Bu kadar sarsıcı iddia ve açık idari ve iktisadi başarısızlıklara rağmen, seçim öncesi anketler iktidar koalisyonunun oyunun hala yüzde 40'ın üzerlerinde olduğunu gösteriyor? Acaba bu durum nasıl izah edilebilir?
Son yaşananlar ışığında bakıldığında yani Sinan Ateş cinayetiyle bir nevi ortaya dökülen, dökülmekle kalmayıp konuşulan, eleştirilen bu süreçle şu soru akla gelebilir. MHP tasfiye mi edilmek istenmektedir ya da şu an ki ideolojik kavrayışıyla Türk Milliyetçiliği mi tasfiye edilmek istenmektedir. Şahsi kanaatimiz odur ki her iki seçenek de değildir. Bu kanaati teyit etmek için bazı gelişmeleri görmemiz gerekir.
Önerilen değişiklikler esas olarak Türkiye’nin 2017-2018 öncesi parlamenter sistem modeline dönmeyi amaçlıyor. Buna uygun olarak, cumhurbaşkanı tarafsız ve sembolik yetkili bir makam haline getirilirken, asıl yürütme yetkisi kollektif bir karar organı olarak Başbakanın başkanlığındaki Bakanlar Kuruluna veriliyor.
1980'li yıllarda yapılmış ve ülkemizde de gösterildiğinde çocuklarca çok sevilmiş bir Japon çizgi filmi (anime) idi "Voltran". Voltran'ın Türkiye siyasetini ve bir kısım muhafazakâr seçmenin sosyal psikolojisini anlamakta işe yarayabileceğine düşünüyorum!
Hiç bir değişim geçirmeden, işleyişimizi ve alışkanlıklarımızı, zihniyetimizi ve anlayışımızı sürdürerek sıra dışı şeylerin yaşanacağını hayal edemeyiz.
Evet “medeniyet” gerçekten bir yönüyle “meydan okumadır” ama bir kürekçi kavgasında, bir kabile çatışmasında gözlemlenebilecek türden bir meydan okuma değildir. Şehrin en merkezi yerine en görkemli sembolik yapıyı kim dikecek, kim rakiplerinin kolunu büküp şehre kendi mührünü vuracak yarışması değildir.
Amerikan seçimleri aşk filmlerinin” (love story) neredeyse her zaman korku filmlerinden (horror story) daha iyi gişe yaptığı bir kez daha ispatlanmış oldu olmasına ama bu durum demokratlar için alarm zillerinin çalmaya başladığı gerçeğini değiştirmiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fikri İktidar olamadık tespiti bir durum tespitinden ziyade bir kabullenmedir. İktisadi alanda yapılan; alt yapı yatırımları ya da inşaat temelli kalkınma modelinin kültürel anlamda bir müteahhitliğe sebep olmadığı aşikardır. 18 yıllık iktidar sürecinde bilimde, sanatta elle tutulur, gözle görülür başarıların ya da çıkışların olmaması bu durumun ispatıdır.
30 Eylül Çarşamba sabahı, Türkiye saati ile dörtte, meşhur "presidenditial debate"lerin yani Amerika başkanlığı koltuğu için mücadele eden Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin adaylarının televizyonlardan da yayımlanan münazaralarının ilki gerçekleşti. Yaklaşık iki saat süren tartışmanın bir kısmını seyrettim. İşte münazaralar hakkında biraz arkaplan bilgisi ve intibalarım.
Bu düzenleme toplumda huzurun sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Diğer taraftan bu sistem değişikliğinin yönetimde istikrara darbe vurmasını önleyici bir düzenlemeye de ihtiyaç vardır. Bu da bir seçim çevresinde geçerli oyların en az % 50’sini alan bir siyasî partiye fazladan bir milletvekilliği verilerek sağlanabilir. Böylece Türkiye hiç baraj uygulamayan bir ülke olarak itibarını da artırabilir.