DÜŞÜNCE

Adam Smith ve Milletlerin Zenginliği: Görünmez El, Homo-Economicus, Neomerkantilizm, Serbest Ticaret, Vesaire..

20 Ocak 2022
Özellikle sosyalist-Marksist, milliyetçi ve dinci gelenek başta olmak üzere, merkantilist öğretilere sıkı sıkıya bağlı neo-merkantilist görüşler günümüz dünyasında siyasi ve entellektüel çevrelerde sık sık arz-ı endam etmektedir. Özellikle dünyada kutuplaşmanın ve çatışmaların arttığı, ülkelerin ve iktidar hırsıyla yanıp tutuşan liderlerin önüne gelene meydan okumayı marifet bellediği, neo-nazi, ırkçı, aşırı sağcı hareketlerin yükselişe geçtiği dönemlerde korumacı, içe kapanmacı neo-merkantilist görüşlere rağbet de artmaktadır; aynen günümüzde olduğu gibi. Bunlara karşı yapılabilecek en iyi şey, barışa odaklı, piyasacı, serbest ticaretçi, dışa açılmacı; malların, hizmetlerin, paranın, sermayenin, insanların ve fikirlerin serbest dolaşımını öngören politikaları ısrarla savunmaktır.

Yayıncılık İçin Can Simidi Olarak Bir Teklif

14 Ocak 2022
Kamu ya da özel sektör olsun bu işe girişilmesi ve başarılı olunması halinde Türkiye'de kağıt ve baskı pahalılığı nedeniyle giderek daralmakta olan yayın piyasası tekrar gelişmeye başlayacak, daha önemlisi okumak isteyen, ama pahalılık ve kısıtlı bütçe nedeniyle kitap alamayan öğrenciler, gençler ve orta-alt sınıftan insanların önüne geniş imkanlar açılacaktır. Öte yandan e-yayıncılık, yayın masraflarını ciddi oranda düşürerek, yazarlar ve yayınevlerine daha fazla gelir sağlayacak, kitap yazımı ve yayıncılık şevkini kamçılayacaktır.

Eğitim, Basket Potası veya Öğrenciler Niye Mahzun?

06 Ocak 2022
Demek ki burada bir yönetsel tarz, bir ilişki biçimi, bir kültür ile karşı karşıyayız. Merkezin tepesinden taşranın en küçük birimine kadar. Bu tarzın problemli olduğunu, sorun çözücü olmadığını, çözmek üzere dile geldiği sorunun zemini olduğunu görmemiz gerekiyor öncelikle. Bu problemli mevcudiyet, işin odağından kendisini çekip aldığında problem basket sahası yapmayan okul müdürü oluyor, mesele o lokasyonda sıkışıyor.

Orhun Abidelerinde Millet

28 Aralık 2021
Kimileri milletin milliyetçiliği, kimileri milliyetçiliğin milleti oluşturduğunu, kimileri devletin milleti, kimileri de milletin devleti oluşturduğunu savunur. Önemli olan kendi siyasal yapınızı nasıl kurduğunuz veya kurmak istediğinizdir. Oluşturulan teoriler siyasal yapıların meşrulaştırılmasından başka bir şey değildir. Fransızlar üniter, Almanlar federal devlet yapılanmalarına uygun teoriler ortaya çıkarmıştır. Bilinen en iyi millet ve milliyetçilik teorisyenleri olan Yahudiler ise başka bir yaklaşım sergilemişlerdir. Yani milletler veya devletler ellerindeki malzeme neyse ona göre bir teori oluşturmuştur.

Gelişim mi Tekâmül mü?

25 Aralık 2021
Sömürgecilik hareketi, sanayi devrimi, kapitalizm “gelişim-gelişmek” kavramını bizim bilincimize de bilinçaltımıza da daima “bilim ve teknik” açısından ileri gitmek, ilerlemek, sürekli yenilikler üretmek anlamına gelecek biçimde yerleştirmiş. Ve bu kavramın mutlak biçimde doğru ve iyi olduğu zihnimizde yer etmiştir. Kavramların çağrışımları da olumludur.

"Çelik Çekirdek", Devlet ve Demokrasi Meseleleri

25 Aralık 2021
Uzakdoğu'da "otoriter kalkınma"nın son ve dev örneği Çin'dir. 2000'ler başından beri yükselmiş olup şimdi ABD ile güç yarışına girmiştir. Çin hala otoriter bir siyaset ile serbest pazarın çalışma disiplinini birleştirerek büyümeye devam etmektedir. Bugün Çin dışında Uzakdoğu'daki tüm güçlü ekonomilerin modern demokrasilere döndüklerini görüyoruz. Ne var ki, daha önceki güçlü ve otoriter yönetimler altında disiplinli kalkınma dönemi Türk devlet ve siyaseti içindeki kimi gruplara hep cazip gelmiştir. Mahçupyan'ın ifadesiyle "diğer tarafın da bir cazibesi vardır". Geleneksel olarak Türk siyasi sağı bu tip kalkınma modellerine hep sıcak bakmıştır.

Misvâk Üzerinden Hz. Peygamber’in Örnekliğini Okumaya Giriş

22 Aralık 2021
Bir kere, misvâk fırçalama aleti demek olup hacıların getirdiği ud ağacının dallarından olabileceği gibi zeytin ve nar gibi ağaçların ince dallarından da yapılır. Doğal bir diş fırçasıdır. Doğal gıdalarla beslenen bir toplumun doğal diş fırçası kullanması ne kadar doğalsa, kimyevi boyalarla renklendirilmiş rafine gıdalar tüketen bir toplumun da diş fırçası, macun, gerekiyorsa diş ipi ve ara fırçası kullanması da o kadar tabiidir.

Asgari Ücret, Yapısal Şiddet veya Geminin Güvertesinde Ne Oluyor?

17 Aralık 2021
Yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki büyük çaplı hareketlilik “asgari ücret”lilerin zaten düşük olan alım gücünü iyice düşürerek adeta bu insanları paryalaştırmakla kalmıyor aynı zamanda yürütülen ekonomi-politik ve toplu sözleşme pratikleri üzerinden sosyo-ekonomik anlamda derme çatma bir ‘orta sınıf’ görünümü arz eden kamu çalışanlarının kahir ekseriyetini de alt tabakaya doğru süpürüyor. Değişik parametreler üzerinden gözlemlediğimiz üzere gelir adaletsizliğinin gittikçe derinleşmesi sadece tüketim alışkanlıklarımızı ilgilendiren ve böyle bir lokasyonda tüketilebilecek bir mesele değil.

Kitaplara Sığınan Adam: Cemil Meriç

13 Aralık 2021
Gerçek bir yazarın toprağa sırlanması, bir tohumun toprağa atılmasına benzer. Onun gidişi bir yok oluş değil, bilakis diriliştir. Yazıp çizdikleri ne zaman gerçek bir okura ulaşacak olsa, yazar bir daha dirilir. Yeniden ve defalarca dirilir... Ölüm geldiğinde herkesin söz hakkı bitse de bir yazarın söz hakkı ve konuşma süresi hiç bir zaman bitmez. Hayattayken söyledikleri kürsüye geçer ve sahibine vekâleten onlar konuşmaya başlar. Sözü daha da bereketlenir. Ebedîleşir. Yeşerir. Bire bin verir. Geçmiş Zaman Söyleşileri, bu bereketin tecessüm etmiş hâlidir. Ardında eserler bırakan yazarların, hayattayken yazıp çizdiklerini büyük bir titizlikle ve dikkatle okuyarak müstesna fikirleri ve altı çizilen satırları yeniden gün yüzüne çıkarmak ve onları hayalî bir söyleşi ikliminde okura yeniden sunmaktır. Bundan murad, kıymetli söz’e ve o sözü söyleyene bir vefa borcudur. Sözün sahibini hayırla anmak ve onun sadaka-i câriyesi olmaktır.

Güvenlik Politikaları ve Türkiye’nin Yeni Kırmızı Kitabı

08 Aralık 2021
Tüm dünyada giderek artan güvenlikçi politikaların etkisi Türkiye içinde geçerliği olacağı çok rahatlıkla söylenebilir. Görünen o ki; Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi ve öncesinde zedelenen ve ifşa olan Kırmızı Kitabını yeniden yazıyor. Kitabın içeriğini muhtemeldir ki yazanlar yani muktedirler bilecek. Ancak şurası kesin ki bu kitabın içeriği önceki kitaptan daha keskin ve sert maddeler içereceği söylenebilir.