Hatırladığım kadarıyla Öğretmenler Günü, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda kutlanıyor, fakat üniversitelerdeki eğitim kadrosu bu kapsama dahil edilmiyordu. Bunu da 28 Şubat döneminde telafi ettik. O dönemde, üniversitelerde eski Eğitim Enstitüsü veya Yüksek Öğretmen kökenli bir takım öğretim üyeleri birbirlerine öğretmenim demeye giriştiler. Bu durum bilahare bir Doğan Medya klasiği haline gelmiş “hoca camide” mottosunun hangi kültür ufuksuzluğu halinde üniversiteleri bile kuşatabildiğine iyi bir örnek oluşturur. Ne üniversite, sadece çocuk okutan bir kurumdur, ne de akademisyen, asıl görevi eğitim olan bir personel türüdür. Günümüzde bir tufan halinde toplumun gündemini ve bireylerin zihin dünyalarını istila eden enformasyon çöplüğünde boğulmayacaksak, çıkış yolunu, bildiğimiz dünyada üniversite adı verilen kurumsal yapılar bulacaktır. Bu da, üniversiteyi, bilgi ayıklayan, bilgi işeyen, bilginin analizi yoluyla problemleri teşhis eden ve bunların çözümüne kafa patlatan “fikir işçileri”nin baş tacı edildiği bir kurum haline getirmekle başarılabilir; akademisyenleri öğretmenleştirerek değil.