SOSYOLOJİ

Entelijansiyanın Sefâleti vs. Üstâd Peynir Sefînelerinin Sintine Parodileri (*)

05 Temmuz 2019

Kültür hayatı denen şey, bir panayır vâveylâsından öte geçip “büyük fikirlerin mayalanacağı” bir fikriyât müsâdemesine, fikirlerin memleketi sarsacak bir derinlik kazanmasına asla erişmemiştir. Muhafazakâr elitlerin pek astım-bronşiyal krizi, “kültürel iktidar”a yerleşememiş olmaktan ibarettir. Efendi, kültürel iktidar, gürûhlaştırdığınız kitlelerin beğenisinden hasıl olacak nesne değildir. Kültürel iktidar, parayı bastırıp sahip olamayacağınız, adam nasbederek ele geçiremeyeceğiniz bir “yüksek zümre üretkenliği”nin hâsılasıdır. Sol kitapçı vitrinlerine bakıp ağız şapırdatarak da sittin sene ele geçmez.

Habermas'ın Düşündürdükleri – I

30 Haziran 2019

Habermas insanın yaratıcı oluşuna güvenir. Onun yeteneklerini öne çıkarır. Bu çizgi klasik felsefe ile bağını koparır, Yeni ufuklara doğru yelken açar. Düşünme eyleminin somut bir hedefi yoktur artık. Buna karşın zihin dünyası diyalog ve diyalektik ile bütünleşir. Toplumsal uzlaşma sağlamak için diyalektiğe başvurur: "Katılırsak susarız." Kısaca; Habermas'ın düşlediği iletişim toplumu 'özgürlük, eşitlik ve kardeşlik' ekseninde doğacaktır. Ancak bu toplumun hakikat kriterlerine ihtiyacı vardır. Kendisini ölçecek, biçecek ve değerlendirecek ilkelere...

Liyakat ve Ehliyetin Önemi

24 Haziran 2019

Ehliyet sahibi insanda aranan liyakat özellikleri ise belli ölçütlerle belirlenir. Liyakat, dar, belli bir ideolojik veya siyasal grubun belirlediği sınırlarla tanımlanamaz. Liyakati belirleyen ölçütler, geneldir ve o ölçütlerde de ahlâkî vasıflar çok önemlidir. Kişilik sahibi, sağlam karakterli, güzel ahlâklı, emin, sadık bir insan, hangi görüş ve düşünceden, hangi inançtan olursa olsun liyakat sahibi demektir. 

Neo-Kozmopolitler kimler?

14 Haziran 2019

Çağdaş bir değer olarak bireysellik; günümüzde aidiyet, kimlik, din, ırk, cinsiyet ve düzen yerine geçmiştir. İnsanlığın geleceğini belirleyecek gelişmeler artık gerginlik alanında cereyan etmektedir. Eşitlik, öyle bir ortamda Anywheres tarafından bir kurtuluş olarak algılanmakta ve onları her türlü “iç” ve “dış” engellerden kurtarmaktadır. Bu önemli bir açmazdır: İçinde yaşadıkları toplum onları bir tehdit olarak mı algılıyor yoksa güvenlik kaygısı duyarak mı o toplumda yaşıyorlar? Çevresindeki sınırlar bir savunma hattı mıdır yoksa kendilerini gözetim altında mı hissetmektedirler? Bugün onları “tehdit unsuru” olarak gören çevreler mevcut, tıpkı kimlikleri tehdit olarak algıladıkları gibi.

Seçmenlerin Seçimi

27 Mayıs 2019

Televizyon konuşmaları ile seçmen tercihleri arasında oldukça narin bir ilinti var: Bu ilintinin adı mantıksal tutarsızlık. Şunu demek istiyoruz: Televizyon programlarında analitik ve mantıksal olarak tutarlı bir fikri bütünlük dile getirmek mümkün değildir. Dolayısıyla fikir özgürlüğü kapsamına girmesi mümkün enformasyon yayınlayan bir aygıt değildir televizyon. İzahı çok basit: Diyelim ki, kendi içinde mantıksal tutarlılığı ve bütünlüğü olan bir fikir dile getiriyorsunuz. Bir öncülümüz var, “insanlar ölür”. Bu öncülden çıkarımda bulunarak, “Sokrat insandır” kanıtını ileri sürüyorsunuz. Artık bu öncül ile kanıtı ileri sürüldükten sonra, her kim olursa olsun ve her nerede olunursa olunsun sonuç asla değişmeyecektir: “Sokrat da ölür”.

Dünyadan Sana Ne? Senden Dünyaya Ne?

Ali K. Metin
27 Mayıs 2019

Hamaset, bilindiği gibi entelektüel zihinler açısından pek makbul sayılmaz. Bu yüzden entelektüel zihinlere nüfuz etme biçimi nispeten daha dolaylı yollarla olur. Daha sofistike bir dile bürünmek, mantıkla ilişkisini hepten koparmamak zorundadır. Ne ki içerdiği totolojiyi sorgulamaya yanaşmaz, yaşadığı körleşme ya da farkında olduğu riskler sebebiyle kendi asabiyesini sorun etmeden geçer. Tam da bu teğet geçişler sayesinde söylemin şehvetine kendisini kaptırır. Hakikat adı altında kumdan görkemli kaleler inşa eder.

Acaba Neden?

27 Mayıs 2019

Türk edebiyatında 'Uyurgezerler romanının bir muadili mevcut aslında: Yakup Kadri'nin 'Kiralık Konak' eseri. Ama biz daha ileri gidelim. Herman Broch, Stefan Zweig seviyesinde bir yazar iken Mithat Cemal Kuntay, Thomas Mann ayarında bir romancımız. Onun tek eseri 'Üç İstanbul' bir dünya klasiği niteliğinde ve Elias Canetti'nin 'Körleşme', Thomas Mann'ın ' Buddenbrocks' ve Herman Broch'un ' Uyurgezerler' romanlarından daha üstün. Fakat ne yabancı dillere çevrilir ne de okullarda okutulur.

Bir Başka Açıdan Beka Sorunu ve İttifak İhtiyacı

27 Mayıs 2019

Bizim gibi ülkeler için dış tehdit her zaman olacaktır. Dış tehditlerin içerideki muhalif unsurları da zaman zaman kullanmasına karşılık elbette dikkatli olunması gerekir. Ancak bu dikkatin, tüm sinerjisiyle var olma mücadelesi vermesi gereken bir toplumu yok olma paranoyasıyla korkutarak sağlanması yoluna başvurulması, kendi içimizde o sinerjiyi oluşturmak için ihtiyaç duyduğumuz uzlaşma çabalarımızı baltalayacaktır. Son aylarda dile getirilen beka meselesi etrafındaki tartışmalar bu endişeyi haklı çıkarır niteliktedir. Bu meselenin bir seçim ortamında iç politikanın bir enstrümanı olarak vurgulanmasıdır tartışmalara yol açan.

Karanlık Kurul Komplolarından Kurtulamayacak mıyız?

20 Mayıs 2019

Hani küçük çocuklar ayaklanıp yürümeye başladıklarında gider kafalarını sehpalara, koltuklara çarparlar, anneleri ağlayan çocukları teskin etmek için sehpaya koltuğa vurur ya, bizim halimiz de o çocukların haline benziyor. Hatalarımızın sorumlularını hep kendi dışımızda arıyoruz. Bir türlü kendi beceriksizliklerimizle, yetersizliklerimizle yüzleşme olgunluğunu gösteremiyoruz.

Ayaklar Yerde Başlar Dik

20 Mayıs 2019

Evet, ilerlemeci  yaklaşımın yıldızı söndü. İlerlemecilik ve evrimcilik  artık eleştirilmeye bile layık bulunmayan yaklaşımlardır. Ama bu böyle diye zaman okunun varlığını da, ışığın bilinen evrendeki hızının sabitliğini de yok sayamayız. Zaman oku mekanla birlikte seyrüseferine devam etmektedir. İşte bu seyrüseferde insanın deneyimlerinden damıttığı bir kültür unsuru da insan birlikteliklerinin çekip çevrilmesi, yönetilmesidir. İnsan birlikteliklerinin kabileden site devletine, imparatorluktan modern devlete uzanan yönetim macerasında, günün sonunda gelinen nokta, güçler ayrılığıdır.