Yazı sadece kayıt tutmanın, savaşçı ve hükümdarların maceralarının, duyguların ifade aracı olmakla kalmaz. Yazı bunlarla birlikte ve bunların üstüne, somutta değil soyutta var olanın, zihinde düşünülenin, tahayyül ve tasavvur edilenin, tasvir ve hatta temsil edilenin yani varlığı zihinde kurgulanmış olanın da yansıtıldığı, ifade edildiği, kayda geçirildiği araç olur. Görünen o ki yazı zaman içinde çok katmanlı bir hale gelmiş, nesnelerin ve insanların, hayvanların, güneş ve ayın hareketlerinin, iklim değişmelerinin, sellerin, depremlerin, yanardağların lav püskürtmelerinin, birlikte yaşama kurallarının, kanunların, hükümdarların yaptıkları ve söylediklerinin, savaş ve benzeri toplumun genelini ilgilendiren olayların, barış anlaşmalarının, ticari sözleşmelerin, nikah ve boşanma akitlerinin vb kaydının tutulmasından duyguların iletimine kadar yayılan bir yelpazenin kayıt kutusu olmuştur.