DÜŞÜNCE

Omerta’yı Çiğnemek, Kamusal Merak veya İyileşme İmkânını Heba Etmemek!

02 Haziran 2021
Türkiye yaşadıklarından ders almıyor, tersine yaşadıkları üzerinden ifsat edici kalıcı bir terbiyenin/tarzın etkisi altında yol almaya devam ediyor. Varlıklarını, iddialarını bu terbiyenin/tarzın karşıtı olarak konumlandıranlar da dâhil olmak üzere, ideolojik-politik aidiyet, sosyo-kültürel müktesebat fark etmeksizin, ülkemizin egemen tarzı maalesef bu. O yüzden aktörün kim olduğundan bağımsız olarak “Az gittik uz gittik. Dere tepe düz gittik. Bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gitmemişiz” durumunu yaşamaya devam ediyoruz. Din, ideoloji, etnisite gibi aidiyetleri etkisiz elemana dönüştüren, içeriksizleştiren bu egemen tarz yürürlükte olmaya devam ediyor.

Eserini Yazarın "Sabıka Dosyasına" Koymalı mı ?

30 Mayıs 2021
Bir yazarın üzerine atılı “suçu” eserlerine de yüklemeyi doğru buluyor isek o zaman yukarıda andığımız kabul edilemez davranışları olan filozofları, sanat adamlarını kaldırıp atacak mıyız? Foucault’u okumayalım mı? 1960 darbesini alkışlayan bir yazı yazdığı için Tanpınar’ın üstünü çizelim mi? Hitler’e destek verdi diye ünlü filozofu faşist mi ilan edelim;  Heidegger’in Varlık Zaman’ını yakalım mı? Nietzsche’yi tanrılara kafa tutu diye okumayalım mı? (Ünlü filozofun aslında teslise, Hıristiyanlığın baba-oğul-ruhulküdüs’ten oluşan tanrılarına kafa tuttuğunu söylemeye gerek var mı?)

Taksim’e Cami: İstanbul’un Temsili Yeniden Fethi

30 Mayıs 2021
Evet “medeniyet” gerçekten bir yönüyle “meydan okumadır” ama bir kürekçi kavgasında, bir kabile çatışmasında gözlemlenebilecek türden bir meydan okuma değildir. Şehrin en merkezi yerine en görkemli sembolik yapıyı kim dikecek, kim rakiplerinin kolunu büküp şehre kendi mührünü vuracak yarışması değildir.

Hamasetten Gerçekliğe Filistin

29 Mayıs 2021
Filistinli kimdir? Kutsanmış insanların kaderine engel lanetliler mi? Kardeşleri tarafından yalnız bırakılan bir yetim mi? çocuk yaşında sokakta kalmış yetimin çöpten yemek devşirmesini kimimiz kınadık, kimimiz acıdık. O an en vicdanlımız başını okşayıp cebimizdeki madeni paralardan verdik ve gururlandık. O çocuk artık delikanlı oldu. Sokağın raconu ona ne öğrettiyse o şekilde yaşamaya başladı. Bu vakitten sonra bu raconu sorgulamaya da hakkımız yok sanırım. Onlar kendi aralarındaki uzlaşmazlıklara rağmen ayakta kalmayı başarıyorlar. Birçok devletin, baş edemeyeceğini düşünüp boyun eğdiği bir ülke ile mücadelenin kolay olmadığını hepimiz biliyoruz.

Akif Emre, Acı Gerçek veya Çürümek!

23 Mayıs 2021
Bunları yana yakıla üstesinden gelmek için çırpındığımız dış tehditlerden daha tehdit edici iç sorunlarımıza karartma uygulayan, bir nevi kendine operasyon çeken durumumuza değinmek için dile getirdim. Çünkü düşmanı yenmekten daha mühim olan şey kendin olmak, olabilmektir. Kendin kalmak, kalabilmektir. Hatta denilebilir ki düşmanının varlığı da ancak kendi, kendisi olmak/kalmak şeklinde ele avuca gelecek bir şeyin varlığı ile mümkündür. O nedenle sancılı tarihimiz dikkatimizi dışarıya yönelterek var kaldığımızı ve böyle devam etmemiz gerektiğini biteviye hatırlatırken ve küresel-bölgesel ve ulusal her gelişme de bunu teyit edecek şekilde kullanılıyorken içe, içeriye dikkat çekmek/kesilmek zor ve sevimsiz geliyor, biliyorum.

Putlaşan Kavram: Başarı

20 Mayıs 2021
Özellikle rasyonel düşünen modern insan açısından “put-putlaştırmak” reddedilen bir şeydir. Çünkü putlaşan, kutsallaşan şeyler aklı devre dışı bırakır, insanın düşünmesini, eleştirmesini ve başka yollar bulup yeni yöntemler geliştirmesini engeller. Özellikle modern çağda, kutsal-tanrı-put kavramları küçümsenen ve reddedilen kavramlar olarak öne çıkar. Modern çağ aklın hâkim olduğu, eleştirel düşüncenin öne çıktığı çağ olarak kabul edilir. Oysa Modernizm her ne kadar dogmaları, kutsalı, putları reddediyor görünse de türlü putlar, türlü tanrılar ve kutsallar üretmiş ve insanı, insan aklını kuşatmıştır.

“Din Eğitiminde Yeniden Yapılanma” Raporu Üzerine

19 Mayıs 2021
İslami Düşünce Enstitüsü tarafından Şubat 2021’de açıklanan “Din Eğitiminde Yeniden Yapılanma” raporu üzerinde durulmayı hak ediyor. “İnsanın Anlam Arayışına Rehberlik” şeklinde iddialı bir alt başlık taşıyan rapor Diyanet İşleri Eski Başkanı Mehmet Görmez tarafından alanında uzman isimlerin katkısı ile hazırlanmış. Rapor zorunlu din dersinden imam hatip okullarına, DİB tarafından yürütülen yaygın eğitim faaliyetlerinden sivil alandaki din eğitimine uzanan geniş bir spektrumda mevzuyu ele alıyor.

Psikanalitik Diplomasi

14 Mayıs 2021
Bir ülkenin bir birey gibi geçmişindeki bütün zafiyet ve moral değerlerinin anlaşılmaya çalışılması eskiden biraz daha zahmetliydi. Bunun için ülkenin arşivleri didik didik incelenir, ülke içindeki her bir etnik, dini ve kültürel değerler için ayrı ayrı araştırmalar yapılır ve bunların hepsi çok özenli hazırlanmış anketler ile test edilirdi. Şimdiyse daha yüzeysel bir tarih bilgisi üzerine, günümüz sosyal medya tahlili birçok derde deva olabilmekte. Arap baharında çok başarılı bir şekilde işletilen bu süreç ile onlarca ülkede neredeyse hiç para harcanmadan ve güç kullanılmadan akla hayale gelmeyecek değişikler gerçekleştirildi.  Ve gerçekleştirilmeye devam ediyor. Benzeri bir süreç hali hazırda Rusya’nın çevrelenmesi sürecinde de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

Hollanda Mektebi

12 Mayıs 2021
Hollandalı çalışkandır. Fevkalade çalışkandır. Devasa projeleri muvaffakiyetle tamamlama iradesine sahiptir. “Dijk”lar ve “polder” bunun şahididir. 16’ncı yüzyılda inşa edilen setler (dijk) denizden toprak kazanmanın bir yoludur. Hollandalı ile Karadenizlinin farkı şudur: Rizeli denizi doldurarak toprak kazanır; Hollandalı boşaltarak. Önce denizin içine setler inşa edilmiş, sonra setlerin arkasındaki sular denize pompalanmıştır. Polderlar böyle oluşmuştur ve bu işlem halen devam etmektedir.

İsrail, Müslümanlar ve Bitmeyen Uyuma Numarası

09 Mayıs 2021
Bütünselliğe, bağa, bağlantıya ve bunun önemine vurgu var. İşin ipi ucu burada kaçınca iş yukarıda belirttiğim gibi sorumluluk kaçkınlığına, kendi gerçekliğine karartma uygulamaya, ötekine yönelik aşırı vurgu ile kendini, kendini görünmez kılmaya dönüyor. Kendimi değiştirmeden, yapıp ettiklerimi değiştirmeden başkalarının arzu ettiğim yönde değişmesini arzu etmenin fantezi dünyasında yaşamayı seçmek ve başına gelecek her türlü musibeti hak ve o musibetlere davetiye çıkarmak olduğu ortadadır. Afrika atasözü çok çarpıcı: Uyuma numarası yapanları hiçbir güç uyandıramaz.