DÜŞÜNCE

Demokrasinin Kutsal Tahtı

05 Temmuz 2021
Aslında dikkat ederseniz 90’lardaki demokrasi karşıtı eleştirilerle, 2000’li yıllardaki eleştiriler tıpatıp aynıdır. Evvelden demokrasiyi eleştirip “Cahillerin alimleri yönettiği sisteme demokrasi denilir.” diyen “gericiler” ile bunları aforoz eden demokrasi havarilerinin “Dağdaki çobanın oyu ile profesörün oyu bir mi, demokrasi sadece sandık değildir” demesi aynı şeydir. Ağızlar değişir ama sözün muhtevası ikizdir. Muhatapların pozisyonu koltukla illiyeti bakımından değişmiş, aslında tek mevzunun güce sahip olma motivasyonu olduğu anlaşılmıştır. 90’larda demokrasiyi eleştirenler saltanatçılıkla itham edilirken günümüzde itham edenle edilen yer değiştirmiş, çobanla profesörün oyunun eşit olmaması gerektiğini iddia edenler evvelden saltanatçılıkla itham edilenler tarafından “elitist, aristokrasi yanlısı, seçkinci, jakoben” olmakla suçlanmıştır.

Afrikalı, Sömürgeci Batı’nın Özrünü Kabul Eder Mi?

18 Haziran 2021
Afrikalı artık eski Afrikalı değil. Küllerinden doğan yeni bir Afrikalı nesil görüyoruz. Bir tarafta atalarının malları ve zenginlikleriyle kurulmuş Avrupa’dan pay isteyenler, diğer tarafta bizzat kendi zenginlikleriyle kurulan lüks şehirlerde efendi olmayı hayal edenler. Sömürgeci için lanetin kara ayak sesleri her yerden duyuluyor artık. Afrika yüzlerce yıllık sömürülmüşlüğüne rağmen bugün bile bütün sömürgecileri satın alabilecek bir zenginliğe sahip. Sömürgeci bunun farkında ve bu yüzden özür veya kabul peşinde şirinlik yapıyor. Afrikalının bu farkındalığı efendi olma yolundaki ilk kapıyı açtı.

İşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset

16 Haziran 2021
Güvenlik/özgürlük çelişkisini bu şekilde çözmenin garantisi ise insanları güvenlikleri ile ilgili tehditle mütemadiyen yüz yüze bırakmak, olası ve muhtemel tehdit algısını sürekli harlamak ve onları yüksek gerilim hattında zayıf parmakları ile tutunmaya çalışan tedirgin güvercinler haline getirmektir. Tehdit ne kadar yakın ve büyük olursa yönetsel zafiyetler, yanlış karar ve uygulamalar, beceriksizlikler ve iş bilmezlikler, yolsuzluklar ve adaletsizlikler de o kadar gündeme gelmelerine tenezzül edilmeyen teferruatlar haline gelecektir.

Angelus Novus, Yaşadığımız Felaket ve Gerçeklikle Bağını Yitirmek

10 Haziran 2021
Cumhuriyet’in başında tanımlanan ve kabaca üç temel başlıkta özetleyebileceğimiz sorunlarımız ekonomi, din ve etnisite idi. Ekonomik sorunun ne ve vaziyetimizin nasıl olduğu ortada. Diğer iki başlığın da değişik şekillerde etkide bulunduğu ekonomik yapı, şüphesiz devletin de içinde olduğu birtakım kontrol dışı imtiyaz mekanizmalarını içerse de görece daha teknik bir alan olarak görülebilir. Din ve etnisitede özetlediğimiz ve Cumhuriyet’in başında da temel mücadele sorunları olarak görülen hususlar ise göndermede ve etkide bulundukları geniş alan ve bu alandaki belirleyicilikleri dikkate alındığında ülkenin temel gerilim-çatışma alanları oldukları görülecektir.

Mutsuzluk Üreten Kavram: Mutluluk

10 Haziran 2021
Toplumumuzda sıkça rastladığımız; ebeveynlerin kendilerini çocuklarının mutluluklarına adamaları, kendi göremediklerini onlara göstermek, kendilerinin yaşayamadıklarını onlara yaşatmak, kendi sahip olamadıklarını onlara sunmak ve nihayetinde onları mutlu çocuklar olarak yetiştirmek arzusu, her istediklerini almak, her istediklerini yapmak, önlerine çıkan her engeli çocukları için aşmak, onları aslan, kaplan, prens, prenses olduklarına ikna etmek nihayetinde kötü sonuçlar doğurur. Mutlu olmak için büyütülen çocukların; sıkılan, hevesi geçen, yaşamak için bir anlam bulamayan, ilk zorlukta yılan, özgüven sorunu yaşayan, kıskanç, şımarık, bencil bireylere dönüştüklerini görüyoruz.

Erdemli Eşkıyadan(?) Bolu Beyine Selam

06 Haziran 2021
Senelerce hapis yatmış, adı pek çok şiddet hadisesine karışmış bir suç örgütü lideri olan Sedat Peker’in videoları halktan inanılmaz bir ilgi görüyor. Yaptığı ifşaatlar dilden dile dolaşıyor, sosyal medya gündemini belirliyor. Tarihte otoriteye baş kaldıran “eşkıya” figürlerinden çokça var ama bu tiplerden bazılarının halktan teveccüh görüp birer kahramanına dönüşmeleri, özel ilgiyi hak eden sosyolojik bir fenomen.

Küresel Hegemonyanın İmtihanında İrade, Dil ve Anlamın Daralması

04 Haziran 2021
Benlik inşasına yönelen insan yaşamda iradenin ve eşsizliğin değerini yüceltirken, kimlik ve grupla varoluşu tercih eden insan ise birlikteliği ve aidiyeti önemser. Benlik ile toplum arasındaki tüm gerilime rağmen gerçekte kültürün sunduğu dil ve anlam dünyasının dışına taşan bir seçim bulunmaz. Bir değerden başka bir değere, bir anlamdan başka bir anlama geçişin imkanı ancak verili bir dil ve gelenek dünyasında sözkonusudur. Bu durum yine de içine doğduğumuz muhitin kaderine ve ufuklarına umutsuzca sıkışıp kalmayı ifade etmez. Muhtemel farklılıkları ve bireysel varoluşları keşfetme ve seçme ihtimali daima te’dip ve terbiye edilmiş bir dil dünyası içinden konuşmayı gerektirir.

Yetimlerin Devleti/Devletin Yetimleri (Gayrimeşruya Yakılmış Bir Balad)

03 Haziran 2021
Harcanabilir yetimler kavramı; her türlü gayrimeşru işlerin bu yetimlere, vaz geçilebilir ya da harcanabilir fertlere yaptırılması TV’lerde yayınlanan dizilerde de yeni bir alan üretimine sebep oldu. Teşkilat dizisindeki yan karakterlerin bir uçak kazasında ölmüş gibi gösterilmeleri ile bir nevi aile bağlarından koparılmaları ve bu kişilerin başına gelebilecek herhangi bir olay durumunda inkâr edilebilir, yani vaz geçilebilir olmaları da sağlanması aslında iktidarın mevcut araçlar ile diğer bir deyişle hukukun ve kuvvetlerin meşru araçlarıyla halledilemeyen konularının olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.