Bu yazı, Yahudilerin yaşananlara bakış açısını analiz etmek üzere kaleme alındı. Yahudi mantığını bilmeden onlarla mücadele ederken batağa saplanabilirsiniz.
Sumud Filosu'nu düzenleyen ve ona liderlik eden yapının hemen her milletten ve her inançtan insanı bir araya getirmesi, çok önemli bir gerçeği gözler önüne serdi: Dünya kamuoyu, kendi içine gömülmüş, ağır işleyen, umutsuz bir kötürüm görünümünde olsa da, onun kalbinde iyilik ve adalet duygusu hâlâ yaşıyor.
Bu kısa yazı, üzerinde tartışma eksik olmayan üç kurumu, Ekümeniklik, Fener-Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu'nu birden ele alma iddiasında değil. Yalnızca bağlantılı üç konu hakkında genel bir çerçeve çizme amacında. Çünkü biri anlatılmadan diğeri anlaşılamaz.
Dücane Cündioğlu, gazeteci Ahmet Dönmez ile yaptığı youtube programında bir hayal kırıklığı yarattı. Bu yazımda usul ve esasa dair gördüğüm problemleri yazmaya gayret ettim. Tabi en büyük futbolcularının bile formsuz maçları olur. Bu programı da öyle bir maç saymak lazım.
Ekmek parası için çalışmak insanı özgür kılmaz. Bir sistemin içinde olmak insanı sınırları belli bir köle yaşamına taşır. Orada yaşlanılır, sürünülür ve ölünür. Çalışma acısının bağlamında Yeraltı İnsanı kendini inşa edememiştir; çünkü Yeraltı İnsanının ruhunda bir devredilmez, devralınmaz bir yeraltı vardır ve bu yeraltından çıkış, bir nevi kendi çukurundan çıkması demektir. Bunu modern çağda başarabilme şansı olan pek az Yeraltı İnsanı vardır.
Gazze Soykırımı başka ne gösterdi? Dünyada az sayıda iyi insan yaşadığını gösterdi. İspanya’dan Kanada’ya Güney Afrika’dan Japonya’ya dünyanın her yerinde ama az sayıda iyi insanın olduğu görüldü. Müslüman, Hristiyan, Yahudi; ateist, agnostik, deist yani her inançtan ve her halktan az sayıda iyi, güzel, cesur insan olduğu ortaya çıktı.
Collins M.Ö. 600 ile M.S. 1900 yılları arasında birincil statüde 136, ikincil statüde 366 olmak üzere toplamda 502 filozofun hayata yön verdiğini ifade ediyor. Bunlardan etkilenen ardılları eklediğimizde bile sayı ancak 2670’e çıkıyor. Bu dönem içinde dünyada yaşayan insanların 23 milyar olduğu varsayımını dikkate aldığımızda, dünyaya çok az sayıda insanın yön verdiğini görüyoruz.
Turgut Bayramoğlu’nun İmge Yayınları’ndan çıkan kitabının ismi: Belirsiz Gelecek: İklim Krizi ve Ekonomi. Geleceğin belirsizliği bugünün niteliğinden, işleyişinden kaynaklanıyor. Belirsizlik, sadece ne tür bir gelecekle karşı karşıya olduğumuzu vurgulamıyor. Çok daha önemlisi ve vahimi; bir geleceğimizin olup olamayacağına ilişkin yüksek riskli bir duruma işaret ediyor.
“Nükleer füzyon” adını, konu ile ilgilenenler, belki biraz da korku ile 1960'lardan beri duydular. Atom enerjisini yıkıcı ve korku verici haliyle öğrenen dünya kamuoyu, daha sonra barışçı nükleer güçle tanıştı. Birçok ülkede kurulan nükleer reaktörler enerji üretimine koşularak ülke ekonomilerine ve refahına katkı yaptılar.
Ben kırk dokuz yaşındayım ve iki kez büyüdüm.
Yirmi sekiz yaşında genç bir babaydım ama henüz küçüktüm. Sonra bir mayıs günü babamı kaybettim ilk kez büyüdüm. Üzerinden yirmi bir yıl geçti. Yeri dolmayan bir boşluk olarak kaldı babam. Ve bir eylül günü ikinci kez büyüdüm, öksüz kaldım, köksüz kaldım.