EĞİTİM

Eğitimde Hedef - Verimlilik İlişkisi Ya Da Eğitimin Sınavlarla İmtihanı

12 Ekim 2019

Bu yazı kapsamında, onları, eğitimle bağları üzerinden, eğitim sistemi üzerindeki etkisi nedeniyle inceliyoruz. Eğitim süreçlerini negatif bir biçimde etkilemeseydi ve salt yerleştirmeye odaklanmış olsaydık, mevcut sınavların adil ve pratik bir yerleştirme fonksiyonu olduğunu kabul edebilirdik. Ancak sonuçta yapılacak bir yerleştirme kaygısı nedeniyle bütün süreci bozduğumuzu, eğitimi ana hedefinden saptırdığımızı ve çocuklarımızı, eğitim verimini ciddi olarak düşüren bir dizi negatif etkiye maruz bıraktığımızı görmeliyiz.

Medrese, Mektep ve Okul -II-

11 Eylül 2019

Medrese üzerine yazdıklarım, dostlardan ummadığım bir ilgi gördü. Bunun için müteşekkirim. Aslında ben bu işin başında mektep ile okul arasında bir karşılaştırmaya niyet etmiş, fakat mektebi yazarken medreseden başlamanın daha doğru olacağı kanaatine vararak mektep hakkında yazacaklarımı erteleyerek medreseyi yazmıştım. Şimdi sırada mektep var, buyurun.

Kara Göründü (mü)

20 Temmuz 2019

Bırakın Fakülteyi, üniversitelerimizin her biri bir konuda uzman ya da referans olsa, iki yüz küsur konuda söz sahibi oluruz. Bir kaç alandaki başarıyı vitrine koyup içerideki pespayeliği gizlemek bize sadece zaman kaybettiriyor. Şimdi değilse, ne zaman! Biz değilsek, kim!

Eğitimde Yaratıcılık ve Anadolu Rönesansı İlişkisi

16 Haziran 2019

Ülkemizin temel sorunlarının merkezinde yer alan insani sorunlarımızın çözümü için de eğitim sorunlarımıza neşter vurulması önemlidir. Çünkü ancak eğitimli bireylere insani sorunların çözümü noktasında yönlendirme yapılabilir. Eğitimle ulaşamadığınız bireyler, kendilerine etki eden unsurların asıl niyetlerini tam anlayamadan onların kötü emellerine alet olabilirler. Ve bunu da ciddi bir bağlanmışlıkla yaparlar. Çağdaş bilim öngörüleri ışığında bu yanlışlıklarını ortaya koyabilmeniz için sizin değerlerinize saygı duyması gerekir. Aksi takdirde sizi dikkate almayacak ve sonuçlarını okuyamadığı için saplanmışlıklarına devam edecektir. Ortaya çıkan olumsuz tezahürler tüm toplumu etkileyecektir.

Yüksek Yüksek Tepelere Kariyer Kurmasınlar

12 Haziran 2019

Lise giriş sınavı  henüz bitmiş, üniversite giriş sınavı yaklaşmakta  iken  bir akademisyen ve bir veli olarak “velilerin hırsları”  konusuna değinmek istiyorum. Öğretim sistemi  ile ilgili tartışmalar devam ederken, sorunun önemli aktörlerinden veliler kendi hataları konusunda eleştirilmeye  pek hevesli değiller. Oysa çuvaldızı kendimize batırma zamanımız geldi de geçiyor. 

Medrese, Mektep ve Okul -I-

30 Mayıs 2019

Bu yazı dizisi, geleneksel eğitimden başlayarak günümüzün “modern olarak nitelenen” eğitim yapılanmasına kadar gerçekleşen eğitimsel değişim sürecinde, bu sürecin kurumsal yapıları olarak medrese, mektep ve okul kurumlarını ele almayı amaçlıyor.

Bir Dokun Bin Ah İşit

29 Mayıs 2019

Bilimsel çalışmaların ciddiyeti ve niteliği konusunda bizzat öğretim üyelerinin inancı kalmamış durumdadır. Dünya biliminin geldiği noktada, ülkemizde yapılanlar zevahiri kurtarmaktan ibarettir. Bilimsel yayınların sayısı arttığı halde impakt faktörleri yerinde saymaktadır. Bir öğretim üyesinin bir yurt dışı kongresinde on dört bildiride adının olması ise bizim bilimsel çalışmaya nasıl baktığımızı özetlemeye yeter.

Devrim, Öğretmenler Günü Ve Eğitimin Kangreni Üzerine...

24 Kasım 2018

Hatırladığım kadarıyla Öğretmenler Günü, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda kutlanıyor, fakat üniversitelerdeki eğitim kadrosu bu kapsama dahil edilmiyordu. Bunu da 28 Şubat döneminde telafi ettik. O dönemde, üniversitelerde eski Eğitim Enstitüsü veya Yüksek Öğretmen kökenli bir takım öğretim üyeleri birbirlerine öğretmenim demeye giriştiler. Bu durum bilahare bir Doğan Medya klasiği haline gelmiş “hoca camide” mottosunun hangi kültür ufuksuzluğu halinde üniversiteleri bile kuşatabildiğine iyi bir örnek oluşturur. Ne üniversite, sadece çocuk okutan bir kurumdur, ne de akademisyen, asıl görevi eğitim olan bir personel türüdür. Günümüzde bir tufan halinde toplumun gündemini ve bireylerin zihin dünyalarını istila eden enformasyon çöplüğünde boğulmayacaksak, çıkış yolunu, bildiğimiz dünyada üniversite adı verilen kurumsal yapılar bulacaktır. Bu da, üniversiteyi, bilgi ayıklayan, bilgi işeyen, bilginin analizi yoluyla problemleri teşhis eden ve bunların çözümüne kafa patlatan “fikir işçileri”nin baş tacı edildiği bir kurum haline getirmekle başarılabilir; akademisyenleri öğretmenleştirerek değil.

Dijital Çağda Öğretmen Olmak

02 Kasım 2018

Öğretmen adayı nasıl seçilecek, hangi müfredatla eğitilecek, mesleki/toplumsal hiyerarşide nerede yer alacak. Bu önemli bir nokta çünkü ülkemizde genel kanı, öğretmenlikle ilgili bölümleri tercih edenlerin göreceli olarak daha düşük puan alanlar olduğu yönünde. Amiyane tabirle "hiçbir şey olamazsa bari öğretmen olsun" anlayışı... Diğer mesleklerle karşılaştırıldığında öğretmenlerin ekonomik ve sosyal statü açısından basamağın daha alt kısmında yer aldıkları bilinmektedir.  Bu da “mesleği, bilerek ve isteyerek değil, mecburiyetten” seçmeye yöneltiyor.