DÜŞÜNCE

Kaç paralık olduğumuzu kim belirleyecek ya da neden yalan söylememem gerekiyor

27 Kasım 2025
Eşitlik, kardeşlik,  özgürlük, adalet, barış, erdemli olmak gibi onca ülküsel ve güzel “olması gerekenlerimiz” olmasına ve bunlar uğruna bunca savaşlar vermemize rağmen tarihsel süreç içinde bu yolda bir arpa boyu da olsa ilerleme sağlayamıyoruz. Onca savaşıma, çabaya, emeğe rağmen hala bir şeyleri değiştiremiyorsak, değiştiremediysek o zaman, nerede neyi hatalı yapıyoruz, yetersiz kalan ne diye sorup, sil-baştan süreci yeniden ele almamız gerekmiyor mu?

Mustafa Kemal'i ve Çağı Anlamak

27 Kasım 2025
Mesele Mustafa Kemal’e dokunulmazlık atfetmek değildir. Hatta nesnel bir bakışla, olup biteni kişisel tercih ve özelliklerden arındırarak değerlendirmek gerekir. “Süreç daha iyi nasıl yönetilebilirdi? Nerelerde hatalar yapıldı? Bu hataların tekrarlanmaması için neler yapılabilirdi?” gibi sorular üzerinden yapılacak bir eleştirel değerlendirme daha sağlıklıdır.

Eleştiri ve Özeleştiri

24 Kasım 2025
Neredeyse içinde yaşadığımız iklime tamamen yabancı, kalabalıkların neredeyse tamamen unuttuğu bir kavram özeleştiri. Vicdan muhasebesi biraz daha ahlaki-manevi bir anlam zemini kursa da özeleştiri de bir çeşit vicdan muhasebesi sayılabilir.

Dağdan indim şehire

23 Kasım 2025
Kürt sorunu bağlamında PKK'nın silahlı varlığının sona erdirilmesi ihtimali, yalnızca askeri veya güvenlik bürokrasisini ilgilendiren teknik bir silahsızlanma meselesi değil; sosyolojik, psikolojik ve politik katmanları olan derin bir toplumsal dönüşüm sürecidir.

Zohran Mamdani kültürel şizofreniyi yaşayacak mı?

16 Kasım 2025
Kanaatimce Daryush Sheyegan’ın ortaya koyduğu “kültürel şizofreni” kavramının, Zohran Mamdani’de karşılık bulma ihtimali vardır. Kültürel şizofrenide önce kimlik bölünmesi yaşanır, ardından bu kimliğin yarattığı ağırlık kırılır. Kültürel şizofreniye göre modernleşme sürecindeki toplumların bireyleri bir kimlik kırılması yaşarlar.

Batı medeniyetinin batmasına mı sevinelim, yaşamasına mı üzülelim?

07 Kasım 2025
İçinde bulunduğumuz savaş ve çatışmalar insanlar içindeki nüansların düzleştirilmesinden öte bir anlam ifade etmiyor. Devletlerin anlamsızlaştırıldığı, insanların tekilleştirildiği bir dünya netleşirken, “ya sonra ne olacak?” sorusu daha anlamlı hale geliyor.