Bu yazıda Türkiye siyasetini uzun yıllardır gözlemlemeyen bir vatandaş ve bir sosyal bilimci olarak sayın Tayyip Erdoğan’ın uzun siyasî kariyeri hakkında bazı gözlem ve değerlendirmelerimi sunacağım.
Kuvvetler ayrılığının ve hukukun üstünlüğünün devre dışı bırakılması, yok sayılması, oyun oynarken taraflardan birinin oyunun kurallarını keyfine göre değiştirmesi demek. Bu yol açıldığı zaman geriye bir tek en çok korkmamız gereken şey kalır: “orman kanunu”. Kim güçlüyse onun sözünün geçtiği, kaba kuvvetten başka hiçbir belirleyicinin bulunmadığı bir distopya!
Bir bankacıyla bir futbolcu arasındaki “tuhaf ve ibretlik” buluşma, futbol sektörüne önce kuşbakışı bakmamızı, sonra kabuğundan çekirdeğine kadar tüm katmanlarını dikey ve ayrıntılı incelememizi gerektiriyor.
Seçimin hemen ardından çalakalem yazdığım bir değerlendirme whatsapp gruplarında dolaştı ve epeyce de tartışıldı. Bu yazıda o değerlendirmemi genişleterek meramımı biraz daha derli toplu şekilde anlatmayı deneyeceğim.
Bu kadar sarsıcı iddia ve açık idari ve iktisadi başarısızlıklara rağmen, seçim öncesi anketler iktidar koalisyonunun oyunun hala yüzde 40'ın üzerlerinde olduğunu gösteriyor? Acaba bu durum nasıl izah edilebilir?
Son yaşananlar ışığında bakıldığında yani Sinan Ateş cinayetiyle bir nevi ortaya dökülen, dökülmekle kalmayıp konuşulan, eleştirilen bu süreçle şu soru akla gelebilir. MHP tasfiye mi edilmek istenmektedir ya da şu an ki ideolojik kavrayışıyla Türk Milliyetçiliği mi tasfiye edilmek istenmektedir. Şahsi kanaatimiz odur ki her iki seçenek de değildir. Bu kanaati teyit etmek için bazı gelişmeleri görmemiz gerekir.
Önerilen değişiklikler esas olarak Türkiye’nin 2017-2018 öncesi parlamenter sistem modeline dönmeyi amaçlıyor. Buna uygun olarak, cumhurbaşkanı tarafsız ve sembolik yetkili bir makam haline getirilirken, asıl yürütme yetkisi kollektif bir karar organı olarak Başbakanın başkanlığındaki Bakanlar Kuruluna veriliyor.
1980'li yıllarda yapılmış ve ülkemizde de gösterildiğinde çocuklarca çok sevilmiş bir Japon çizgi filmi (anime) idi "Voltran". Voltran'ın Türkiye siyasetini ve bir kısım muhafazakâr seçmenin sosyal psikolojisini anlamakta işe yarayabileceğine düşünüyorum!