Münevver: Tevfik İleri

17 Mayıs 2020
Yassıada duruşmalarında mağdur olup, mağduriyetini hayatını feda etmek zorunda kalarak taçlandırmış bir şahsiyet, Tevfik İleri. Sadık Yalsızuçanlar, Vefa Apartmanı romanıyla Tevfik İleri üzerine yaptığı araştırmalardan yola çıkarak, bir Tevfik İleri portresi çiziyor. Bu portrenin öne çıkan hatlarına gelirsek; münevver, müderris, mümeyyiz, okuyan, mühendis, politikacı, maşuk ve tabi ki mağdur. Ömrü, dönemin viran olmuş memleket bucaklarında tadil ve yeniden inşa ile geçmiş bir münevverin hazin öyküsünü anlatıyor, Yalsızuçanlar. Söyleşiyi Baha Yılmaz gerçekleştirdi.

Bayrağın Ruhunu Boşaltmak

16 Mayıs 2020
Hayatımızı kuşatan sembollerin ve içi boşaltılan bu sembollerin gündelik hayatımızdaki karşılıklarını sorguluyor, Salih Cenap Baydar. Sorgusunun merkezinde Türkiye semalarında çizilen bayrak sembolü var. Baudrillard, içi boşaltılan sembolleri tanımlarken neden Simulakra kavramını kullandı? Meraklıları için sohbeti Baha Yılmaz gerçekleştirdi.

İnsana Üstad Gerekli mi ?

15 Mayıs 2020
Cemil Meriç üzerine sohbetlerimiz devam ediyor. Bu defa üstatlığın önemi vurgulanarak, üstatlığın tabu haline getirilmemesi üzerinde duruyoruz. Hatıralarla süslenen söyleşi bir yandan da günümüz için de önemli ölçüler sunmayı ihmal etmiyor. Söyleşiyi Tolga Avşar gerçekleştirdi.

Mağdur Kadın Çok da Mağdur Erkek Yok mu?

15 Mayıs 2020
İlginçtir, sivil toplumda “yakınları tarafından hakları ihlal edilen kadınlar” için çaba sarf ederken, mağdur erkeklerin de sandığımız kadar az olmadığı; ancak gizli kaldığı gerçeğiyle şaşırarak yüzleşmiştim. Peki eşinden ya da yakınlarından “fiziksel, cinsel ya da psikolojik” olarak şiddet gören ve azımsanmayacak sayıda olan erkeklere karşı toplum olarak tavrımız nedir? Erkeklerin de şiddet görebileceğine ne kadar inanıyoruz? Saldırganlık erkeklerin tekelinde, onlara mahsus bir davranış mıdır? Saldırganlık sadece fiziksel bir eylem midir, yoksa psikolojik boyutu da var mıdır? 

Sahurdan Sehere-3

15 Mayıs 2020
Bu muazzam gücü hak, adalet, sulh ve selamet için kullandı. Danışmanlarıyla istişareye önem verirdi. Uluslararası ilişkiler dilini Rahmani dile çevirdi de güneşe tapan Sebe melikesi ve kabinesi onun önünde divan durdu. Diplomatik mektup yazdı, devlet reisinden devlet reisine, besmele ile başladı: bismillâhirrahmânirrahîm. Devrin ordu gücü olan atları vardı, sevdi, gurur duydu. İmtihanlardan geçti, hükümranlığında sorunlar yaşadı, lakin hemen kendini toparladı; yüce gönlü kudretli iktidarına hakimdi, hemen istiğfar etti. Çınarlar ayakta ölürdü ya! O koca çınar öyle öldü, inşaatının denetiminde ve ayakta. Ah kurtçuk yemeseydin o asayı, acaba Süleyman’ın öldüğü ne zaman ve nasıl anlaşılacaktı?

Kral Thamus, Şuursuz Büyücüler veya Teknolojiyle İmtihanımız

14 Mayıs 2020
Zira yeni teknolojilerin sunduğu imkânlarda mevzuyu tüketen bakış maruz kaldığımız risklerin ve bu imkânlar için verdiğimiz bedelin ne olduğunun pek farkında olmuyor. Hele hele yeni teknolojilere adaptasyonun hem bireyler hem de devletler için bir tür ‘var oluş’ biçimine dönüşerek meşrulaştığı günümüzde en azından karşı karşıya kaldığımız duruma ilişkin Kral Thamus’un basiretiyle konuşacak insanlara ihtiyacımız olduğu aşikar.

Aliya İzzetbegoviç ve Müslüman Kadın

13 Mayıs 2020
Bir kadının anneliğini ortadan kaldıran biri, onun en yüksek şeref ve önemini ikame edemez. Çağımızda anneliğin toplum tarafından tanınmadığını ve doğrudan ilgili şahıslara “özel bir mesele” olarak görüldüğünü söyleyen bilge-düşünür, anneliği; kaldırılması mümkün olmayan  insanlığın bildiği en kadim imtiyaz olarak görür. Kadın, ancak anne olarak mutlak ve yeri doldurulamaz bir değere sahip olur.

Cemil Meriç'in Dünyasına Giriş

11 Mayıs 2020
Cemil Meriç'e Fransızca kitap okumak için başlayan bir diyaloğu ve o diyalogla gelişen bir dostluğu anlatıyor. Adnan Tekşen. Türkiye'nin bir dönemine damgasını vurmuş bir aydın portresinin hatıralarla şekillenmesine vesile oluyor. Üstat Cemil Meriç'i konu alan sohbeti Tolga Avşar gerçekleştirdi.

Akademisyenin Kamusal Rolü ve İktidar

11 Mayıs 2020
Prof. Dr. Nilgün Çelebi akademisyenin kamusal rolü ve iktidar ilişkisini sorguluyor. Sorunu irdelerken makuliyet çerçevesi arayışını sürdüren Çelebi, bir yandan da popülist tuzaklardan kaçınmaya çalışıyor. Söyleşiyi Prof. Dr. Ramazan Yelken gerçekleştirdi.

Batı’da Yanlış Giden Neydi?

09 Mayıs 2020
Nasıl olur da "İslam dünyası'nda her şey yanlış gitmiştir de, Avrupa'nın Birinci Dünya Savaşı'ndaki katliamlara -unutulur ki ölenlerin çoğu Müslümanlardı-, faşizmin ve komünizmin Avrupa'da doğup her şeyi altüst etmiş olmasına, İkinci Dünya Savaşı'nda yaklaşık 60 milyon insanın -Yahudi holokostu da dahil- katledilmiş olmasına, Avrupa sömürgeciliğinin anti-kolonyal hareketleri -mesela Vietnam ve Cezayir'de- vahşice bastırması gerçeğine rağmen, Batı'da "yanlış giden neydi?" diye sorulmaz?