Ülkemiz ve vatandaşlarımız bugün içinde bulunduğumuz duruma layık değildir. Türkiye, demokratik olmayan bir yönetim sebebiyle ile varlık içinde yokluk yaşayan bir ülke durumuna gelmiştir.
Unutulmamalıdır ki, en kötü ile kıyaslamaya girişildiğinde kötü olan bile kaçınılmaz şekilde size iyi görünecektir. İyi görünmesi, iyi olması dolayısıyla değil karşılaştırıldığı durumun çok kötü olması ile ilgilidir. Zaten Türkiye’de başımıza gelen en büyük felaket buradadır.
Herkesin gerçeklerden kaçtığı zamanlarda bile, gerçeğin ortaya çıkmasını varlık ve onur mücadelesi olarak gören “birkaç iyi adam” her zaman olagelmiştir.
Sartre’ın içsel varoluşunda Dostoyevski ve Fransa iç içedir. Bu iddialı cümleleri elbette biz Sartre’ den dinleyemedik. Ama Bulantı kitabı bize bu konuda pek çok şeyler söyler.
"Mealcilik" kavramı, müslümanların kahir ekseriyetini İslami kaynakların aslından, yani dinin hakikatinden uzak tutmak suretiyle, onları kendisini din temsilcisiymiş gibi sunan (ve belki de ipleri başkalarının elinde olan) bir takım kişi ve kurumlara mecbur ve mahkûm etmeye yaramaktadır.
Ülkelerin geçirdiği zor dönemlerde sanat eserleri yükseliş gösterir. Gassal bazı eksik yönlerine rağmen karakter çözümlemelerinin başarısı ile oldukça kaliteli bir iş olarak karşımıza çıkıyor. Dizinin devamını aynı samimiyette olmasını diliyorum.
Gassal dizisinin psikolojik arka planı oldukça güçlü. Lakin toplumumuzun travmalarının rehabilitesine/iyileşmesine bir katkı sağlamayacaksa, bir sanatın icrası adına toplumsal travmalara ayna tutmak, yeni travmalara kapı aralayacaktır.
“Normal” diye tabir ettiğimiz insanlar, doğal olarak, yaşamı göründüğü şekliyle anlamak ve anlamlandırmak durumundadır. Lakin yaşamın bir yanılsama olduğunu düşündüğümüzde, ancak çok boyutlu bir bakış açısıyla hayatı anlama yeteneğine sahip olmamız gerekir. Bu çoğu zaman normal diye tabir edilen insanların başa çıkabileceği bir durum değildir.
Uluslararası toplumlar ve devletlerin birçoğu vicdan ve adalet sınavını kaybetti. Suriye’de olup bitenler küresel vicdanın yabancılaşmasının bir tezahürüdür. Kötülüğün sıradanlaştığı yerin adı Suriye, kötülüğü kendinde doğallaştıran Esed oldu.
Bu yazıda insanın içine doğup büyüdüğü çevrelerce nasıl bir tipe dönüştürüldüğü, aklın nasıl zihnin sınırlarına hapsedildiğini, örgütlü dilin tüm çevrelerde kavramsal putlar vasıtasıyla nasıl aidiyeti ve çatışma motivasyonu yüksek tipler ürettiği anlatmaya çalışacağım.