Zihin Şemaları ve Sonuçları

11 Nisan 2023

Zihinde bulunan önceden edinilmiş bilgi yapılarına “şema” adı verilir. Hepimiz geçmiş öğrenimlerle ve deneyimlerle olayları ve davranışları şemalar vasıtasıyla anlamlandırırız.

Peki bu anlamlandırmanın kaynağı ne? Neden bazen hiç anlayamaz veya yanlış anlarız?

Image

Bilişsel düşünebilme, öğrenme, hatırlama, problem çözme ve karar verme süreçlerine verilen genel bir addır. Bir kavramı bilişsel olarak düşünüp anlama becerisi, bireyin öznel geçmişine, şimdiki haline ve geleceğine odaklıdır. İnsan, hayatında geçmiş yaşantından elde ettiği bilgileri ve deneyimleri zihninde örüntülü olarak bulundurur. Önceden edinilmiş ve zihinde hazır bekleyen bilgi depoları, yeniyi öğrenmede/ ya da öğrenmemede etkin role sahiptir. Her insan, kendi kişisel düşüncesine, duygusal yapısına bağlı olarak bir konuyu, davranışı, olayı ve durumu farklı ve göreli olarak anlamlandırır. Zira anlama edimi, elde edilen yeni bilgiyle birlikte bilişsel olarak zihinde dikkat, algılama, kodlama süreçlerinden oluşan öznel ve karmaşık bir sorgulama faaliyetidir. Etkin bir anlama ile birey, eski bilgilerle yeni bilgileri yeniden yapılandıracak ve doğru şekilde bütünleştirecektir.

İşte “Şemalar”, her türlü durum ve kavram hakkında, önceden edinilmiş hazır bilgilerdir. Geçmişte öğrenilmiş şeyler, yeni durumlar için birer önbilgi niteliğinde, “şema” olarak kendini gösterir. Şemalar, zihinsel dünyamızın birer yapı taşı olup, bilgi işleme sürecinde yeni bilgilerin yorumlanmasına, zihinde bulunan bilgilerin geri getirilip hatırlanmasına, amaçların belirlenmesine, kaynakların doğru kullanılmasına ve tüm bilişsel hareketlerin en iyi şekilde düzenlenmesine rehberlik ederler.

Doğrusu, insanlar doğdukları andan itibaren basit şemalarla hayatı öğrenirler. Yaşantı dünyasında her deneyim, yeni öğrenimlerle birlikte “şema” şeklinde zihinde belirir. Birey, yeni bir durumla karşılaştığında, zihnindeki şemalarla bu bilgileri anlamlandırmaya ve uyumlamaya çalışır. Eğer yeni öğrenilen bilgi, zihnindeki şemaya uymuyorsa, bu bilgi reddedilir, fakat eski bilgilerde bir yanlışlık olduğu kabul edilirse, zihindeki şemada esaslı değişiklikler yapılır. Bu halde yeni bilgiler, var olan şemaya uymadığında, ortaya çıkan şey, bilişsel dengesizliktir. Birey, bu dengesizlikten kurtulmak zorunda kalır, ya bunu reddeder ya da kabul ile yeni şema oluşturup, zihnindeki bilişsel yapıyı değiştirir.

Sosyal psikolojide şema kuramcıları, yeni olan bilgilerin çabucak öğrenilemeyeceğini söylerler. Eğer okuyucunun/ dinleyicinin zihninde metinle/anlatı ile ilgili bir ön bilgi varsa -bunlara ön yargılar ve peşin hükümler ve genel kabuller de denebilir- yeni bilgiler anlaşılamayarak baştan reddedilir. Zira zihinde var olan şemaları değiştirmek ve yeni şemalar oluşturmak zor bir bilişsel eylemdir. Çünkü insan ilk yıllarında öğrendiği şemaları, zihninin uzun belleğinde korur ve kolay kolay değiştiremez. Sonraki yıllarda insanın -eğitim  ve öğretim faaliyetlerinde- diğer öğrenmeleri, zihne uyumlu olan yeni tür bilgilerin eklenmesi cümlesindendir. Ve zihin, var olanı bilgileri şema olarak pekiştirmede, uyumsuz bilgileri ise görmezden gelmede fazlasıyla yeteneklidir. Yani insan zihni, kendi kendini aldatabilir. Burasını şöyle açıklayalım: Öğrenilmiş şemalar, zihinde hiyerarşik sıralamada en üstedir. Yukarıdan aşağıya öğrenme sürecinde yeni öğrenilenler beklentiyle uyumlu olur; anlamı kolaylaştırır; belirsizliği kaldırır ve yeni gelen bilgiye yönelik en uygun yorumun seçilmesinde yardımcı olur. Bu nedenledir ki zihinde yerleşmiş bilgilerin, ön yargıların, peşin hükümlerin, kalıp yargıların ve şemaların değişmesi, -tümdengelim yönteminin yeni bilgiler vermemesi nedeniyle- çok zordur. Ama aşağıdan yukarıya öğrenme sürecinde, değişiklik gerektiren yeni bilgiler süreç içinde kazanılabilir. Bu yeni bilgiler ışığında aşağıdan yukarıya hareket eden zihin -tümevarım yönetiminin yeni bilgilere açık olması nedeniyle- bilgide derinleşir ve önceki şemaları değiştirir. İşte düşüncede değişim, böyle bir şeydir. Ancak dediğimiz gibi zihin, uyumsuz olandan yani belirsizlikten kaçma eğiliminde olduğundan, daha çok tümdengelim yöntemi kolaycılığına düşer ve kendini yenilemeyerek hatasını yine kendi öder.

Image
David Rumelhart

Bu sebeptendir ki bilişsel teorisyenlerden Rumelhart, şemaların iç yapısını bir tiyatro oyununa benzetir.“Bir oyunda oyunun temel doğası değiştirilmedikçe, farklı zamanlarda farklı aktörler tarafından oynanan oyun, aynı şemanın benzerleridir.” der. Bireyler karşılaştığı olay, durum ve eyleme ilişkin zihinsel simgelerle ve şemalarla konuyu algıladıklarından, sözcükle veya olayla alakalı en küçük bir uyarılmada, hızlıca şematik refleksler gösterirler. Örneğin, bir kişi “Vatan elden gidiyor!” diye bir sözcük duyduğunda, zihnine beliren kavramlar ülke, beka, millet, iktidarın korunması gerekliliği, demokrasi, ölüm, hapis vb. şemalarla konuyu zihninde ilişkilendirir. Bu kimsenin refleks şema dışında, farklı durum bilgisi yoksa, önceden öğrenilmiş davranış refleksini göstererek, kimseye ”Kim, kime karşı, neden, niçin, nasıl, ne şekilde, gerçekten öyle mi?” sorusu sormadan, gösterilen düşmana güdümlenerek tam istenen davranışı gösterecektir.

Bu noktada önemli bir konuya vurgu yapmak gerekir: Zihnimizde doğru ya da yanlış şemaların oluşmasında en büyük sorumluluk, yetkili otorite sahiplerinde ve öğretmenlerdedir. Onlar, şemalar ve düşünceler arasında doğru neden-sonuç bağlantısını kurmayı değil de, ön yargıyı, kalıp yargıyı, genellemeyi öğretmişlerse, artık toplum üyeleri yeni bilgilere açık olamazlar. O halde bu bilişsel düşünme yanlışlığından çabucak kurtulmak gereklidir. Toplumun önderleri, toplum üyelerinin zihinlerini hayat boyu öğrenmeye açık tutmalı, kendi zihin şemalarını (mesela dost/düşman şemalarını), topluma dayatmamalı, yeni öğrenilecek bilgilerle doğru olan ortaya çıktığında, yanlış bilgilerin değiştirilmesine yardımcı olmalıdırlar. Zira toplum üyelerinin bilgiyi öğrenmedeki en büyük amaçları, bireyin kendi akıl yürütmesiyle, doğru ve bağımsız düşünmeyi öğrenmesidir.

Image

Öyleyse öğrenme çabası içinde olan toplum üyeleri, “Ben bu konu hakkında ne biliyorum ve bu yeni bilgi, benim önceki bildiklerimle ne kadar doğru ilişkili ya da çelişkinin sebebi ne? Bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim mi?” şeklinde kendine sorular sorarak bildiklerini sorgulamalıdır. Ta ki yeni bilgilere zihin yer açabilsin! Burada aklımıza yine bir başka düşünürün (Mark Twain’in) sözü gelmektedir: ”Başımızı derde sokan şey, bilmediklerimiz değildir. Bildiklerimizden emin olduğumuz, doğru olmayan şeylerdir.” demektedir. Ancak konumuz, yanlış bilinç olmadığından sözü burada bitirelim.

Özetleme yapacak olursak, bilişsel düşünme, okuduğunu/dinlediğini anlama, doğru algılama süreçleridir. Yeni bilginin zihne alınabilmesi için zihindeki öğrenilmiş şemaların yenilenmesi gerekir ki bu zor bir düşünsel eylemdir. Dediğimiz gibi birey, yeni bilginin öncelikle eski bilgileriyle uyumluluğunu tercih eder ve eğer yeni bilgi buna uymuyorsa -çoğunlukla böyle olur, öğrenmeyi kendisi engeller- yeni bilgiyi reddeder ve de üzerinde daha fazla düşünmeyerek rahat eder(!) Ancak kendini geliştirmeye odaklı bireyler için bu böyle değildir! Onlar zihinsel yenilenmenin her türlü zorluğuna ve bunun acısına katlanarak, şemaların kalıp yargılarından kendini kurtararak, yeni bilgilere -başta kulağını, gözünü ve aklını açarak- zihnini bütünleştiren aydın kimselerdir. Bu bireyler ne kadar çok okur, duyar, görür, yaşantı dünyasında yeni bilgiler ve deneyimler elde ederse, o oranda var olan bilişsel şemalarını değiştirir, kendini yeniler ve de bilgeliklerini artırır!

Sonuç itibariyle, zihin şemalarının kolaycılığından aklın kurtarılması ve önceki öğrenilmiş bilgilerden bağımsız olarak bireylerin bütünlüklü düşünebilmesi, aydınlık dolu bir gelecek için çok önemlidir. Bu şekilde düşünebilenlere ne mutlu!

koruyucu kaktüs

gerçekten de bilgilendirici bir yazı olmuş. eğer ben düşünce "şablonlarımı" nasıl değiştirebilirim derseniz cevabı oldukça basit : sorular sorun. aklınıza ne gelirse sorun. bu olaylara veya durumlara veya sorunlara farklı bakış açılarından bakmaya zorlayacaktır.

Per, 04/13/2023 - 09:08 Kalıcı bağlantı

Yeni yorum ekle

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

İstatistikler

Bugün Toplam Toplam
0 kez görüntülendi. 370 kez görüntülendi. 3 yorum yapıldı.