DÜŞÜNCE

Edebiyat-Felsefe, Sanat-Ahlak

17 Kasım 2021
Bir çınar ağacına benzeyen sanat, türleriyle dallanır. Bu türleri, felsefe güçlendirip yeşillendirir. Felsefenin temelleri ışığında sanatı; sanatın türü olan edebiyatı; edebiyatın öznesi olan insanı kavrayabilmek öncelikli bir eylemdir. Bu eylem; insan olarak yaşamanın, yaşatmanın aslında ne kadar önemli olduğunun önemli bir göstergesidir. Bu anlamda “İnsan odağında, insan için sanat” bir düşünürün en temel odağıdır.

TAŞRA HALLERİ-1: Alacağın Olsun Ankara!

14 Kasım 2021
İşte “uygar kayıtsızlık” kavramı bu taşralı intikama kışkırtılmışlığın kaynağındaki tecrübeyi “steril sosyal olgu” diliyle kavramlaştırıyordu. Modern kent hayatı, karşılaşan kentlilerin davranışında kendini şöyle ele veriyordu: Şehrin insanı, uzaktan birbirini farkettiğinde anonim bir ilgililikle birbirini süzse de yaklaşırken birbiriyle hiç ilgilenmiyormuşçasına geçip gider birbirinin yanından. Bu kayıtsız tutum, modernliğin getirdiği bilinçli bir ilgisizlik, kasıtlı bir kayıtsızlık davranışıdır.

Osmanlı Devleti’nin Sahadan Çekilmesinden Sonra Yemen

14 Kasım 2021
Zeydîler, bugünkü İran rejiminin dînî-hukukî dayanak noktasını teşkil eden “velâyet-i fakîh”, yani beklenen imamın zuhuruna kadar ulemanın yönetimi geçici olarak devralması ilkesini kabul etmez. Zeydî mezhebine göre toplumu yönetme hakkı sadece Peygamber soyundan gelen imamlara aittir. 1904’ten itibaren Yemen’in özellikle dağlık bölgelerinde hâkimiyetini kabul ettirmeye başlayan 87. İmam Yahya Hamîdüddin, 1918’de Osmanlı ordusunun terhis edilerek silahlarını İngilizler’e terk etmesini öngören mütareke hükümlerinin uygulanmamasını savundu.

Zaman Algımız ve Zaman Paradoksu

12 Kasım 2021
Zamanı dilimlere ayırmak, isimlendirmek, bazı zaman dilimine kutsallık izafe etmek insan aklının ürünüdür ve bir kültürdür. İnsan aklı bunu ürettiği gibi değiştirebilir de. Ama insan zihni, belli bir konfor alanına alıştıktan sonra değişmek insana zor gelir. Bu nedenle alışılageldiği üzere kutsallık izafe ettiği veya anlam verdiği günlerden sağlık, barış, huzur temenni edebilir. Huzuru, barışı, sağlığı insan aklı ve iradesine yönelik bir sonuç olarak düşünmek bir sorumluluktur ve insanın kendisine bağlıdır.

İslam Ekonomisinde İçsel Perspektif

08 Kasım 2021
Mevcut ekonomi anlayışı değerler dizisini nötrleştirmektedir. Bir başka deyişle ekonomik ilişkiler çıkara dayalı olduğundan değerlerin toplumsal ilişkide bir karşılığı yoktur. İşçi olarak çalışan insan bile bir maliyet, bir sarf malzemesidir. Devlet bu yüzden vergi toplayarak, o da sadece toplumun fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalmaktadır. Oysa İslam ekonomisinde birçok müessese kişiye topluma dönük çeşitli yükümlülükler getirmektedir. Hiç şüphesiz toplumsal ilişkilerin bu denli kompleks olduğu ve kamusal harcamaların olağanüstü arttığı günümüz koşullarında bu müesseseler güncellenebilir ve toplumsal ihtiyaçların güçlü bir aracı haline getirilebilir.

Squid Game Ne Diyor?

05 Kasım 2021
Dizinin aslında vermek istediği mesaj da burada yatıyor. Mekan olarak kullanılan birçok merdivenin farklı şekillerde yer aldığı manzara Hollandalı ressam Maurits Cornelis Escher’in meşhur resmini gösteriyor. Escher bu resimde (ve tabii diğer resimlerinin serencamı da göz önünde tutularak) herkesin kendine göre bir dünyada yaşadığını anlatıyor. Resimde herkes kendi fiziksel zeminine göre hareket ediyor. Bu zemin bir diğerine göre aykırı, başka birine göre ters, başka birine göre saçma olabiliyor. Ama kendi başına ele alındığında herkes kendi fizik kurallarına uyuyor; gayet düzgün ve mantıklı duruşlar sergiliyorlar.

Toplumsal Hafızadan Devlet Aklına, Millet Devlet İlişkisi

04 Kasım 2021
Devlet aklı Batı ülkelerinde, toplumsal hafıza ise daha ziyade Doğu ülkelerinde varlık gösterdi. Ancak her iki sistemin belirli bir tarihsel süreçte birbirinin bütünleri haline gelmesi doğal olarak her iki yapıdaki devlet felsefesinde yeni bir uyum sürecini ortaya çıkardı. Doğu ülkeleri yazılı metinlere, Batı ülkeleri ise geleneklere kapılarını daha fazla açmak durumunda kaldı. Bilhassa İslamiyet Türklerde beka, işlevsellik ve süreklilik gibi unsurları devletin temeli hale getirdi. Bu geçiş sürecinde toplumsal hafıza devlet aklına yeterince dönüştürülebildi mi? Bunu tartışmak lazım.

“Muhafazakârlığın” Anlaşılmaz Kadirnaşinaslığı

22 Ekim 2021
Aslında böylesi bir durum, sadece “sağ muhafazakârlık” için değil “sol muhafazakârlık” için de geçerli bir durum. Her iki kesimin de vefasızlığa uğramış mühim çilekarları vardır. Hikmet Kıvılcımlı’nın, Kemal Tahir’in, Sabahattin Ali’nin, İdris Küçükömer’in yaşadığı kader Sezai Karakoç’un, İsmet Özel’in, Akif Emre’nin, Turgut Cansever’in yaşadığı kaderden daha trajiktir. İlk kısımda olan yazar ve düşünürler, sol muhafazakârlığın şedid bir görmezliğine düçar olurken ikinci kısım ise sağ muhafazakarlar tarafından doğru anlaşılmamasına yol açmıştır. Sağ muhafazakarlar, fetiş haline getirdikleri bu kişileri ikona dönüştürmüşlerdir.

Geleceğin Edebiyatı, Edebiyatın Geleceği

21 Ekim 2021
Yazarın ulaştığı ve gördüğü dünyayı çoktan görmüş veya bir tıkla daha fazlasını görebileceği bir ortamda, yazar çaresiz ve zavallı. Aldığı onayların otistik olduğunun farkında olmadığı sürece mutlu olan ancak iletişimin transparanlaştırdığı fildişi kulesinde çırılçıplak kaldığının farkında olmayan yazar! Öldü dediler ama ben henüz emin değilim!

Osmanlı – Yemen İlişkilerinin Arkeolojisi

16 Ekim 2021
Osmanlılar XIX. yüzyılda ikinci kez fiilen Yemen’e girmek lüzumunu hissettiler. Ahmed Muhtar Paşa 1872’de Yemen’i tekrar fethederek idarî yapıyı düzenledi Çünkü sadece Portekizliler ve daha sonra onların yerini alan İspanyollar değil, İngilizler, Hollandalılar, Fransızlar ve İtalyanlar da bölge ile yakından ilgileniyorlardı.[11] Avrupalı devletler Osmanlı otoritesinin zayıf olduğu bölgelerde kabilelerle ilişkiler kurarak, Arapça konuşan ve Müslüman kılığındaki casusları vasıtasıyla halkı isyana teşvik ediyordu.